Ayrılık Da Sevdaya Dahil Mi?
Bu başlığı koymak bile doğruyu söylemek gerekirse içimizi ürpertti! Ayrılık derken, aman diyelim, işle ilgili bir problemimiz yok :)
(ayrılık dendiğinde akla ilk ikili ilişkiler gelmemesini görmemiş gibi yapalım :))
2023 yılı ilk ayının ortaları birimizin yurtdışı seyahati birimizinse aile ziyareti nedenli girişimcilik tarafında ufak bir dinginlikle başladı. Yoğun geçen 2022 sonrası biraz da güzel bir dinlenme ve motivasyonla 2023’e başlamamıza katkı sağladığına inanıyoruz. Bu dönemde ikimiz tarafından da farkettiğimiz şu oldu; gün sonunda çalışmayı inanılmaz özlemişiz!
“Bir gün sevdiğin işi yaptığında iş gibi gelmeyecek” sözüne yüzde yüz katıldığımızı söylemeyeceğiz, iş hala iş ama iyi ki de iş! Döndüğümüzde işe bakacak olmanın heyecanını yaşadık. Dinlenmeler yaratıcılığı kesinlikle kuvvetlendiriyor ve bazen günlük yaşamın akışında unutulan büyük resim, yaratmak istediğin etkiyi tekrar görmeni sağlıyor. 2023, umarız hep bu motivasyonla devam ederiz, senden bayağı ümitliyiz!
Velhasıl kelam.. Ayrılık sonunda kavuşma varsa bu noktada sevdaya dahil diyebilir miyiz?🙂
Siz de uslu bir öğrenci miydiniz?
Çalışmaktan biraz bahsedince öğrencilikteki hallerimiz ister istemez aklımıza geldi. Zaten halihazırda birimiz halen öğrenci, girişimcilikte de her daim öğrenci olduğumuzu düşünürseek diyip… konuyu daha uzatmadan geliyoruz ana konumuza🙂
Kendi iş fikrimiz haricinde birçok alanda sorumluluklar alıyoruz. (danışan almak, dernek yönetim kurulunda olmak, dijital pazarlama gibi.) E tabi bu sayede farklı kesimlerden birçok insanla birlikte çalışma fırsatı buluyoruz.
İnsan tanımak bir yerde yetiştirilen kültürü tanımak demektir.
Yakın zamanda kültürümüzde çoğumuzun tanık olduğu bir travmayı tekrar hatırladık. İsmine “öğrencilik travması” diyelim.
Uzun zamandır bulunduğumuz birçok alanda kendi düşüncelerimizi rahat bir şekilde dile getirebildiğimiz için bunu fark etmesek de yakın zamanda yaşadığımız bir olay, birçoğumuzun yaşadığı bir “öğrencilik travması”nı tetikledi.
Peki nedir bu öğrencilik travması?
Kaç kere öğrenciyken bir şey söylemek isteyip aklınızdan geçenleri sakladınız, ya da karşıt düşüncede olmanıza rağmen öğretmeninize karşı bir konuda düşüncelerinizi dile getirmekten geri çekildiniz?
Bu travmanın temelleri belki de daha ilkokul sıralarındayken ailelerin birçoğunun öğretmene tanıdığı “eti senin, kemiği bizim hocam!” güveninde yatıyordu.
Bu kalıptan çıkmaya çalıştığımız ortaokul- lise yıllarında ise “uslu öğrenci” olmanın ayrıcalıkları belki de bundan geri tutuyordu.
İkimiz de lise sonlarına kadar “uslu öğrenci” statüsüne genelde layık(!) görülenlerdendik :) Üniversitede bu durumu fark edip aştığımızda ise birçok hocadan geri tepen muameleler yaşadığımızı söylemeden edemeyeceğiz.
Benzer bir durumu herhangi bir bağlamda yaşıyorsanız, ilk başlarda bu durum cesaretinizin kırılmasına neden olabilir. Ama zamanla kişisel olmadığını anlamak ve bunu benimsemek herhangi bir yerde kendinizi tutmamanızda kilit bir nokta sağlıyor.
Başta ilkokul sıralarında başlayan bu öğrencilik travması zamanla lise, üniversite, iş ve birçok alanda sizi etkileyebiliyor.
Yakın zamanda katıldığımız bir toplantıda, bir akademisyen tarafından benzer bir durumla karşılaştık :) Konuşmamıza yer verilmemeye çalışıldı desek yeridir. Belki de ortaokul yıllarında bunu yaşamış olsalardı kızgınlığıyla kalacak olan Özlem ve Ferhan’ın yerine şu anda konuşmalarına izin verilmediği halde söz haklarını alıp, bu konuya dikkat çekmenin haklı gururuyla geçmişe ve karşımızdakine gülümsüyoruz:)
Öğrencilik travmasını taşıdığınız herhangi bir bağlam olduğunu düşünüyorsanız, veya bu kültürde yetişmiş insanlarla aynı ortamdaysanız, aldığınız herhangi bir tepkinin karşı tarafın yansıması olduğunu unutmayın ve cesaretinizi kırmayın. Ortaokuldaki haliniz en azından bunu isterdi :)
Buraya kadar okuduğun için teşekkür ederiz!
“Nereye Gidiyoruz?” ile birlikte deneyimliyor ve öğreniyoruz! Aslında hangi meslekte olursak olalım, yaşadığımız durumlar sadece dönüşüyor, temelde duygular hep benzer:)
Eğer sen de zaman zaman uslu öğrenci olduğunu düşünüyorsan bu moddan çıkıp düşüncelerini duymayı çok isteriz! 🙂
Diğer yazımızda görüşmek üzere!