Beyin Sağlığını Artırmak-SEEDS

Gökçe Akın
Türkçe Yayın
Published in
4 min readMar 28, 2020

--

Farklı psikoterapi ekolleri, farklı kuramlardan ve bilim dallarından etkilenmekte ve birlikte çalışmaktadırlar. Nörobilim de bu alanlardan biridir. Depresyon ve anksiyete bozuklukları gibi psikopatolojik hastalıklarda beynin aktivasyonunun farklı olduğu bilinmektedir. John B. Arden’a göre, anksiyete/depresyon bozuklukları yaşayan bireylere, beyinlerinin az aktive olan beyin bölgelerini nasıl çalıştıracaklarını, fazla aktive olan beyin bölgelerini nasıl sakinleştirecekleri öğretildiğinde bireyler anksiyete/depresyon ile başa çıkabilecek hale gelecektir.

Beynin sağlıklı ve uzun ömürlü şekilde işlemesi için yapabileceklerimiz bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda ‘SEEDS’ olarak beş faktör oluşturulmuştur. Her bir harf bir faktörü simgelemektedir. İsterseniz her bir harfi inceleyelim.

S, sosyal etkileşimi ifade eder. Evrimsel süreçte atalarımız sosyal beceriler ile birlikte sosyal olarak evrimleşmişlerdir. Çünkü tek olmak ve sürüye dahil olmamak, hayatta kalmayı riske atabilir. Yemek bulmak ve eş bulmak daha zor olacaktır. Bundan dolayı gruba dahil olmak bir nevi koruma sağlamaktadır. Sosyal beyin ağları, kurduğumuz pozitif ilişkiler ve sosyal destek ile birlikte beslenir. Bu ağlar da duygularımızı düzenlememize yardımcı olur. Sosyal desteğin olmaması ve yalnızlığın, çeşitli psikolojik bozukluklara yol açtığını belirten araştırmalar da vardır. Kısacası; pozitif ilişkiler kurmak ve sosyal etkileşimimizi artırmak sosyal beyin ağlarımızı geliştirecek ve daha sağlıklı olmamızı sağlayacaktır.

E, egzersizi ifade eder. Evrimsel geçmişimize baktığımızda, atalarımızın avcılık ve toplayıcılık ile geçindiğini görüyoruz. Bu şekilde geçinmek vücudun aktif şekilde hareket halinde olmasını gerektiriyor. Bugünkü bize baktığımızda, aynı hareketlilik halinin sürdürülmesi gerektiği söylenebilir. Hareketsizlik, bedensel ve ruhsal hastalıklara zemin hazırlayabilir. Ayrıca, egzersiz yapmak beynin prefrontal korteks ve hipokampüs bölgelerindeki nöron sayısını artırmakta, beyin gelişimine katkıda bulunmaktadır. Depresyon hastalarında beynin hipokampüs bölgesinde küçülme meydana geldiği bulunmuştur. Ayrıca depresyon hastalarına terapistler tarafından da egzersiz yapmak önerilmektedir. Egzersiz, ruh sağlığına iyi gelmekte ve dikkati, motivasyonu, bilişsel esnekliği artırmaktadır. Egzersiz yapmak, kaygımızı azaltacak çeşitli hormonların beyin tarafından üretilmesini sağlar. Kaygılı anlarımızda egzersiz yapmak bizi daha rahat hissettirebilir.

İkinci E, eğitimi ifade eder. Burada eğitimden kastedilen şey okullara gitmek ve diplomalar almanın yanı sıra, sürekli öğrenme içinde bulunuşumuzdur. Yeni bilgiler öğrenmek beynimizde yeni nöral ağların kurulmasını sağlar, bilişsel kapasitemizi geliştirir. Mesela siz bu yazıyı okurken öğrendiğiniz yeni bilgiler ile birlikte beyninizde yeni nöral bağlantılar oluşuyor. Bu bağlantılar ile beynimiz daha sağlıklı ve uzun ömürlü oluyor. Böylece yaşlılık döneminde nöral devrelerimizin zayıflasa da haznemiz büyük olduğu için bu zayıflamayı fark etmiyoruz!

D, beslenmeyi ifade eder. Beslenme stilimiz beyin sağlığımızı ve ruh sağlığımızı etkilemektedir. Gün içinde aldığımız besinler beyin kimyasallarının üretilmesi için katkıda bulunmakta, sağlıklı ve dengeli beslenmek beyin sağlığının dayanıklılığını artırmaktadır. Beyin sağlığının artması bilişsel işlevlerimizin de sağlıklı olmasını sağlar. Karbonhidratlı, özellikle şeker oranı yüksek olan besinleri çok tüketmek beyin hücrelerinin yaşlanmasına neden olur. Hücrelerimiz esnekliklerini kaybeder ve anksiyete/depresyon ile baş ederken kullanacağımız yeni becerileri öğrenmemiz zorlaşır. Dengeli beslenmenin yanı sıra gün içinde yeterli oranda su içmek beyin sağlığımız için büyük önem taşır. Dehidrasyon beyin hücrelerinin kurumasına ve çalışamamalarına yol açar. Bundan dolayı hatırlama ve dikkat gibi bilişsel işlevlerde bozulmalar meydana gelir.

S, uykuyu ifade eder. Uyku, hayatımızın büyük bir kısmını kaplamaktadır. Uyku sürecinde protein sentezi meydana gelir ve hücreler onarılır. Düzenli ve sağlıklı uyku ile birlikte beyin dayanıklılığı artar. Uykunun yetersiz olmasının beyin ve beden sağlık açısından olumsuz sonuçları bulunur. Dolayısıyla ruh sağlığı da uykusuzluk durumundan etkilenir. Kan basıncı artar, çeşitli hormonlar yükselir ve donuk bir ruh haline sahip olunur. İyi bir uyku için uykudan birkaç saat önce parlak ışıklardan ve ekranlardan kaçınılması gerekir. Böylece melatonin salgılanması sağlıklı şekilde devam eder. Gündüz uykularından kaçınılması, gece uykularının niteliğini artırır. Yatmadan önce su içmek, tatlı-tuzlu yiyecek yemekten kaçınılmalıdır.

Kaynakça

Arden, B. J. (2015). Brain 2 Brain: Nörobilimin Psikoterapi Üzerindeki Dönüştürücü Etkisi. Sola Yayınları

--

--