Arakan’a geri dönüş ve çözüm bekleyen sorunlar

Mustafa Olgun
Türkçe Yayın
Published in
4 min readFeb 7, 2018
Fotoğraflar: Erhan İdiz

Arakan’da 25 Ağustos 2017 tarihinde başlayan operasyonlar sebebiyle 600.000’den fazla kişi Bangladeş’e göç etmek zorunda kalmıştı. Bölgede operasyonlar başlamadan önce 800.000 ile 1.000.000 kişinin yaşadığı tahmin ediliyordu.

Sürecin son aşamasında mültecilerin geri dönüşü birçok soru işareti bulunan bir planla uygulanmak isteniyor. Aceleye getirilmeye çalışılan uygulamanın tarafları olan Bangladeş ve Myanmar hükümetlerinin mültecilerden çok kendi durumlarını düşündüğü görünüyor.

Uluslararası baskıları hafifletmek isteyen Aung San Suu Kyi ilk olarak Eylül 2017’de geri dönüşlerin mümkün olduğunu söylemişti. Fakat bu sırada Arakan köyleri yakılmaya ve siviller öldürülmeye devam ediyordu. Diğer tarafta dünyanın en yoksul ülkelerinden birisi olan Bangladeş önceki göçlerle gelenler de dahil sınırında 800.000’in üzerinde mülteciye ev sahipliği yapıyor.

Anlaşmanın kapsamı

İki ülkenin anlaşmasına göre Bangladeş tarafından hazırlanan muhtemel dönecekler listesi Myanmar hükümetine sunulacak. Kabul edilen kişilerin listesi geri gönderilerek süreç başlatılacak. Sahadaki çalışmaların yürütülmesi için sınır hattında Bangladeş tarafında beş nakil kampı kurulması, Myanmar tarafında ise iki kabul ve bir geçici kamp kurulması planlanıyor. Myanmar’ın Dışişleri Bakanlığı’na göre, operasyonların yoğun olarak gerçekleştiği Maungdaw kasabasında geri dönenler geçiş kamplarında yaşayacak. Geçiş kamplarının mültecilerin tekrar kendi topraklarına yerleştirilmesine kadar kullanılması planlanıyor. Fakat 2012 yaşanan olaylar sonrasında Arakan bölgesinde kurulan mülteci kamplarında hala 120.000 civarında kişi günlük hayattan izole bir şekilde yaşıyor.

İki ülke Ocak ayında anlaşmayı duyurmuşlardı ve gönüllü olanlar için geri dönüş süreci başlatılacaktı. 23 Ocak 2018 günü başlayacak sürecin iki yıl içinde tamamlanması ön görülmüştü. Myanmar tarafından yapılan açıklamada iki kabul ve bir geçiş kampının hazır olduğu belirtildi. Bangladeş tarafından 22 Ocak günü yapılan açıklamada ise geri dönüş çalışmalarının ertelendiği bildirildi. Planın ertelenmesinin sebebi olarak geri dönüş yapacakların listesinin hazırlanmaması ve dönüş sırasında kullanılacak geçici kampların hazır olmaması gerekçe gösterildi. Ayrıca planın konuşulmaya başlamasının ardından ortaya çıkan tepkilerin bu kararda etkili olduğu söyleniyor.

Gönüllü olarak dönmek isteyenlerin plana dahil edileceği ve yasal bir işlem başlatılmayacağı belirtildi. Fakat Myanmar hükümeti tarafından “teröristler ile bir araya gelmedikçe” ifadesi kullanılması bölgeye dönecek kişilerin yeni bir suçlama ve operasyona karşı savunmasız kalabileceğini gösteriyor.

Plana tepkiler

BMMYK Sözcüsü Andrej Mahecic, Myanmarlı ve Bangladeşli yetkililerin görüşmelerini değerlendirdiği konuşmasında sığınmacıların Bangladeş’ten Myanmar’a geri dönüşlerinde güvenliklerinin garanti altına alınmasını sağlamak için müzakerelerin bir parçası olmaya ve sorunları dinlemeye hazır olduklarını belirtti. Geri dönüş planlarının uluslararası standartlara uygun, güven ve güvenlilik esasına dayanacak şekilde yürütülmesinin önemine dikkat çekti.

Yaşanan travmalara dikkat çekerek mültecilerin yaşadığı tecavüz, işkence ve cinayetlerin üzerinden çok az bir zaman geçtiğine değinen Uluslararası Af Örgütü ise planı erken olarak değerlendirdi.

Arakan Rohingya Birliği Başkanı Wakar Uddin, Rohingyaların geri döndüklerinde güvenlik sorunları olduğunu ve bu planın mağdurlarının Bangladeş’teki bir kamptan Myanmar’da güvenlik sorunları yaşayacakları başka bir kampa geçişi olarak gördüklerini belirtti.

Diasporada yaşayan Rohingyaların kurdukları dernekler de geri dönüşe planına dair bir basın bildirisinde yayımladı. Açıklamada ne Myanmar hükümetinin ne de ordusunun Rohingyalara yönelik tavırlarında bir değişiklik olmadığı ve hala Bengal göçmeni ya da kaçakları olarak görüldükleri ifade edildi. Bangladeş’e kaçışların devam ettiği bir dönemde şiddet ve soykırıma uğrayan bu insanların nasıl geri dönecekleri sorgulanıyor. Bu geri dönüşün Rohingyaları bir çıkmaza sokacağını ve arazilerine devlet tarafından el koyulduğu için döndüklerinde sadece kamplarda yaşama imkanı olacakları bildiride yer aldı.

Bildiride yer alan bazı maddelerin göz önünde bulundurulması sorunun Rohingyalar açısından çözümü için önemli noktaları anlamak için faydalı olacaktır.

  • BMMYK geri gönderme sürecinin her aşamasında yer almalıdır.
  • Mülteciler BM’nin öz-kimlik olarak tanıdığı “Rohingya” kimliklerini ifade etmelerine artık izin verilmelidir.
  • Mültecilerin temsilcileri geri gönderim sürecindeki görüşmelere dahil edilmeli ve görüşleri alınmalıdır.
  • Geri gönderim tamamen gönüllü olmalı ve mülteciler belirlenen kamplarda değil BM’nin gözetiminde yerlerinden edildikleri bölgelere dönmeli ve zararları tanzim edilmelidir.
  • Kuzey Arakan eyaletinde BM tarafından geçici güvenli bölgelerin oluşturulmasına, böylece zulme uğramış insanların iade-i itibarının geri verilmesine, hayatlarının ve mülk güvenliklerinin garanti altına alınmasına, uğradıkları zulmün boyutları nedeniyle Myanmar’a büyük bir güvensizlik duyan bu insanların kendilerini güvende hissetmelerine olanak sağlanmalıdır.
  • Myanmar devleti Rohingyalara vatandaşlık vererek yaşam güvenliği, din hürriyeti, hareket özgürlüğü, eğitim, evlilik, çalışma gibi bütün haklarını garanti altına almalıdır.
  • Myanmar Devleti Rohingya etniğini tanıyarak Arakan eyaletinde barış içinde tüm diğer etnik gruplarla eşit şartlarda vatandaşlık haklarından faydalanmalarını garanti altına almalıdır.
  • 1982 Myanmar vatandaşlık kanunu uluslararası anlaşmalara taraf olan Myanmar tarafından değiştirilip düzenlenmelidir.
  • İhlallerde bulunan personel, güvenlik birimi ya da şahıslar uluslararası bağımsız bir mahkemede yargılanmalıdır. Myanmar artık her türlü ırkçılığı pompalayan propaganda, nefret konuşmaları, Rohingyalar ve diğer Müslümanlara yönelik İslamafobik söylemleri yasaklamalıdır.
  • Tecavüzler sonucu meydana gelen çocukların ve tecavüze uğramış kadınların güvenliği ve sağlığı temin edilmelidir.

--

--