Bankalar Vadeli Çeklerin Sahibi Değildir.
Vadeli çekler, senetler, açık hesaplar ve vadeli tüm kredilerin sahibi vatandaştır, bankalar bu işin paydaşı sayılamayacak kadar küçük boyutta risk almış durumdalar.
Daha önce Medium’da ve başka yerlerde yayınlanan bir çok yazımda vadeli çeklerin Türkiye’ye özgü olduğunu, büyük olduğunu ve bunların özgün bir blokzinciri örneği oluşturduğunu anlattım.
Gazete haberlerinden gördüğümüz kadarıyla Ticaret Bakanımız Sn. Ruhsar Pekcan’ın önderliğinde ülkemizin gizli silahı vadeli çekler ve senetler merkezi takip altına alınacak. Haberde Bakanımızın şu sözlerine yer verilmiş: “Çeklerinizi elektronik ortamda alabileceksiniz, verebileceksiniz. Saklama sıkıntınız olmayacak. Güvenilirliği takip edilir olacak. Aldığınız anda bu çeki hangi bankalardan ve hangi şubelerden tahsil edeceğinizi de göreceksiniz. Bu en kısa sürede devreye girecek.” Çeklerin güvenilirliği tabii ki önemli bir mesele, ancak kaş yapayım derken de göz çıkartmamak gerekir.
Bu haberleri okuyunca şu anda iki çeşit yanlış yapılmakta olduğunu görüyorum, ve konu üzerine yıllardır düşünen ve çalışan birisi olarak bu yanlışları dile getirmeyi vazifem kabul ediyorum:
- Birinci yanlış temel ve topolojik: Gayri merkezi, yani dağıtık olarak kurulmuş ve işleyen bir sistemi, sırf çekleri daha güvenli kılayım diyerek merkezi bir veritabanı üzerinden takip etmeye kalkmak büyük hatadır. Bu hata, topolojik yani matematiksel bir hata olduğu için, doğrusunu yapan gelirse, yani bu enstrümanların dağıtık olan doğal yapısına uygun bir mimaride doğru bir ürün sunulursa piyasa oyuncuları merkezi ürünün yerine onu tercih edeceklerdir.
- İkinci yanlış ise, vadeli çeklerin bankalarla alakalı bir sistem sanılmasından kaynaklanıyor ve Sayın Bakana bunu birilerinin anlatması gerekir diye düşünüyorum. Vadeli çekler, senetler ve faturalı açık hesaplardan oluşan Türkiye’nin vatandaş kredi sistemi tamamen vatandaşlara, yani kamuya ait bir sistemdir, bankalarla organik bir ortaklığı yoktur. Sadece paralarımız (şimdilik) banka hesaplarında durduğu için, kredilerin vade günlerinde ödemeler bankalar üzerinden yapılmaktadır.
Vadeli çekler, hep yazdığım gibi, “çek” değildir. Çek günlük bir ödeme aracıdır ve oysa ki bankaların çek defterleri kullanılsa da, aslında “vadeli çek” enstrümanı, üzerinde 6, 8, 12 ay gibi uzun vadelerde ödeme sözü taşıyan, eşten eşe (peer-to-peer) decentralize bir kredi enstrümanıdır. Yazılırken yani çek imzalanırken, ne imzalayan ne de çeki alan ilgili bankanın şubesinden izin almaz. Banka şubeleri, bu çekleri sadece vadesi geldiğinde görürler ve o zaman da çeke o gün imzalanmış gibi işlem yaparlar. Peki o zaman bizler neden bu enstrümanı bankalarla alakalı zannediyoruz? Sebebi şu, kısıtlı da olsa ödenmeyen (karşılıksız çıkan) her çek için bankaların ödemesi gereken bir risk bedeli var.
2018 yılında, imzalanan her çek bankası tarafından 1600 TL’lık güvence altındandır. Ancak ödenmeyen çek 100,000 liralık da olsa bu miktar 1600 liradır ve değişmez. Şimdi rakamlarla inceleyelim bakalım 2018 yılında bankaların vadeli çekler için ödediği risk bedelleri ne kadar olmuş?
- Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi her ay karşılıksız çıkan çeklerin raporunu yayınlıyor. 2018 Aralık ayı raporuna göre, tüm 2018 yılı boyunca:
- 21 milyon adet çek düzenlenmiş, ve bunların 940 Milyar TL toplam değeri var, (milyon değil dikkat!)
- 450 bin çek için karşılıksız işlemi yapılmış. Yani, herkes gidip aldı mı bilmiyoruz ama keşidecisi tarafından ödenmediği için bankadan her birisine 1600 lira tahsile hak kazanmış olan azami çek sayısı bu.
- Tamamının bankalarca ödendiğini varsayalım: 450,000 x 1600 TL = 720 milyon TL eder. Yani, 2018 yılında tüm bankalarımız tarafından karşılıksız çıkmış tüm çeklere karşı ödenmesi gereken bedel 720 milyon liraymış.
- Yazılmış olan tüm vadeli çeklerin ederi 940 milyar TL iken, bankalar 720 milyon liralık risk almışlar. Binde bir bile değil: % 0.076.
- Çeklerin elden ele dört ila beş defa ortalama el değiştirdiğini söylüyor uzmanlar, bu durumda vadeli çeklerin toplam ekonomik büyüklüğü 2018 yılında 940 x 4 = 3.76 Trilyon TL olmuş demektir. Bu rakam üzerinden bakılırsa, arada 5222 kat fark var.
- Bu arada istatistik sadece çekler için mevcut olduğundan, senetlerin ve açık hesapların durumuna bakamıyoruz. Sadece çeklerden bakıldığında, vatandaşın kredi sisteminde bankaların ortaklık payı 1/5222.
- Bu durumda siz olsanız, vadeli çekleri takip için merkezi bir sistem kurup, bunu da bankaların denetimine verir miydiniz?
Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor