Almanya’da Bir Ortaçağ Şehri: “Monschau”

M.Cagatay TÜRK
Türkçe Yayın
Published in
5 min readAug 5, 2020

Avrupa’da buram buram tarih kokan birçok kent olduğu hepimiz tarafından bilinen bir gerçek. Kültür&Tarih turizmi denince akla hemen Avrupa kentlerinin gelmesi de bundan olsa gerek. Paris, Viyana ve Prag kendine has tarihî dokuya sahip olan ve bunların içinde neredeyse ilk akla gelenlerden. Her yıl milyonlarca insanın ziyaret ettiği ve yüzyıllardır değişmeyen kent dokusunu yerinde müşahade edebildiğiniz onlarca şehri, Avrupa ülkelerinde bulmak mümkün. Almanya da bu ülkelerden biri. Açıkçası ben Almanya’yı bu tarz tarihi şehirlere ev sahipliği yapan bir ülke olarak bilmiyordum. Ta ki burada yaşamaya başlayana kadar.

Bugün size şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; Almanya tarihi dokusunu muhafaza eden kasaba ve şehirleriyle Avrupa’nın en iyi ülkelerinden birisi. Almanlar tarihe ve tarihi yapılara karşı çok saygılı ve onları korumada çok hassaslar. Bu özelliklerinden dolayı Almanya sınırları içerisinde sizi kendisine hayran bırakacak ve geçmişe doğru bir zaman yolculuğu yaptıracak masalsı yaşam alanlarından fazlaca var. Almanya’da gezilerime başladığım günden beri bu tarihi noktaları yerinde gezerek inceliyor ve tecrübelerimi sizlerle paylaşıyorum. Bugünkü durağımız ise; Belçika sınırında, görenleri kendisine âşık eden, oldukça romantik bir dokusu olan Monschau.

Bu seferki hareket noktam da Düsseldorf Hbf’ydi ve buradan Monschau’ya gitmek için yaklaşık iki buçuk saatlik bir tren yolculuğu yapmam gerekti. Almanya’da bir yerden bir yere gitmenin çok faklı alternatifleri var ve bu durum gezginlerin işini çok kolaylaştırıyor. Tren seferleri oldukça sık ve trenler de bir hayli konforlu. Düsseldorf’tan Aachen’a doğru başlayan yolculuğum Belçika-Almanya sınırında bulunan küçük bir Belçika şehri olan Eupen’le devam etti. Eupen’e şöyle bir göz ucuyla baktıktan sonra, burayı gezmek amacıyla planımda ufak değişiklikler yapmak kaçınılmaz oldu. Bu ufak moladan sonra Monschau yoluna revân oldum. Yaklaşık 30 dakikalık bir yolculuktan sonra mükemmel bir millî parkın içinden geçerek şirin bir vadiye kurulmuş tam bir ortaçağ şehri olan Monschau’ya vardığımda güzelliğine, masalsı dokusuna ve tarihi atmosferine resmen âşık oldum.

Almanya’nın Belçika sınırında, Rur Nehri‘nin yakınında, doğa harikası bir vadinin ortasına kurulu bir Ortaçağ şehri: Monschau. Ufak tefek olmanın ve kenarda kalmışlığın avantajıyla İkinci Dünya Savaşı’nda bombalara hedef olmamış ve günümüze kadar tarihi dokusu, şehir sakinleri tarafından korunmuş. Sokakları, caddeleri, binaları, kilisesi ve kalesi ile yüzyıllar önce nasılsa bugün de aynı şekilde olan bu şirin şehir, geçmiş asırlara doğru büyülü bir yolculuğun kapılarını açıyor ziyaretçilerine.

Geçmişi 11. yüzyıla kadar dayanan Monschau, zaman içinde Fransa, Belçika, Prusya ve Almanya arasında sürekli el değiştirmiş ve bu vesileyle şehirde, bu üç ülkenin kültürü ve yaşam tarzı harmanlanmış.

Alman mimarisine göre inşa edilen evlerin Fransız balkonlarında bulunan rengârenk sardunyalar, şehrin ortasından geçen derede yüzen ördekler, şirin kafelerinde soluklanan insanlarla bu fantastik yer kesinlikle ruhen tedavi edici ve inanılmaz derecede dinlendirici bir keyfiyette.

Monschau aslında çok büyük bir şehir değil. Günübirlik bir geziyle tüm şehri gezmek mümkün. Ama size tavsiyem; gelmişken hiç değilse bir gece kalmanız. Çünkü o zaman şehrin tarihî dokusunu ve yüzlerce yıldır devam eden kültürel kokusunu daha fazla hissediyorsunuz. Aceleye getirmeden her bir sokağını geziyor, şirin mi şirin butik dükkânlarında hediyelik eşyaları inceleyebiliyor ya da alışveriş yapabiliyorsunuz. Veya kilisedeki bir âyîni yerinde müşahade ediyor ve dinî atmosferi bizzat deneyimliyorsunuz. Sevimli ve keyifli bir kafeye oturup huzurla kahvelerinizi yudumlarken, zihnen etrafta yaşanmış olay ve olguları hayal edebiliyorsunuz. Yani kısacası, aceleniz yoksa şehrin tadını doyasıya hissediyorsunuz. Ayrıca bu masalsı şehrin gece ışıklandırılmış halini de görme imkânı yakalıyorsunuz. Konaklama için sizlere hotel Horchem’i önerebilirim. İlk katı restoran ve kafe olarak dizayn edilmiş bu yer şehrin tam göbeğinde ve harika bir manzaraya sahip.

Monschau bir vadiye kurulu olduğu için yamaçlarında çok güzel yürüyüş yolları var. Buralardan şehrin manzarası büyüleyici. Genelde ziyaretçiler bilmedikleri için bu aktiviteyi ıskalıyorlar ama size tavsiyem, biraz zor olsa da, sorarak bulacağınız o minik yollardan şehrin yamaçlarına doğru ufak bir yürüyüş yapmanız. Böylece hem şehri kuş bakışı temaşa etmiş olacak, hem biraz yürüyüş yapacak ve hem de etraftaki yabani meyvelerden tatma imkanı yakalayacaksınız.

Kafe ve restoranları çok popüler olan bu Ortaçağ şehrinin ‘’Elmalı Turta’’sı (Äpfelkuchen) çok meşhur. O yüzden ben de kahvemle birlikte elmalı turta siparişi verdim. Açıkçası benim için çok güzel bir lezzet deneyimi oldu. Ama siz her türlü pastayı deneyebilirsiniz. Çünkü hepsi birbirinden güzel ve lezzetli, Alman pastalarının ünü malumunuz. Pasta, kahve ya da benzer içeceklerden tatmak ve gezinize bir mola vermek isterseniz, yine şehrin tam merkezindeki Zimmermans Kafey’i tavsiye edebilirim. Biz kahvelerimizi orada içtik ve çok memnun kaldık.

Bildiğiniz gibi Avrupa Kıtası’ndaki tüm şehirlerde Christmas oldukça keyifli geçer. Almanlar bu dönemi “Weihnachten” olarak adlandırıyorlar, yani onların Noel’e verdikleri isim bu. Bu dönemde Almanya’da her şehir bir başka güzel oluyor. Mesela benim yaşadığım Düsseldorf’ta bu dönemde caddeler ve sokaklar çok güzel süslenir ve Almanların “Weihnachtmark” dedikleri bir organizasyonla şehrin tarihi caddelerine kurulan nostaljik ve şirin evlerde satılan yiyecek, içecek ve hediyelik eşyalarla harika bir aktivite ve eğlence alanı haline dönüşür. Ama öğrendiğim kadarıyla Monschau bu konuda çok ayrı bir yerde.

Bu tarihi şehirde kurulan masalsı Weihnachtmark ve organize edilen çeşitli Noel etkinlikleri, size Herry Potter filmi sahnelerindeymişsiniz gibi bir hava verebilir. Bundan dolayı size Monschau’yu Noel zamanı sevgilinizle ya da eşinizle ziyaret etmeyi ve Weihnachten etkinliklerini yerinde ziyaret ederek, eğer seviyorsanız, sıcak şarabınızı (Glühwein) bu şirin tarihî şehirde yudumlamanızı tavsiye ederim.

Son olarak bu şiirimsi şehre gelmişken her köşe başında fotoğraf çektirmeyi ihmal etmemeniz gerektiğini hatırlatmak isterim. Çünkü tarihi dokusu ve arka fonu ile harika kareler yakalayacağınızdan eminim!

Temmuz 2020 Düsseldorf, Almanya.

--

--

M.Cagatay TÜRK
Türkçe Yayın

✈️ A traveller with memories from 52 countries (so far) and passion for books, politics, economy and cryptocurrencies. Currently 📍Dusseldorf, Germany🇩🇪