Ali Biçim’in YouTube Başarısının Arkasındaki Acı Gerçek

Tarık Çayır
Türkçe Yayın
Published in
6 min readApr 19, 2020
Fotoğraf: https://instagram.com/alibicim
Fotoğraf: Instagram @alibicim

YouTube Türkiye’nin içinden geçen, geçmekle kalmayıp kara delik gibi yerle bir eden adam. Üst düzey esprileri ve konu bütünlüğüne sahip eski Late Night Show Sahibi Ali Biçim’den söz ediyorum.

Herkes Ali Biçim’i ramazan ayında yaptığı Just Pide uyarlaması ile tanıtı. Arkasından bir yarışmayla ekranlarda kendini gösterdi. Okan Bayülgen’in ekibine girip birbirinden kaliteli işlere imza attı. Okan Bayülgen ile yollarının ayrılmasından sonra hayalini kurduğu Ali Biçim Show adında bir sohbet programı yaptı. Şimdi ise YouTube’un içerisinden geçip karadelik gibi işler yapıyor.

Ali Biçim — Just Pide

Peki ama neden bunları yapıyor?

Bunun arkasında bir sebep var mı?

Başarılı bir kariyeri YouTube’da neden harcadı?

Ali Biçim’i Anlamak

Ali Biçim’i ilk izlemeye başladığımda aklıma bunun gibi birçok soru geldi. İzlediğimde Ali’nin altının boş olmadığını çok kolaylıkla fark edebildim. Üst düzey esprileri, düşünmesi, sürekli geçmişe dönük dalga geçmeleri ve memnuniyetsizliği gözlerden kaçmıyordu. Her ne kadar Ali Biçim’i yaptığı işlerden sebep tanımasam da yüz yüze bir tanışıklığımız olmadı.

Araştırmaya, okumaya ve yaptığı işleri incelemeye başladım. Tam olarak tahmin ettiğim gibi bir çıkarıma vardım. Aslında yazdığı Bu Ne Biçim Hikaye kitabıyla tüm gerçekleri yakından görebilme fırsatım oldu.

Ali Biçim Show’un her ne kadar bitmesini mobbing’e çıkarsa da depresyona girip piskolojisinin alt üst olması gibi birçok sebepleri olduğuna inanıyorum. Neden yazamadağını da az çok tahmin edebiliyorum. Umarım bir gün onları kendisinin ağzından dinleme fırsatımız olur. Bu vesileyle bizleri aydınlatır.

Konuya dönecek olursak marjinal fikirleri bulunan ve birçok sohbet programından farklı düşünerek 27 yaşında Fox TV’de program yapan bir kişi nasıl oldu da YouTube’a bel altı içerik üretmeye başladı?

Bence sorunun cevabı çok basit. Kıymetini bil(e)mediğimiz tipik bir Türkiye gencinden bir tanesi.. Ülkenin mizah / kalite anlayışını Tik Tok ve YouTube trendlerinden görebilmemiz bunu doğrulamıyor mu? Kaliteli işler ne yazık ki hak ettiği değeri bulamıyor. Yoksa sorun Ali’de değil.. Sorun içinde bulunduğumuz toplumun iliklerine kadar işlemiş vasatlıkta!

Sabahlara kadar skeç yazıp dirsek çürütmüş bir kişiden bahsediyoruz. TV’ye yaptığı programın jeneriğinde Michael Jackson olmak üzere birçok farklı düşünce yapısını katıp harmanlamış bir genç.. Bunu yaptığında henüz 27 yaşındaydı! Dimağı kendini ispatlamak için sürekli çalışıyordu. Bence kesinlikle zamanın ötesinde bir adamdı.

Gerçeği Kabul Etmek

Araştırmalarımdan ve çıkarımlarımdan Ali’nin gerçeği kabul ettiğini düşünüyorum. Yaşadığımız bu dünyanın tamamen bir şovdan ibaret olduğunu düşünüyor. Çünkü ülkedeki insanların büyük bir çoğunluğunun vasatın altında olduğunu artık o da biliyor. 1 haftalık hafızaları olduğunu da gayet hakim. Onun için çok ciddiye almıyor.

Ali, ciddiyetin yerini tamamen duygusal konulara bıraktığını düşünüyorum. Mesela para gibi.

Öyle ki YouTube’a girdikten 2 ay gibi bir sürede kaşesini iki katına çıkarmayı başardı. Hatta istediği miktarı bazı durumlarda elinin tersiyle itmeye bile başladı (bir araba alacak bütçeyi reddettiğini biliyorum). Ekibinin çok iyi olduğunu biliyorum. Arkasında onu yönlendiren ve sürekli ayakta durmasını sağlayan sağlam bir kadrosu var.

Onun için yaptığı işlerde sürekli bir memnuniyetsizlik ve çekingenlik söz konusu. Bundan gram zevk almıyor. Bununla anılmak kesinlikle istemiyor. Hatta Mesut Can Tomay ile o kadar iyi bir ikili oldular ki girdikleri videoların seviyelerini darmaduman ediyorlar. Ali her zaman saf ve mağdur. Rolünü çok güzel oynuyor. Çünkü kitlesi bunu çok seviyor. O da isteneni veriyor.

Ali Biçim’i anlayabilecek ve onun potansiyelinin kıymetini verecek bir kitle yoktu. Onun için Ali’de para kazanmak ve hayatı tespih yapıp sallamaya başladı. Para için kariyerini ve gururunu bir kenara bıraktı. Nasıl kazandığının çabucak unutulduğunu bildiği için artık çok da ciddiye almıyor.

YouTube’dan ekmek yemeye başladı. Hatta yediği ekmek, pastaya ve kobe etine kadar gidecek. Yaptığı işten dolayı onu kesinlikle yargılamıyorum. Çünkü toplum şov istiyor o da bunu veriyor. Yaptığını bir performans çalışması gibi düşünebiliriz.

Zamanında Huysuz Virjin televizyonda kadın kılığında insanları eğlendirerek çeşitli şovlar yaptı. Ali’de insanları farklı bir şekilde YouTube’da eğlendiriyor. Huysuz Virjin’in yaptığı bir sanat olurken Ali’nin yaptığı neden sanat olmasın?

Andy Kaufman ve Rudy Ray Moore mavi okyanusa açılırken, Ali neden bunun temellerini atmasın?

Andy Kaufman’ı anlamak için: Jim and Andy
Rudy Ray Moore anlamak için: Dolemite Is My Name

Günümüzde insanların özel hayatlarının magazin programlarında yer verilmesi gibi saçma sapan televizyon programları var. Hatta katlanarak saçmalayan bambaşka boyutta yaşayan televizyon programlarını unutmamak gerek. Bunlar ne derece doğruysa Ali’nin yaptığı da o derece doğru. Kitle izlemek istiyor. Yapımcılar istenileni veriyor. Buna kısacası arz talep meselesi diyebiliriz. Kitle şov istiyor. Ali’de bunu Mesut ile beraber çok güzel veriyor.

Gelecek Ali Biçim’i Biçimlendirecek

Ali, görünür olduğu için kendisini çok iyi pazarlıyor. Boş olmadığını yapımcılarda biliyor. Sadece biraz daha olmasını ve bu işin nereye gideceğini görmek istiyorlar. Haliyle bu süreç biraz daha devam edecek.

Ali Biçim böyle giderse 2 yılın sonunda hayatının sonuna kadar kazanacağı parayı kazanmış olacak. Artık hayat ile finansal bir sorunu kalmayacak. Finansal özgürlüğü ile istediğini çok rahatlıkla yapabilecek.

Televizyona geri dönecek. Veya dönmek istemeyecek. Televizyon yerine YouTube’da kaliteli işler yapacak. Hayal ettiği mertebeye farklı şekilde ulaşacak. Ama sonunda yapmak istediğini yapacak. Hem de keyif alarak çok güzel yapacak!

Saygı görecek, yüzüne bakmayan yapımcıları elinin tersiyle itecek. Belki şu an dâhi bu söylediklerim yaşanıyordur. Enes Batur’a 1 senede 2 film çektiren yapımcılar Ali Biçim’e neler yapmaz ki? Daha doğrusu yaptırmak istemez ki? Üzerinden hızlı bir şekilde para kazanmak isteyenlerin olduğunu düşünüyorum..

Hayat tamamen duygusal. Yani paradan ibaret. Parası ve mevki olan güçlüdür. Ali Biçim’in başına gelenlerde tam olarak budur.

1977 yapımı Yıkılmayan Adam filminde Memduh Ün ve Çakır arasında geçen diyaloglar tam olarak Ali Biçim’i özetliyor;

– beni şimdi iyi dinle delikanlı. benim dünya görüşüm paraya dayalı bir iş adamının dünya görüşüdür. iktisat adlı ilmin yapıcıları biziz. sen sanıyor musun ki devletleri bir takım devlet adamları yönetir? devlet bir sembol; o sembolü simgeleyen adamlar birer göstermeliktir. aslında söz sahibi benim, ben, ben!.. ben istediğim için o umum müdür oradadır, ben böyle istediğimden bilmem kim mebus, bilmem kim bakan olmuştur. ben istedim mi birden alt üst olur ekonomi dünyası, mort olur bütün iş hayatı. doğrusu şudur, değişme imkanı olmayan şeyi değiştirmek deliliktir. zengin zengindir, fakir fakir. ne demekmiş zenginin malıyla mülküyle uğraşmak, onu paylaşmaya kalkmak. nedir sokaklarda görünen şu sloglanlar ha! düzen değişmelidir, şu olmalıdır, bu olmalıdır.

– lütfen memduh bey, konu başka.

– hiç de değil, işi gücü olmayan bir takım çocukların sözleriyle mi değişecekmiş düzen? ne olmuş düzene?

– bakınız memduh bey, dünya görüşlerimiz o kadar ayrı ki…

– para, para, para. parayı bulmak bile yeterli değil. onu işletmek, paraya para doğurtmaktır marifet. insan yakaladığı fırsatı değerlendirmezse, ona ulaşmak için en yakınını bile çiğnemezse, hiçbir zaman üne, servete kavuşamaz. bir adamda para yoksa allame-i cihan olsa havadır hava. napolyon böyle demiş. para! para! para! biz çarıklı erkan-ı harpler, biz patronlar olmasak hiçbiriniz bir işe yaramazsınız. de bakalım, devlet kapısında bir iş buldun, kaç para verirler adama? bu parayla ne halt edersin? diyelim ki ben sana kancayı taktım; hangi kapıda barınabilirsin? hangi işi başarabilirsin? ben kaba ama doğru konuşurum. böyle bir durumda tahsilin, gençliğin, yakışıklılığın kaç para eder? kaç para!?

– bana bak efendi. senin paran benim için bir boka yaramaz! çünkü bileğimi bükemez, yüreğimi susturamaz.

– ne dedin? ne dedin? sen bana kafa tutamazsın! ben denizleri yutmuş bir filim, sense cılız bir dere. sen bana lokma bile olamazsın!

– ben ezenleri ezerim. ben soyanları soyarım. silahım ve bileğim yoksulların elindedir. yıkılmayan adam derler adıma.

– konuşmamız burada biter yıkılmayan adam. savaşacağım kişiyi tanıyorum artık. güçlülerle savaşmak kıvanç verir bana.

– savaşacağız öyle mi?

– gerekirse…

– gerekecek! sonunda birimiz ölecek.

– sen öleceksin yani, ben kalacağım daima. ebediyen. çünkü sermayeyim. yiyip yutanım. sömürenim. yönetenim.

– ben de halkım. halktan yanayım! yalnız zulmü değil, zalimide yok etmeli!

Devlet Bir Sembol Aslında Söz Sahibi Benim — Kolsuz Kahraman Wang Yu

Ülkede para kazanmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Nasıl kazandığının kesinlikle bir önemi yok. Eğer para kazanamıyorsan yaptığın işlerle insanların gözünde bir hiçsin. Eğer yaptığın işle para kazanıyorsan insanların gözünde bir starsın.

Ünlü düşünür Kerimcan Durmaz’ın dediği gibi; “Ablan star bebeğim!

Yazının sonuna kadar geldiğinize göre içeriğimi okudunuz. Vaktinizi yazıma ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Bana Twitter, Linkedin ve YouTube üzerinden ulaşabilirsiniz.

--

--

Tarık Çayır
Türkçe Yayın

YouTube İçerik Yapımcısı ve İçerik Üreticisi @caykahveinsan , @caykahvestudyo YouTube Stüdyosu’nun Kurucusu