Barış Manço’dan Toplum Eleştirileri: Satirik Şarkılar
Şarkılarıyla insanların duygu ve düşüncelerine tercüman olan bir sanatçı, kalemi eline yergi için aldığında da birçok şeyi gözler önüne serebilir.
1 Şubat 1999’da, 56 yaşındayken hayata gözlerini yuman Barış Manço, arkasında 200’ün üstünde eser bıraktı. Anadolu Rock türünün kurucularından sayılan ve şarkılarını çeşitli tarzlarda bestelemiş olan sanatçı, bazı şarkılarında toplum eleştirileri yapmış, sade ve akıcı bir dille yanlış olarak nitelendirdiği şeyleri dile getirmiştir. Şarkıların üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen bugün hala aynı sorunları yaşıyor olduğumuzu görmek sizleri biraz üzebilir. Ama şarkıları sindire sindire dinlediğinizde, Barış Manço’nun nasıl nokta atışı tespitler yaptığını, sizi üzmesine karşılık güzel öğütler ve birtakım hayat felsefeleri de sunduğunu göreceksiniz. Az bilinen ama mutlaka herkes tarafından dinlenilmesi gereken bu satirik şarkılardan ufak bir liste hazırladım.
1. Hemşerim Memleket Nire
1993 “Mega Manço” albümünden
İnsanların “açlık ve savaşı” sorun olarak görmediklerine sitem eden Barış Manço, dünyayı uçtan uca dolaştığını ve her yerde dillerde tek bir sorunun hakim olduğunu söylüyor: “Hemşerim Memleket Nire?” Bireyciliği ve vurdumduymazlığı “4 duvarını ören çatısını kapatıp içerden kitlemiş kapıyı”” sözleriyle anlatan parça, dünyanın en büyük sorunlarından biri olan ırkçılığı da es geçmemiş: “Kardeşlik ve eşitlik üstüne uzun uzun nutuklar çekip, niye senin derin benden daha koyu diyen çok!”
2. Kazma
1983 “Estağfurullah… Ne Haddimize!” albümünden
Şarkıdaki şu dizeler çıkar ilişkilerimizin, alın teri olmadan para kazanma isteğimizin, elimizdekilerle yetinemeyişimizin ata sözlerimize bile yerleşmiş olduğunu bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor: “Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen, kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen, bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama gün gelir sapın ucuna olursun balta!” Şarkının sonuna da “Kazma olmaya özenmeyin dostlar” diye ekliyor Barış Manço. Sanırım bunun sebebi de “kazma özentiliğinin” bahsi geçen kazmalardan daha büyük bir sorun olması.
3. Dıral Dede’nin Düdüğü
1993 “Mega Manço” albümünden
Daha fazla geç kalınmadan görülmesi gerekeni görmeye davet eden Barış Manço, açgözlülüğü, cimriliği ve güç uğruna yapılan kötülükleri sert bir dille eleştirirken bir yandan da hesap sormayı unutmuyor: “Hele destur. Maşallah bu ne kudret böyle! Zayıfları ezmedin mi söyle?“
4. Ahmet Bey’in Ceketi
1988 “Ful Aksesuar’88 Manço: Sahibinden İhtiyaçtan” albümünden
Şarkıda herkesin gömlek giydiği bir toplumda ceket giyen Ahmet’in hikayesi anlatılıyor. Hikaye, konu komşuya dert olmuş “Ahmet ve Ceketi’nin” günün birinde nasıl “Ahmet Bey ve Ahmet Bey’in Ceketi” olarak anılmaya başladığını anlatıyor. Hasetçiliği, çekememezliği yergi dolu dizelerle anlatan Barış Manço, bizlere bir de müthiş bir hayat felsefesi sunuyor: “Meğerse tüm keramet, ceketteymiş be Ahmet. Barış’a sorar isen sen bu yolda devam et!”
5. Halil İbrahim Sofrası
1983 “Estağfurullah… Ne Haddimize!” albümünden
Toplumsal değerlerin yitirildiğini ve ahlaki çöküşün ileri boyutlara vardığını anlatan bu parçada Barış Manço, önem verdiğimiz şeyleri tekrar gözden geçirmemiz istiyor. Tarihsel bir konsept ile ilerleyip iyi ve kötüyü yan yana getirdikten sonra, insanı garip hissettiren bir düşüş ile son buluyor: “Sapa, kulpa, kapağa itibar etme dostum, içi boş tencerenin bu sofrada yeri yok! Para, pula, ihtişama aldanıp kanma dostum, içi boş insanların bu dünyada yeri yok!”