Aramıza Ekran Girdi
Ne güzeldi eski bayramlar, gençlik, aile, akraba, arkadaşlık ilişkileri, gülüşmeler, seyahatler, biriktirilen güzel anılar…
Hayat da bundan ibaret değil midir zaten! Biriktirilen anılar…
Ekran girdi araya aynı bir kara kedi gibi… bu da ne demekse? Kedinin rengine göre sevgisi mi belli olur, kimin uyduruk lafıysa… aynı insanın rengine göre sınıflandırılması gibi, ne acı! Kedi sarıysa güzel, sevimli, karaysa uğursuz, fena… Minnesotta’da siyahi yürüyüş, protestolar devam ediyor örneğin… bu dil, din, ırk ayrımı çok fazla insanı bölüyor, yaralıyor ve dünyayı çekilmez hale getiriyor… ne güzel zıpladım kedi mevzusundan ABD ayaklanmalarına… ama çok benzer, benzer olan şey; bakış açısı.
Bakış açısını değiştirdiğin an, dünyayı başka türlü algılamaya başlıyorsun. Doğduğun yer sana bir algı kültürü yüklüyor. Hayatı aynı gözlükten bakmayı bıraktığında, kendi bakış açını oluşturuyorsun. Önemli olan; nasıl bir gözlük taktığın!
Gelelim yine ekran mevzusuna… ben ekranı hiç sevmedim. 16 yaşımda lisede tanıştım bilgisayarla, devasa palet gibi flash diskli zamanlardan bahsediyorum. İnternetten araştırmak, okumak her zaman hoşuma gitti, ama insan ilişkileri, sosyalleşme, ekran üzerinden olmaya başladığında ekrandan soğudum resmen. Konser biletlerini takip ettiğim bir site vardı, artık hiç okumuyorum mesajlarını, online yani çevrim içi hiç bir etkinlik cazip gelmiyor. Bu geçici dönemde kültür ve sanattan mı kopalım diyenler çıkıyor, ama bu durum kısmen kalıcı olacak gibi hissediyorum. Ha videodan izlemişsin ha çevrimiçi ekrandan, hiçbir farkı yok aynı şu an çocukların aldığı mecburi uzaktan eğitim gibi…Anlatılan hep aynı müfredat ve ekranda ha canlı bir öğretmen dinliyorsun ha önceden kaydedilmiş videoları dinliyorsun hiçbir farkı yok artık, sadece hala motivasyonunu kaybetmemiş ilgili öğrenciler kaldıysa, aynı anda soru sorabilme imkanları oluyordur belki. Kimisi dizi izliyor ders sırasında, kimisi oyun oynuyor… öz disiplinini koruyanları ayakta alkışlarım.
Dizi platformları ve playstationların yetiştirdiği nesil geliyor… Arada görüyorum yürüme stilleri bile farklı, yürümeyi unutmuş gibiler.
Pandemi sürecinde en çok rant sağlayan alanlardan biri dijital sektör, sanki insanları ittire ittire ekranın içine sokmaya çalışıyorlar. Bir anlasalar hayat böyle devam etmez edemez.
Bu işin sonu nereye varacak halkın çoğu, yani tam kapanmada tatil köylerine gidemeyenler, dükkanları kapatılanlar, okullarına gidemeyen tüm seviye öğrenciler… sabrının kırıntılarıyla beklemede… Tekrar özgür olmayı bekliyoruz.
Özgür bayramlar diliyorum herkese…