“Ben Bu Dünyaya Yetersiz Hissetmek İçin mi Geldim?”

Mürşide
Türkçe Yayın
Published in
3 min readApr 5, 2024

Bazen kendimi dipsiz bir kuyunun içinde kaybolmuş gibi hissediyorum. Ne enerjim var, ne de cesaretim. Çünkü çıktığım anda hayat bana ağırlığını yükleyecek, peşimi bırakmayacak gibi geliyor. Oysa bir zamanlar hayatın anlamlı olduğunu düşünüyordum. Her şey yolundaydı, başarılı olacağıma dair içimde büyük bir inanç vardı. O zamanlar, 19 yaşlarındaydım…

Photo by Volkan Olmez on Unsplash

Ailemden 14 saat uzaklıkta, hiç kimseyi tanımadığım bir şehirde üniversite tercihi yapmak cesaret isteyen bir karardı. Ankara’da puanımın tuttuğu üniversiteler olmasına rağmen, tek başıma hayat yolculuğuna çıkmaya çok hevesliydim, oldukça cesurdum. Hep bu cesaret ve istekle çalıştım ve sonunda istediğim o yolculuk kapımı çalmıştı.

Valizimi hazırlamak için günleri sayarken, şimdi neden gitmek istemiyorum diye ağlıyorum? Şimdi neden bir başıma İzmir’de ne yapacağımı bilmiyorum, orada tanıdığım hiç kimsenin olmayışından hayıflanıyorum, bunu isteyen ben değil miydim? Belki de hayatım boyunca ailemden hiç ayrılmadığım için, belki de kendime hiç güvenmediğim için ya da tek başıma bir hayat kurabilecek yeteneğim olmadığına içten içe inandığım için böyle hissediyorum. Bu duyguyu yenmek için çok çaba harcadım. Fakat olmuyordu, evimden bu kadar uzakta olmak beni hiç mutlu etmiyordu.

Aksilikler, hastalıklar, kayıplar, yaşanmaması gereken birçok şey… Bunlar beni o kadar yıprattı ki, babam galiba haklıydı ben onlarsız yapamıyorum, en iyisi okulu bırakıp ailemin yanına dönmeliyim diye düşünmeme sebep oldu. Oysaki bu yolculuğa çıkma cesaretini gösteren kişi ben değil miydim? Dünyayı, okuduğum şehri keşfetmek isteyen, mücadeleden yılmayan kişi ben değil miydim? Ne oldu da yeniden annesinin bacağının arkasına saklanan küçük bir kız çocuğu oldum?

Photo by Jon Flobrant on Unsplash

Hayatın karmaşıklığına alışamadım, bazen vazgeçmek istedim. Bu koca şehirde kendimi yalnız hissetmek, ruhumu derinden sarsıyordu. Bu his, hayatımdan üç yıl çalmıştı. Hâlâ zorlanıyorum, hâlâ pes etmek istiyorum. Ama artık yolun sonundayım; geri dönüş yok. Bu kadar ilerleyebildiysem, bundan sonra da mücadele etmeyi başarabilirim diye umuyorum. Hastalıklarla, psikolojimle savaşıyorum hâlâ. Buradaki insanlarla bağ kurmak gerçekten zor, çıkarcı ve sahte insanlar çok fazla. İyi niyetimdem dolayı sürekli hayal kırıklığına uğruyorum. Bu yüzden ailemin yanından, İzmir’e geri dönme fikri beni hâlâ korkutuyor. Fakat evime, bu şehre ait hissetmeye çalışıyorum, düşüncelerimi olumsuzluklardan uzak tutarak. Balkonumda yetiştirdiğim çiçeklerim ve sebzelerimle ilgilenerek, beni görür görmez bana koşan kedilerimi besleyerek. Sabahları beni kapıda karşılıyorlar. İnsanlardan umduğum sıcaklığı, dostluğu bulamadım, ama 6 kedide bu sıcaklığı tattım huzuru hissettim.

Üç yılın sonunda kendimi yetersizlik duygusundan arındırmayı başardım. Şimdi geriye dönüp baktığımda nelerin üstesinden geldiğimi görebiliyorum. İnsanların “bunu yapamam, çok zor” dediği şeyleri ben çoktan yaşayıp üstesinden gelebildim. Geriye dönüp baktığımda kendimle gurur duyuyorum. Kimse benim bunu başarabileceğimi düşünmezken, ben bunu başarabildim. Ailemi ve memleketimdeki dostlarımı sürekli ararken, burada kendime bir hayat kurmayı öğrendim ve artık onları eskisi gibi aramıyorum. Çünkü kendime yetebilmeyi öğrendim. Hastalıkla nasıl baş edebileceğimi, korktuğum zaman ne yapabileceğimi, yardıma ihtiyacım olduğunda kimlerden yardım isteyebileceğimi öğrendim. 19 yaşındaki kız o kadar büyüdü ve gelişti ki, keşke zamanda geriye gidip ona sıkı sıkı sarılabilseydim. Şu an zor geliyor olabilir, ama ileride bu zorluklarla baş edebilmeyi ve zorlukların sonunda güzelliklerin bizi beklediğini, sabırla beklemesi gerektiğini söylemeyi çok isterdim.

Biz kendi varlığımız, karakterimiz, korkularımız ve yaşanmışlıklarımızla biricik olduğumuzu unutmamalıyız. Kendimizi yetersiz, korkmuş ve kaygılı hissettiğimizde, bu yolculuğa ne kadar çıkmak istediğimizi, her gecenin sonunda sabahın var olduğunu bilmeli ve içimizi ferah tutmalıyız. Geçiyor… Yeni zorluklar geliyor, onların da üstesinden geliyoruz ve tekrar huzura eriyoruz. Eskisi gibi zorlukların bizi yıldırmadığını gördükçe, kendimizle gurur duyuyoruz. Şimdi kendimize sımsıkı sarılmalı ve kendimizi çok sevdiğimizi hatırlamalıyız, çünkü her birimiz benzersiziz.

--

--

Mürşide
Türkçe Yayın

23•İzmir Duygulara önem veren bir blog yazarı...