Benim Aklımın Özgürlüğüne Vurabileceğiniz Hiçbir Kilit, Hiçbir Kapı, Hiçbir Sürgü Yoktur.

Kendine Ait Bir Oda — Virginia Woolf Kitap İncelemesi

Başak Gül
Türkçe Yayın
3 min readMar 8, 2024

--

https://www.newyorker.com/books/page-turner/holding-virginia-woolf-in-your-hands

“Kendine Ait Bir Oda” kitabı Virginia Woolf’un ilk okuduğum kitabıydı. Uzun zamandır tekrar okumak istediğim, yazarı ve ismiyle beni kendisine çeken bir eser. Kitabı 8 Mart vesilesiyle tekrar okuma fırsatı buldum. Woolf biraz farklı bir yazar, kurgu ve anlatım dili olarak. Onun eserlerini okurken tamamen kafanızı boşalttığınızdan ve Woolf’a yoğunlaştığınızdan emin olmanız gerekiyor. Çünkü sizi düşünmeye ve sorgulamaya yönlendiriyor.

İngiliz Dili ve Edebiyatının Victoria çağındaki en önemli yazarlarından ve feminist akımın öncülerinden biri olan Virginia Woolf’un içine doğmuş olduğu dönemde kadın-erkek eşitliği söz konusu hiç değildi. O dönemde kadınların yapabileceği iki şey vardı; çocuk büyütmek ve eşlerine hizmet etmek.

Woolf’u kadının bu kadar değersiz görülmesi rahatsız etmekte ve onların neden yazmadığı üzerinde düşünmekteydi. Woolf, kadınların yaşadığı zorlukları ve eşitsizlikleri eserlerinde sık sık yoğun olarak işlemiştir.

Woolf, eserine hayali bir kütüphane olan Oxbridge kütüphanesine sırf kadın olduğu için alınmayan hayali bir kadın karakter ile başlıyor. Önce kadınların neden yazın dünyasında kendilerine yer bulamadıkları, neden içlerinden bir Shakespare çıkmadığını sorguluyor.

“Bir kadın eğer yazacaksa, parası ve kendine ait bir odası olmalıdır.” diyerek esas sebebi ortaya koyuyor. Bu oda bir metafor, her kadının kendine ait bir odası, kendine ait bir dünyası olmasından bahsediyor. Kadınların düşüncelerini özgürce ifade edebildiği bir oda için kadınların kendi ayakları üzerinde durabilmesi gerektiğini vurguluyor.

Sırf kadın olduğu için bilge karakteri göz ardı edilen ve toplumda yok sayılan kadın, cinsiyetçi ön yargılardan dolayı hem üniversite eğitimine devam edemiyor hem de kamusal bir alan olan kütüphanede kitaplarla buluşamıyordu. Virginia Woolf’un da belirttiği gibi kadının özü, ruhu ilkbahar çiçeğini yiyen ve ağacı kalbinden öldüren bir pas hastalığına dönüşüyordu; kadın yok oluyordu bu noktada.

Fiziksel olarak engellenen kadının zihnine de ket vurulabilir miydi peki? Elbette hayır. Bu soruya çok sevdiğim sözü ile cevap veriyor: “İstediğiniz kadar kütüphanelerinizi kilitleyin, ne kadar kapınız, ne kadar sürgünüz olursa olsun, zihnimin özgürlüğüne ket vuramazsınız.”

Kadınların ev sınırları içindeki rollerinin dışına çıkarak kamusal ve sosyal yaşamda da hareket etme ve kendini ifade etme hakkına sahip olmasını, hayatın her alanında kendi iradeleri ile hareket hakkı tanınması gerektiği savunuyor.

“Dışardalık” kavramına da vurgu yapıyor: Kadın ancak dışarıda bırakıldığında sorgulayıcı ve meraklı kimliğini ön plana çıkarabilirdi ve dışarda bırakıldığında içeride olmanın verdiği mahkumiyetle ilişkili sorunları sorgulayabilirdi.

Bundan neredeyse yüz yıl önce yazılmış bu kitapta, kadınların çalışmasının ne kadar marjinal bir durum olduğunu, kadınların ev işleri, çocuk bakımı ve yalnızca bu türdeki “kadınsal” aktivitelerle sınırlanmış yaşamlarının düşünsel dünyalarını nasıl sınırlandırdığı görüyoruz.

Yıl 2024 ve ne kadar ileri gidebildik bir sorgulamamızı istiyorum. Bu konuyu senede bir gün, birkaç etkinlikle ve söylemle çözmek mümkün mü sizce?

En başta biz kadınların bu konunun ciddiyeti ve önemi üzerine uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Bize yakıştırılan çeşitli kalıplara mahkum değiliz. Toplumun bizden beklediği şeyleri yapmadığımızda “daha az kadın” olmuyoruz.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin oldukça önemli ve sık sık konuşulması, toplumda bilinç yaratılması gereken bir konu olduğunu düşüyor ve destekliyorum.

Woolf gibi kadınların varlığını destekleyen nice isimler görmek ümidiyle. Bu yazının kapanışını Virginia Woolf’un çok sevdiğim bir sözüyle yapmak en anlamlısı olacaktır.

“Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!..”

--

--

Başak Gül
Türkçe Yayın

Türkçe Yayın Editörü, Yetenek Avcısı 👩🏻‍💻 Yazdıklarım gerçek hikayelere dayanmaktadır.💌 basakgul.is@hotmail.com