26 Olmaktan Neler Öğrendim?

Tuba Kydmn
Türkçe Yayın
Published in
6 min readDec 22, 2020
Fotoğraf Asal Lotfi üzerinde Unsplash

26 yaşın getirdiklerinden midir yoksa 2020 yılının gerçekten benim için ilham dolu bir yıl olmasından mıdır bilemiyorum ancak keşke her yaşım böyle geçse demekten de geri duramıyorum.

Bu sene oldukça çetin geçti evet! Ancak benim için o zorluğu harika bir öğretmendi. Hayatımda hiç bu kadar iyi hissetmemiş, hiç böylesine muazzam acıları bile tiye almamıştım. Ufkumu iki katına çıkarmış ve algılarımı olumsuzluklardan alıp güzelliklere çevirmeyi başarmıştım.

Yazımı okurken size eşlik etmesi için yazının sonuna bir şarkı eklemek istedim.

Hep mi şanssızdım? Yoksa bu bir modifikasyon muydu?

Çocukluğumdan beri şanssız olduğuma inandım. Bu yüzden artık üzülmemek için kendi kendime modifikasyon geliştirmişim. Bunu en yakın arkadaşım ve Çetin Çetintaş ile birlikte öğrendim. Bende herşey çok netti. Ya siyah ya beyazdı. Ve bu keskin çizgide yürürken canımı acıtanın ben olduğunun farkında değilmişim. Aslında ben neye inanırsam onu çekermişim ve aslında neyi çekersem ben oymuşum.

Fotoğraf: averie woodard on Unsplash

Zihnin modifikasyonları nedir? Algıladığımız herşey modifikasyondur. Ama bunu anlamak için adım adım ilerlememiz gerekir.Zihin smritiler ve modifikasyonlar yolu ile çalışır. Smritilerde kayıtlı olan bilgiler, üzerine yeni bir deneyim gelmeden değişmez.

Modifikasyonlar her şeye kişi adına karar verir. Belki o modifikasyonu 20 yıl önce yaratıldı, ama bugün hala senin için karar vermeye devam eder. Bilimsel araştırmalar diyor ki “Zihin daha önce edindiği bilgileri baz alarak her şeye sen daha düşünmeden karar verir” yani zihin kontrol altına alınmadığı sürece, karar verme eylemi aslında senin tarafından gerçekleştirilmez. Hepsi öğrenilmiş bilgilerin ürünüdür. Tüm bu modifikasyonlar kişinin “Karakterini” yani “ben” diye tanımladığı şeyi oluşturabilmesini sağlayan şeylerdir…

-Çetin Çetintaş

İşte ben de kendimi değiştirmek için kurallarımı yıkmaya ve yeni bir ben oluşturmaya başlamıştım bu sene. Herkes değişmek ister, “Ben istemem!” diyenin bile sevmediği keşke şöyle yapabilsem dediği yönleri var. İşte ben bu sene ilk defa keşke demek yerine “İYİ Kİ!” dedim. Ben bu sene keşke demek yerine uygulamaya başladım. Keyifle, güzel bir şarap eşliğinde en sevdiğim şarkıyı dinler gibi. Ama aynı zamanda farklı bir ülkeye gitmiş ve hiç dil bilmiyormuş gibi. Çünkü değişirken yabancılaşmaya başladım her şeye.

Kurallarım ne olmuştu? Ben kimdim ki kime dönüşüyordum? Ben ben miydim eskiden yoksa bu yeni kişi miydim aslında?

Photo by Yasin Hoşgör on Unsplash

Korkularımın üzerine gitmeye başladım. Tabii ki kolay olmadı. Hep derler ya “Değişmek zordur. Çünkü hep aynı yoldan gitmeye alışmışsın. Hep aynı patikada dolaşmışsın.” Bu nedenle herşey ve herkes yabancıydı, yalnızlaşmaya gidiyordum, içe dönüyordum. Yoga ve meditasyon ile tanışmak benim için hayatımın 2.şansıydı. İlk şansımı mesleğim görmüştüm hep. En sevdiğim mesleği yapıyor olmak şansımdı bana göre.

“Yoga zihnin modifikasyonlarını kontrol etme yoludur”

Yalnız kalmaktan ve tek başına birşeyleri başaramayacak olmaktan hep korkan ben, pandemi döneminde yapayalnız kaldım. Hayatımda üst üste gelen kötü olaylar silsilesi zamanıydı üstelik ve ben ne yapacağımı bilemiyordum. Ya bu savaştan sağ çıkamazsam? diye düşünüyordum. Çünkü çıkamayacağımı biliyordum. İşte bu da bir zihin kilidiydi benim için. Zihnim böyle kodlamıştı. Ne zaman,neden veya kimin aracılığı ile kodlandıysa ben bu kodu bir giysi gibi üzerime giymişim.

Ama ben bu savaştan galip çıktım. Çünkü dibi görmeden zirveyi görmen mümkün değildir bilirsin.

Photo by Hanny Naibaho on Unsplash

Nasıl başardım?

Aylarca evde kaldık pandemi döneminde. Aslında tam bir inzivaydı sonradan farkettik. Ve ben bu dönemi fırsata çevirenler içerisindeydim. Hayallerimin yarısını gerçekleştirdim. Kendime eklemek veya çıkarmak istediğim ne varsa yaptım, kabul edemediğim yönlerimi kabul ettim. İsyan edip, şikayet ettiğim ne varsa, kim varsa öyle kabul ettim ve affettim.

Ve sıra yeniden bana gelmişti. Kendimi affetmeliydim. Hala ufak bir parçası kalsa da ben kendimi affettim. Bazen iç ses olarak kendini duyurur affetmediğiniz tarafınız. Ona şefkat göstermeyi ve sonra da duymamayı öğrendiğimde değiştim. Evet iç sesim benimle geliyor çünkü benim bir parçam çünkü benliğimin yarısıydı. Ona yolu göstermeliydim. Eğer düzeltmek istiyorsam doğru şekilde yapmalıydım. Bana şimdiye kadar öğretilmeyen şeyleri ben ona öğretmeliydim. Onu anlamalı ve yolu göstermeliydim. Kendimi sevmeye başlayarak yaptım. Aylarca kendinizle baş başa kaldığınızda başka çareniz olmamasının bu yanı güzel. Tek odak noktanızın kendiniz olması ve “Hey! Merhaba seni yeni tanıyorum, sen yenisin galiba?” diyebilmek güzeldi. Yalnız kalmak aşırı keyifliydi. Hatta neden daha önce denememiştim?

Meğer ben 25 yıldır kendime bu açıdan bakmamışım. Şimdi gelelim tüm bu olanlar sonrası öğrendiklerime.

1- Gördüğün hiçbir şey göründüğü gibi değil. Beklemek ve hayata bırakmak her zaman en doğru olan.

2.Hayata güvenmen gerek çünkü şimdiye kadar direksiyonda sen vardın ve gördün ki senin elinde olmayan şeyler var ne yaparsan yap değiştiremeyeceğin şeyler. Şimdi sonsuz bir dinlenme vakti.

3.Duymak yerine dinlemeyi bil. Ne duyarsan duy seninle bağlantılı değil. Sen neye izin verirsen onu hissedersin. Kötü bir şey bile duysan üstüne giyip sinirlenme. Çünkü üstüne giydiğinde ona dönüşürsün.

4.Doğa ile ne kadar iç içe olursan beklemeyi ve sabretmeyi öğrenirsin. Doğa’nın muazzam şefkati seni sarar ve izlemeyi öğrenirsin. Sonra da görev sana verildiğinde toprağından çıkıp bir çiçek gibi açmayı bilirsin.

5. Duygularından sen sorumlusun. Ve diğer insanlar da kendi duygularından sorumlular. Üzüldüysen bunu sen seçtin ve eğer birini kırmak istemediysen kırılmayı kendi seçmiştir. Kimsenin duygularından ve hayatından sorumlu değilsin. Sen sadece kendinden sorumlusun.

6.Öfke insanın kendine verdiği en büyük cezadır. Başkalarının hataları için kendini cezalandırırsan kaybolursun. Ve ışığın gökyüzündeki binlerce yıldızdan biriyken artık parlamamaya başlarsın.

7.Dürüst ol, ne hissediyorsan söyle saklama, memnun olmadığın şeyler varsa açık bir dille konuş, biriyle görüşmek istemiyorsan görüşme, seni başka biri gibi gösterenler varsa nazikçe o ortamdan veya o iletişimden ayrıl. Kimseye kendini kanıtlamak zorunda değilsin.

8.O kadar değerlisin ki! Bunu başkalarından duymayı ve görmeyi beklersen asla asıl değerini göremezsin. Önce sen farkında olmalısın. Evet işte böyle! Kendini sevdikçe bu bir ışık gibi yayılıyor.

Photo by Haley Phelps on Unsplash

9.Anda kalabilmeyi unutma. Dün dündü, bugün bugün. 1 dakika sonrası bile geçmişte kalacak. Ne insanlar aynı kalıyor ne de sen. Şu anı yaşa her zaman. 1 dakika sonra da o dakikayı yaşa. Eleştirme, yargılama çünkü herşey değişmeye mahkum. İnsanlar değişir. Olaylar değişir. Olaylara bakış açın değişir. Sen değiştin.

10.Kendinle baş başa kalmayı asla aksatma. Başkalarına kendinden çok zaman ayırırsan kendine haksızlık etmiş olursun.

11. Yaşamayı seviyorsun. Keyif almayı seviyorsun bu hayattan. Havayı içine çekmeyi, rüzgarı teninde hissetmeyi ve kuşları duymayı seviyorsun. Bunlara teşekkür ettiğin zamandaki mutlu çocuk tarafını seviyorsun. Bunu kaybetme.

12.Neden? Niye? Yine mi? kelimelerini unut. Her yeni olana alan aç ve kabul et. Ya değiştireceksin tüm ihtişamıyla ya da kabul edeceksin.

13.Üzülebilirsin, ağlayabilirsin, korkabilirsin ve bazen mutsuz olabilirsin. Yaşam böyle birşey. Tüm duygulara izin ver.

14.Seni bugüne getiren iyi-kötü her şey iyi ki oldu. Bu farkındalık sayesinde yeni bir bakış açısına geldin. Kendine Hoşgeldin.

15.Keşke demek seni geriye götürür. Daha iyisine layıksın ve en iyi hale getirmek için uğraşıyorsun. Ne yapıyorsan hepsi çok güzel. Bugün elinden gelenin en iyisi bu. İç sesin öğreniyor.

16.Geçmişte kızdığın, küstüğün kim varsa affet. Hayatına almak zorunda değilsin bu senin hayatın. Ama affedip hayata bırakman gerekli. Bu yükü taşımak senin görevin değil. Hiç bir derdin yükünü, sorumluluğunu taşımak senin görevin değil.

“Bırak yükü dünya taşısın. İşi ne?”

26. yaşımdan selamlar ve 27.yaşıma yol almak üzere hoşçakal dileklerimle.

Not: İzin ver, hayat yolunu bulup, sana çiçekler getirsin. Şimdi dümeni bırakıp hayata devretme zamanı.

Yazıyı beğendiyseniz alkışlayarak ve paylaşarak daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz.

Ayrıca bana limonlumojito sosyal medya hesaplarımdan veya tuba.kydmn@gmail.com mail hesabımdan da ulaşabilirsiniz.

Diğer içeriklerime göz atmak isterseniz;

--

--