Ağustos, Eylül, Ekim ve Kasım Notları 2019

Kubilenga
Türkçe Yayın

--

Ve uzun bir aradan ve birçok yaşanmışlıktan sonra sonunda geldim buraya. Özledim burayı.

Genel bi özet yapacak olursam geçirdiğim aylara dair;

Ağustos ayı, köklü zihinsel farkındalıklar ve bakış açılarının temellendiği ay,

Eylül ayı, gezme, mekan keşfetme-boş yapma ayı ve son günlerinde başlayacak olan 2 aylık eğitimin olduğu ay,

Ekim ayı girdiğim eğitimin tamamıyla geçtiği ay,

Kasım ayı, son birkaç gün kala eğitimden çıktığım ve hem fiziksel hem zihinsel olarak dinlenmek ve yaşadıklarımı analiz etmek için çekilmeye koyulduğum ay oldu.

Bu aylarda sıkıştırılmış bir şekilde gerçekten çok şey öğrendim, çok fazla yeni insan tanıdım, çok farklı karakterlerle tanıştım, çok fazla insanın hayatını inceleme fırsatı buldum. O kadar yaşamaya dalmıştım ki instagramdan mediumdan youtube ve pek çok web sitesinden yani neredeyse tamamiyle internetten koptum ve gerçekten yaşadım. Fakat bununla birlikte okumalarım da azaldı ve yazı yazmalarım da azaldı ve dolayısıyla yaptığım gözlemler, analizler, anlık-günlük veya en azından haftalık olarak yazıya aktaramadığım için kayboldu, çok çok derin bazı analizlerim ifade olarak kendine yer bulamadı. Bu sürecin tek dezavantajı sanırım bu oldu. Yazmadıkça da uzaklaştım ve bunları dahi şu an çok zorlanarak yazıyorum. Ama bir şekilde geri dönmek gerek :) Daha fazla uzatmadan başlıyorum. Yine diğer aylık notlarımda olduğu gibi birbirinden kopuk görünen cümleler olacak. Bu yüzden bir paragraf olarak değil maddeleyerek aktarıyorum. Bazıları izlediğim videolardan, okuduğum kitaplardan, dinlediğim insanlardan direk alıntı şeklinde olacak. Çoğunu içselleştirdiğim için kaynaklarını da artık unutmuş durumdayım, bilen ve paylaşmak isteyen yorum olarak yazıp diğer dostlarımıza katkıda bulunabilirler. Anlaşılması ve işe yaraması dileğiyle.

1. AĞUSTOS

  • Hakikatin, düşlerin görünen hali olduğunu idrak ettiğin anda, hakikati şekillendirmeye başlarsın.
  • Algı->His->Tepki->Deneyim
  • Pergel gibi olacaksın. Bir ayağın sağlam bir şekilde köklenmiş, temellenmiş değerlerinde olacak, diğer ayağın sürekli keşfetmeye, yeni şeyler öğrenmeye devam edecek.
  • Bilgilerin bilince dönüşme sürecine ‘dem’ denir. Bu aynı zamanda hakikatin, zihinden kalbe akmasıdır.
  • Yeryüzünde değiştirebileceğin tek kişi sensin ve şunu bil ki Sen değişirsen dünya değişir.
  • Bütüne hizmet et. Herkes aslında senin ruh parçan.
  • Anla! Bilen çok ama anlayan az. Anlayışını geliştir.
  • Aşk ol. Aşkın kendisi ol.
  • Seni ancak hakikat özgürleştirebilir.
  • Hayal edebildiğin her şey gerçektir. (Bu öylesine bir motivasyon cümlesi değil aksine üzerine derin düşünüldüğünde ve belirli bilgilerle sentezlendiğinde muazzam kapılar açan bir cümle)
  • Bütüncül geliş, bakış açını geliştir, her şeyi oku. Kendini çoklaştır, çoğalt. (Her şeyi okumak konusunda şu an öyle düşünmüyorum.)
  • Bir sorun bul ve farklı bir bakış açısıyla çöz. Kendine neyi dert ediniyorsan bunlar senin işin olacak. Bu dünyaya ne faydam olur? Ben ne istiyorum? Bunları bul. Kendini dinle. Kendi kendineyken ne yapmaktan hoşlanıyorsun, nerede takılıyorsun, ne yapıyorsun, bunlara bak. Birinci yeteneğin ne, ikinci yeteneğin ne, üçüncü yeteneğin ne, bunlar birbirini tamamlayacak. Bunları kesiştir.
  • Otodidakt ol.
  • Hibritleş. Bugünü idare et. Gelecek için de çalış.
  • Yarının işini yarına bırakma. (Yanlış yazmadım, Ufuk Tarhan’dan alıntı)
  • Aslında insanların bize olan davranışlarında hayat bize mesaj gönderiyor. Biz zaman zaman o mesajları göremeyip durumu yanlış algılayarak yanlış yorumlayabiliyor ve gelişimimize olan katkısını göremeyebiliyoruz. Bazen geç de olsa sonradan da olsa o mesajları algılayabiliyoruz. Algıladığımız zaman eğer elimizde bir hareket planı oluşturacak imkan varsa -ki muhakkak vardır-görmek gerek- hemen uygulamalıyız. Hiçbir şey için geç değil. Her şey olması gerektiği gibi. Ne eksik ne fazla, tam dozunda. O yüzden kişiyi suçlama. Geniş düşün, uzun vadeli düşün ve oradan öğrenmen gereken neyse ona odaklan. Hayatın anlatmak istediğini anla. Anla. Buradan yine dört anlaşmadan birine geliyoruz; Hiçbir şeyi kişisel algılama. Kişiler üzerinden değil, algılar üzerinden düşün. Belki görünenler (araçlar) kişi ve olaylar fakat asıl olan olgu, oradaki anlam, hayat.
  • Varsan, sen var olduysan, kainatın ışığıyla, bilgisiyle beslenme hakkına sahipsin.
  • Odaklandığın yerdeki enerjin artar.
  • Her şey dengeyle iyi. Bu da kendi alanını belirlemekle başlıyor. Senin kendi enerji alanın bilinmiyorsa, bunun farkında değilsen, o zaman oraya her türlü enerji girip çıkabilir. Buna dikkat et.
  • Bir insanın ben merkezci olmasıyla kendi merkezinde olması farklı şeyler. Kendi merkezinde ol.
  • ‘’Ben’’den ‘’’Biz’’e, ‘’Biz’’den ‘’Bir’’e. Önce ‘’Ben’’ olursan ‘’Biz’’e gidebilirsin.
  • Kilo başına 40 ml su içmek gerekiyor.

2. EYLÜL

Hayatı sevdiğime dair o kadar çok cümle kurmuşum ki aylık değerlendirme defterimde (:D) anafikri yazacağım bu ay için sadece. Dedim fakat bazı noktaları aynen buraya almaya karar verdim. Tamamı çıkarımlar olmasa da kendi içsel düşüncelerimi duygu-durumumu paylaşacağım.

Ne kadar zor ve belirsiz olursa olsun durumlar, pozitif kalmaya devam edip umutlu olursam ve hayata gerçekten -kalpten güvenir, tedirginlik yaşamayıp akışa bırakırsam kendimi, sonunda kazanıyorum ve muhakkak mutlu oluyorum. Gerçekten. Ve sevgi ve samimiyetin önemini, gerçekliğini, geri dönüşlerini aldım, almaya devam ediyorum. Ve kendin olmak ve bunu yaymak, her fırsatta dile getirmek — sözle veya benden diliyle veya enerjiyle. Muhakkak geri dönüşü oluyor. Bir dee konuşmayı bilmek, her daim kendini ifade etmek çok önemli. İletişimde cesur olmak, adım atmak, gerçekten tanımaya çalışmak muazzam önemli. Şimdi düşünüyorum da ciddi emek aslında. Baya enerji gerektiriyor. Ve ben kendime baktığımda bu konuda hiç zorlanmadığımı görüyorum — bu ay. En azından bu ay farkediyorum bunu, daha net şekilde.

Ve cidden hayat güzel. Çok güzel. Yaşamaya değer. Yaşayacak çok şey var, tanışılacak çok insan var, yapılacak çok iş var, alınacak çok eğitim var, dinlenilecek çok seminer var, gidilecek görülecek çok yer var…

Ve hepsini, her şeyi yapmak istiyorum. Çokça okumak istiyorum. En çok da bu evreni anlamak, evrenin-varlığın sırlarını öğrenmek ve yaşamak istiyorum.

Ve öğreneceğim ve daha da yükseleceğim, daha da güçleneceğim, Yaşayacağım! Evreni anlayacak, OLacağım!

OL-acağım, AK-acağım, YARAT-acağım. Olan, akan, yaratan olacağım!

Teşekkürler Hayat! Teşekkürler Evren! Teşekkürler Herkese! Her şeye! :)

3. EKİM

  • Gerçekten kendin olur, kendini ifade edersen mutluluk kaçınılmaz!
  • Kendini küçük görmeyi bırak, sen yürüyen evrensin!
  • Her şey, içimizde ne varsa ona göre şekillenir.
  • Her senaryo içinde kendin olabilmek, ustalık. (Bunun için tanımlamaları kendin yap.) (5kişiPodcast-ArkınÇelik)
  • Her senaryoda oynayabileceğine inanıyor musun? -Oynamayacağıma inanıyorum. (5kişiPodcast-ArkınÇelik)
  • Belki de yargıladıklarını yaşıyorsun. O yüzden kimseyi yargılama.
  • Bazı şeyleri çok yakınındayken göremezsin, biraz uzaklaşmak gerekir görmek için (ve görünmek için).
  • Bir şeyi deli gibi isteyebilirim. Ama bu, o ihtiyacın illa karşılanması gerektiği anlamına gelmez. Olan, olur.
  • Kalp her zaman her daim doğruyu söylüyor, söyler. Kalbini dinlemeye devam et.

4. KASIM

  • Duygular, yüksek zekanın dilidir. Ne hissederseniz onu yaratır veya tezahür ettirirsiniz.
  • Gün içinde düşünüp yazdığım bi duygu-durumumu paylaşmak istiyorum ne kadar polyanna olduğumu anlamanız için :D

‘’Metrobüsle giderken köprüde trafik vardı çook hafif. Yess dedim içimden. Yavaş yavaş, sindire sindire geçicez köprüden. Hava sıcaklığı mükemmel, rüzgarlı, boğaz manzarası harika — denizin dalgaları, açıklık, köprünün yüksekliği mükemmel ve boğazın tam üstünde kocaman bir gökkuşağı, süper bir müzik dinliyorum. Muazzam. Harika birkaç dakikaydı. Kendi motosikletimle boğazdan geçmem yakındır. Kendi arabamla köprü trafiğinde kalmam yakındır. Yani öyle olsun :D Gerçekten. O şekilde olanlar nasıl bir nimet olduğunun farkında değiller.

Bir de yine bugün metrobüste tam bunları düşünürken tüm insanlarla olan kardeşliğimizi de hissediyorum. O kadar güzel bir his ki. Hiç yalnızlık diye bir şey hissedemez insan bir kez o bağı hissettiğinde. Gerçekten. Harika bir his. Muazzam, müthiş, harika bir his. İnsanın içini dolduran, harika bir şekilde ısıtan bir his.

İstanbul’a aşığım, insanları seviyorum. Kardeşlerimi, ailemi, arkadaşlarımı seviyorum. Çevremdeki insanları seviyorum. Her şeyi, herkesi seviyorum.

Şu an bunları yazmam çok garip ama. Çünkü gerçekten bu yazıları yazmaya başlamadan önce o kadar daralmış, kötü-bulanık enerjili, yalnız, hiçbir şey yapmak istemeyen bir şekildeydim ki… Garip şu an o yüzden. Demek ki ‘’odak’’ çok önemliymiş. Tekrar hatırlamış oldum. Ve dolmuşum yazmak için. Ve analiz yapmayı, düşünürken yazmayı çok özlemişim. Böyle kana kana yapmak istiyorum bunu.’’

  • Güç, sorumluluk alabilmekte.
  • Kendini bulmak değil kendini yaratmak var. Kendini inşa et. Üst versiyonlarına geç. Kendini doğur. Olmak istediğin şeye karar ver ve ol. Kariyer yap. Sonra yeni bir kariyer planı oluşturup onu da yap.
  • Zaman yönetimi değil enerji yönetimi.
  • Bir tohumdan çam ağacı çıkacağını tahmin edebilir misin? Biz de bir tohumuz ve doğru bir şekilde ölebilirsek yıldız — evren olabiliriz — evren doğurabiliriz.
  • Her şey ‘’varlık’’. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler. Her şey ‘’ruh’’. Bu algıyla, bu bilinçle yaklaşmak gerek diye düşünüyorum.
  • Her şeyde fark neydi? Düzen, disiplin, çalışkanlık, istikrar. Bunları yaptığın sürece her şeyi elde edersin. Sevgi. Sevgi her şeyi çözer. Kalbini dinle. Kalbinin götürdüğü yere git ve odağına dikkat et. Konsantrasyon gücünü artır. Odaklanma gücünü, odaklandığın şeyi iyi takip et.
  • Saygı, Dürüstlük, Cesaret, Sevgi, Disiplin, İstikrar, Konsantrasyon, Denge, Eylem.
  • Anda olmak, gerçekten orada olmak.
  • Şu ara sevginin gücünü keşfetmeye başladım. Peki bu nasıl olmaya başladı? Sevgimi göstererek.
  • İnsandaki güzellik yok olup gider ama sanattaki asla! — Leonardo Da Vinci
  • İçrek bilgi: Zamanı gelince öğrendiğimiz. Bizim bilgiyi almaya, bilginin bize akmaya, onu idrak etmeye hazır olduğumuz an.
  • Hep ısıtın kalbinizi, insan zekanın karşısında eğilir ama şefkat karşısında diz çöker.
  • Bilgi, kişinin ona hazır olduğu anda ve ona hazır olduğu kadarıyla gelir. Ne bir eksik ne bir fazla.

Evet, söyleyeceklerim bu kadar. Zamanla bazı konulardaki düşüncelerim değişiyor ama zaman içinde düşüncelerimin değişim akışını görebilmek adına buraya aktarırken yazdığım şey hakkındaki fikrim değişse bile yazıyorum. O yüzden sonraki yazılarım ve önceki paylaşımlarım çelişebilir. Bununla birlikte insan aynı anda hem öyle hem böyle düşünebilir. Tutarsız görünen noktalar olursa sebebi budur.

Kendinize çok iyi bakın güzel insanlar. Görüş ve fikirlerinizi paylaşmak isterseniz bana instagram ve twitter üzerinden yazabilirsiniz. En kısa zamanda tekrar görüşmek dileğiyle :)

--

--