Batan Günün Ardından
Çoğu zaman kendimi bir bankta ya da sandalyede oturmuş gün batımını seyrederken hayal ederim. Üzerime bir sükunet çökmüş. Biraz rahatlamış, biraz teslim olmuş, biraz da bir şeylerle vedalaşmış gibi hissederim. O hiç susmayan kafamın içi berraklaşmış, yüzüm acıyla tatlı karışımı mütebessim.
Sanki atlatılması çok zor şeyler yaşamışım da artık her şey tek düze olmuş bende de onun mutluluğu var gibi. İşin aslı hayatım hiç de zor değil. Ama insanın ansızın bir gün batımında sessiz sakin tek başına oturup kafasında muhasebe yapması için, olanı biteni ölçüp biçmesi için, duygularına yön verebilmesi için ya da ansızın duygusallaşması için zor şartlardan mı geçmiş olması gerekir? Hayır.
İnsan ansızın bir gün batımında sadece düşünmek ister. Tek başına kalmak ister. Orada yaşayacağı duygularını hayal etmek ister. Bedeninden ziyade ruhunu dinlendirmek ister. Gerçek manada o manzaranın tadını çıkarmak ister. Ve insan ansızın yorulur. Şehirden uzaklaşıp inzivaya çekilmek ister. İnsan ansızın kendini bir gün batımını izlerken hayal etmek ister. Bu öyle bir istektir ki artık yaşadığı yerin gün batımları yetmez dünyadaki tüm gün batımlarına şahit olmak ister. Şimdi bana dünyanın tüm gün batımlarını getirin. Hala toparlanacak bir kafa ve yolunu şaşmış bir ruh taşıyorum.