Bakımı Yapılmamış Uçakla Yolculuk Etmeye Hazır mısın?

Basak Erik
Türkçe Yayın
Published in
3 min readApr 24, 2020

Şehirlerin kan dolaşımı yavaşladı diyebiliriz. Hayat telaşımız ve kaygımız belki azalmadı ama başka bir düzenin mümkün olabileceğini gördük. Bu yazıyı kaleme alma isteğim Harvard Gazetesi’nde (The Harvard Gazette) yayınlanan ‘‘Maskeler ve Binalar Koronavirüs’ü nasıl engelleyebilir?’’ röportajını okumamla başladı. Yazmak ve haykırmak arasında gidip geldim.

Sabahtan akşama dinlediğimiz, okuduğumuz ve konuştuğumuz bir konu ‘Koronavirüs Salgını’. Farklı yönleriyle ele alındığı bir çok program dinleyip, yazılar okumuşsunuzdur. Ekonomik boyutları, ülkelerin sağlık sistemleri, eğitim sistemine etkileri gibi uzayıp gidiyor. Binaları duyduk mu? Duyduysak da o kadar kısık sesle konuşuldu ki. Çok azımız duydu. Röportaj, Harvard T.H. Chan’dan Sağlıklı Binalar Program direktörü Joseph Allen ile yapılmış. 10 sorudan oluşan röportajda tüm soru ve cevapları yazmak yerine değinmek istediğim kilit noktalara yer verdim. Önce sağlıklı binalar dedim, diğer konuyu ise son bölüme sakladım.

UPC Ofis, Barcelona-2017. Fotoğraf Başak Erik tarafından çekilmiştir.

Allen’a sorulan sorulardan birkaçı:

Gazete: Sağlıklı binalar uzmanısınız. İnsanlar tekrardan işlerinin başına döndüğünde ofislerdeki yaşamın nasıl değişeceğini düşünüyorsunuz?

Allen: Şirketler, çalışanlarının bulaşıcı hastalık, hastalıkların bulaşma riski ve binanın bunu nasıl etkilediği konusunda yüksek bir farkındalığa sahip oldukları farklı bir dünyaya dönecekler. İnsanların beklentileri çok farklı olacaktır. Herkes işe döndüğü ilk gün etrafına bakacak; el dezenfektanı olup olmadığına, mekandaki insan yoğunluğuna ve hava kalitesi gibi unsurlara dikkat edecektir. Bu durumun olumlu yanı ise, eksiklikleri ve riski azaltmak için adım atabileceğimizdir, değil mi? Bunu nasıl yapacağımız konusunda ise akıllı davranmalıyız.

Gazete: Binalar virüsü yaymada neden bu kadar etkili?

Allen: Bu kadar etkili olmasının nedenlerinden biri, küçük sayılabilecek alanlarda çok sayıda insanın olması. Damlacık ve yüzey kirlenmesini düşünün. Aynı ortama giren ve aynı yüzeylere tekrar tekrar dokunan birçok insan var. Mekanik havalandırma yapılan bina sistemlerinin neredeyse hepsinde bir miktar hava devirdaim eder. Böylece, öksüren, hapşıran kişinin bulunduğu ortam havası mekanik havalandırma ile binanın diğer alanlarına taşınır. Bu durumun tam olarak gerçekleştiği örnekleri SARS salgınında gördük. Bina havalandırma sistemlerinde yüksek verimli filtreler kullanarak ortamdan ortama hava iletimini sınırlayabilirsiniz.

Gazete: Konunun uzmanı olarak bize ipuçlarınız/önerileriniz var mı?

Allen: Binanın tasarlandığı gibi çalıştığından emin olmak için binayı test etmek gerekir, çünkü çoğu zaman binalar tasarlandıktan sonra tekrar kontrol edilmez. Yıllık muayenesi yapılmadan araba kullanmazdınız. Düzenli bakımı yapılmamış bir uçağa binmezdiniz. Ancak, birçok binada yıllık kontrol yapılmamaktadır. Devreye alma (commissioning) şirketleri bunu yapacak, temel güvenlik sistemlerini kontrol edecekler, bina sisteminin yeterince temiz hava getirdiğinden, filtrelerinizin doğru olduğundan ve doğru bir şekilde takıldığından emin olacaklar. Esas olarak, ofis binaları ve hastaneler için gerekli olan aynı kontrol prosedürleri, yoğunluk ve sıklıkları bakımından farklılık gösterir.

UPC Ofis, Barcelona-2017. Fotoğraf Başak Erik tarafından çekilmiştir.

Zannediyorum ki çarpıcı cümleleri tekrar etmeme gerek yok. Kontrol edilmeyen ve bakımı yapılmayan binalarda başımızı yastığa koyup nasıl rahat uyuyabiliyoruz? Nasıl sevdiklerimizi bu bilmediğimiz binalara emanet edebiliyoruz? Zamanımızın %90’unu iç mekanlarda geçirmemize rağmen…Biz konuları kendi ‘’ imizde değerlendirirken, Allen’in savunduklarını söyledikleri ‘‘Buildingomics’’ yaklaşımından bahsetmek istiyorum. Bu yaklaşım bize Ergonomi kavramını çağrıştırıyor. ‘‘Buildingomics’’ yaklaşımını ise bina ile bina kullanıcılarının sağlığını, refahını (yaşam kalitesi) ve verimliliğini etkileyen faktörlerin toplamı olarak açıklıyorlar.

Yazının sonuna sakladığım sağlıklı binalardan sonra değinmek istediğim ikinci konu ise Joseph Allen’ın kim olduğu. Joseph Allen tabiki bir mimar.. Joseph Allen tabiki bir inşaat mühendisi… Deseydim tam alıştığımız gibi olacaktı. Ama değil! Joseph Allen Boston College’da Biyoloji lisans eğitimini tamamladıktan sonra Halk Sağlığı (Çevre Sağlığı) üzerine yüksek lisansını tamamlamış. Tahmin etmemiştik değil mi? Artık yavaş yavaş değişmeye başlasa da çok kesin ayrımlarımız hala var. Ama sen mühendissin, sen tasarımcı değil miydin? sorularıyla devam eden.. 2012 senesinde üniversite tercihlerimi yapacakken 1. tercihime yazmak istediğim ve yazsaydım puan ve sıralamamın altında olduğu için kazanmış olacağım, fakat kampüse gidip konuştuğumuzda; ‘Aman sakın ha!’ nidalarından sonra hayal kırıklığı ile eve döndüğüm, İstanbul Üniversitesi Biyoloji bölümünü hatırlattı bana. İçindeki tutku derinlerde ise yine istediğin kapıya çıkıyorsun, farklı yollardan da olsa. Çok sev, çok iste ve çok çalış. O zaman her şey mümkün!

--

--

Basak Erik
Türkçe Yayın

Interior Architect/Sustainable and Healthy Spaces/Materials