Bankalara Mı Güveneceğiz Yoksa Kriptolara Mı?
Bitcoin, ekonomi tarihinin en büyük balonu mu yoksa kurtlar sofrası olmuş küresel finans sistemine bir alternatif mi? Mevcut parasal ve finansal sistemin kalbinde kurulu olan bankacılık sektörü adeta bir kara kutudur. Bankacılık düzenlemeleri, kanunlar ve banka şartları baştan aşağı bubi tuzakları ile doludur. Zaten bu tasarlanmış düzen sayesinde sıradan halk sürekli punduna getirilip bankalar için çalıştırılmaktadır. Bankalar, vitrinde finansman kaynağı gibi görünse de özünde haciz yoluyla varlıkların el değiştirme istasyonudur.
Bankalar her zaman istediklerini yapmaya muktedirdirler. Çok derin siyasa üstü bağlantıları vardır. Bankacılık dünyasında her zaman ortaya çıkan imaj da bu yöndedir. Bir ülkede kanunlar vardır daha sonra bir de kanunların üstünde hareket etmelerine izin verilen üst düzey banka yöneticileri vardır. Herhangi bir hukuksuzluğun artık gizlenemeyecek boyutlara ulaşması durumunda ise yalandan yaptırımlar uygulanır. Bu ceza ve yaptırımlar ise işlenen suçlarla karşılaştırıldığında çok komik kalmaktadır. :D:D
Gelişmekte olan ülkeler ağızlarına kadar yolsuzluk ve henüz ortaya çıkmamış usulsüzlüklerle doludur. Örneğin:
Wachovia Bank, Meksika’daki uyuşturucu kartellerinden yıllarca kara para aklamıştır.
2005 ve 2006 yılları arasında Standard Chartered adlı banka, İranlı müşterilerle usulsüz işbirliği yapmış ve bu ihlalleri nedeniyle 2012'de 670 milyon dolar para cezasına çarptırılmıştır.
Halk Bank’ı, Danske Bank’ı, Goldman Sachs’ı, Deutsche Bank’ı hangi birini anlatayım? Tonlarca iddialar, sansasyonel spekülasyonlar, vurgunlar her gün medyaya çatlak vermektedir. Herhalde en akılda kalanı 600 Milyar dolarlık dünya finans tarihinin en büyük iflası ile Lehman Brothers’tır.
Mevcut bankacılık sistemi gerektiğinden fazla bir kara kutudur. Artık bu kara para aklama ve ahlaki yozlaşmadan ötürü insanlar şeffaflık ve korunma ihtiyacı hissetmektedirler. İşte merkeziyetsiz finans (de-fi) ve kripto paralar bu huzursuzluk ve güvensizlik ihtiyacından ötürü ortaya çıkmış bulunuyor. Paranızın kontrolü bir avuç elitin elinde olmasın diye yeni nesil dijital finansal sistem ile bir başkaldırı gerçekleşiyor.
Bir merkez bankasına duyulan güven ile o ülkenin para biriminin değeri arasında doğru orantı vardır. Ancak fiyat paranın tarihi, merkez bankalarına duyulan bu güvenin ihlalleri ile doludur.
Biz insanlar olarak devlete ve onun kanunlarına güvenir, paramızı bankalara yatırırız. Ancak bankalar kendisine yatırılan paranın hepsini kasalarında tutmazlar. Parayı çok az bir rezervle kasalarında tutar, geri kalanını şişirerek kredi balon dalgaları halinde piyasaya ödünç verir. Gizliliğimiz hakkında bankalara güveniriz. Fakat her gün türlü türlü numaralardan, aracı kurumlardan istenmeyen kampanya telefonları alırız.
Bitcoin oluşturmak için çok sayıda makine çalıştırmak gerekir. Bu peer to peer çok sayıda dağıtılmış makinenin tükettiği enerjiyi göz önüne aldığımızda aslında Bitcoin üretimi epey maliyetli bir iştir. Evet herkesin ağzına pelesenk olmuştur ki bitcoin kara para aklama skandallarıyla da doludur.
Ancak reklamları hep eğlenceli müzik, şirin çizgi film karakteri ve maskotlarla dolu bankaların da pek onurlu olmadığını bilmemiz gerekir.
Tek fark: bankalarda işlem yapanların isimleri tek tek alt alta iki taraflı kayıt edilir ve ara sıra bu kayıtlar kamuya sızıp patlak verirken bitcoindeki kara para aklamasında ise isimlerin teşhir ve teşhis durumu söz konusu değildir.
Fed’in ABD doları üretme maliyeti çok düşüktür. Alaska ormanlarından kesilen ağaçlar FED’in darphanelerinde gıcır gıcır dolarlara dönüştürülür ve dünyanın dört bir yanına dağıtılır. Rezerv para olmasından ötürü enflasyon yaratmadan da FED, tertemiz kılçıksız emisyon geliri elde eder.
Görüldüğü üzere Amerikan Merkez Bankası FED her dara düştüğünde ya da piyasaları regüle etmek istediğinde para basma davuluna keyfince vurmaktadır. Buna karşın Bitcoin’in para politikası ise programatiktir, yani herhangi bir insan kararıyla müdahale etmek çok sınırlıdır..
Grafikte görünen o ki: FED’in bu bilançoyu(bu bastığı parayı) artık geri toplaması yani piyasayı daraltması(tapering yapması) imkansızdır. İpin ucu geri toplanamayacak şekilde kaçmıştır. Dünya genelinde insanlar artık içten içe dolardan işkillenmeye başlamıştır. Alternatif yatırım araçlarına yönelmektedir. Çünkü bu kadar acı acı bilanço artırmanın acı acı bedelleri olur. Ben şahsen önümüzde hiç de uzak olmayan yıllarda $ USD’de çok korkunç boyutlarda enflasyon olacağını bekleyenlerdenim. Amerikanlar aynı 1918–1919 koşullarındaki Weimar Almanya’sının uğradığı gibi bir enflasyon ile karşılaşacak. Az buçuk ekonomi ve finans tarihi bilen biri bu yaklaşan tehlikeyi rahatlıkla görür. Dolardaki tehlike tıpkı 2008 Mortgage krizi gibi ‘ben geliyorum’ diyor. Doların bu korkunç senaryosu vizyona girdiğinde dünyaya sirayet edecek olan enflasyon dalgasını algılamaya şu an benim matematiğim ve hayal dünyam yetmiyor!!!
SONUC OLARAK:
Belirsizliğin çok yüksek olduğu ve çalkantıların çok fazla olduğu günümüzde insanlar maddi açıdan sürekli güvenli bir liman arayışı içerisindeler.
Dijital çağın bilgili insanları bankacılık sisteminin özündeki mevcut ahlaksızlıklar ve yolsuzluklardan kaçış ve korunma yolu aramaktadırlar.Bu yüzden insanlar bitcoin ile finansal bir başkaldırı gerçekleştiriyor. Çalarak çırparak tanrılaşmış sisteme karşı tepkilerini dile getiriyorlar.
Bu yüzden kripto parayı güvenilir bir kurtarıcı olarak görüyorlar.
Super çocuk Elon Musk’ın gazıyla insanlar bitcoin ile ilgili olarak haddinden fazla da beklentiye sokulmuş! görünüyor. Lakin bitcoinin özel sektör tarafından bu kadar cilalanıp parlatılması, kamu otoritelerinin bitcoin için fazla sessiz kalması ve alternatif olarak ülkelerin kendi dijital paralarını yaratma yoluna gitmesi beni çok işkillendiriyor.
Umarım ben yanılıyor olurum bu ‘merkeziyetsiz özgür para birimi’ patikasının sonunda ‘surpriseee mother f*cker’ diyen bir Joker çıkmaz :)
Ne altın, ne gümüş, ne taş, ne fiziki para ne de kripto para …
Ultra zenginlerin yatırım ve değer saklama aracı olarak gördükleri ve yüzyıllardır istisnasız değeri artan tek bir fiziki menkul varlık var. Onu da önümüzdeki haftalarda ayrı bir blog içerik olarak hazırlamayı düşünüyorum.
Yazar: aegeanocturne