Asılacak Kadın - Kitap İncelemesi

Plaktaçalankelimeler
Türkçe Yayın
Published in
3 min readJul 17, 2021

Ne çok nefret ettim hayattan, ne çok kişiden…

Öncelikle Asılacak Kadın kitabının yazıldığı dönemde toplatıldığı ve yasaklandığını ayrıca filmi de olan bu kitabın o dönem danıştaydan özel izin alınarak yayınlandığını ve anlatılan hikayenin gerçeklerden esinlendiğini belirtmek isterim.

Kitap, üç bölümde ele alınıyor ve üç farklı kişinin ağzından anlatılıyor. Bu üç kişi de farklı düşünceleri temsil eden, toplumun üç farklı kesimini hitap insanlar. Yani içimizden birileri.

Pınar Kür gazete okurken bir “yalı cinayetine” denk gelir ve bundan etkilenerek uzun araştırmalar sonucunda böyle bir kitap yazmaya karar verir. Kısaca konusu ise kimse tarafından korunmayan, sevginin ne olduğunu bilmeyen, her şeye boyun eğmek zorunda bırakılan, savunmasız bir kadının yaşlı ve zorba bir adam ile evlendirilmesini ve onun cinsel sapkınlığına nasıl maruz kaldığını anlatır.

Kitabın başlangıcı işlenen bir cinayettir. Cinayete kurban giden Melek’in zorba kocasıdır ve yargılananlar Melek ile Yalçın adında bir adamdır. Melek’in bu adamla iş birliği yaptığı düşünülür.

İlk bölüm yargıç Faik İrfan Elverir’in ağzından anlatılır. Bu yargıç tam bir kadın düşmanı, kadınlardan nefret eder. Geçmişte yaşadığı olaylarında bunda büyük bir payı var. Karısı ile rızası olmadan evlenmiştir. Ve karısı onu aldatır. Melek’i yargılayan yargıç budur. Faik’e göre Melek’in idam edilmesi onun için kurtuluş olur çok daha ağır ceza verilmeli. Hiç kimse, hiçbir savunma onun gözünde Melek’in katil olduğunu değiştirmez. Tüm hırsını, tüm nefretini Melek’ten çıkartıyor.

İkinci bölüm Melek’in kendi ağzından anlatılıyor. İsmi gibi biri kendisi. O anlattıkça boğazım düğümleniyor, gerçek hikaye olduğu ve günümüzde bile böyle şeylerin devam etmesi geldikçe aklıma nefret ediyorum bir kez daha. Hayatında sevgiyi tatmamış, biri ona içtenlikle sarılmamış bu kadına sarılmak istiyorum aniden. Kocası denen pislik mahalleden topladığı adamlarla birlikte olmaya zorluyor Melek’i. Kaçış nedir, nasıl kurtarır kendini bilmiyor Melek bunları. Bu kadersizliğine boyun eğiyor. Hücresinde ölümü bekliyor.

Üçüncü bölüm Yalçın’ın ağzından anlatılıyor. Yalıda ailesiyle birlikte yaşıyor. Ailesi yalının temizliğini yapan insanlar. Daha 17 yaşında bir çocuk bu. Meleği sıradan bir köylü kızı sanıyor. Meleği seviyor. Sonra ona yapılan gerçekleri öğreniyor ve hayatını kurtarmak istiyor. Onu tek seven, tek kurtarmak isteyen kişiydi Yalçın. Ancak işleri daha da berbat bir hale getiriyor. Hüsrev Bey’i öldürme kararı veriyor ve bunu yapıyor. Ancak kendisi reşit olmadığı için ve ortamda Melek de olduğu için tüm suç Melek’e kalıyor. Zaten yargıç Melek hakkındaki düşüncesini çoktan kafasında bitirmişti.

Melek mutlu sona eremiyor… Yaşadığı her gün boyunca cehennemi yaşatmışlardı. Alın okuyun bu kitabı ve 1979 yılı ile 2021 yılında pek bir fark olduğunu görmeyeceksiniz. Hala kadınlar birilerine kölelik yapıyor, hala sözlerinin bir önemi yok ve en sonunda kurban ediliyorlar.

Genç bir kızın, zavallı, korunmasız bir kızın bir zorbanın sapıklığına kurban edilmesine bunca kişi katkıda bulunabiliyor ,bunca kişi de olayı uzaktan, rahat rahat seyredebiliyordu.

Okuduğunuz için teşekkürler.

--

--