Bir Defter Ve Daha Adil Bir Dünya mı?| Death Note İncelemesi
Yagami Light okulun en başarılı ve zeki öğrencisidir. Gündelik hayat maratonu onun için sıkıcı ilerlemektedir. Dünyanın yozlaşmış adaletsiz bir yer olduğunu kabullenen Yagami sıkıcı hayatında adeta bir değişim rüzgarı beklemekte. Sürekli düşünceler ile kafası meşgul ama bir yandan da sıradan hayatına devam etmektedir. Sonra bir an okulda dersindeyken o sırada havadan bir defterin düştüğünü gören Light tenefüs olduğunda onu almak için bahçeye iner. Alıp üzerindekileri okuduğunda Kitabın üzerinde “Death Note” yazısı ile beraber üzerinde kullanım yazıları olduğunu keşfeder. Saçmalık olduğunu düşünür ama müsait bir zamanda incelemek üzere yine de yanına almaktan çekinmez.
Yazılan kurallara göre defterin üzerine yazdığı kişi kısa sürede hayatını kaybetmektedir. Safsata olduğunu düşünür haliyle ama bir yandan içindeki dürtü yazmaya iter. O an Televizyonda canlı yayında rehin almış bir suçlunun ”yüzü ve ismi” yazmaktadır. Bunu denemek için yazdıktan 40 saniye sonra o suçlu kalp krizi geçirip öldüğüne dair haberler canlı olarak haberlere aktarılır. Yagami şaşkın ve korkak bir ifadeye bürünür başta. Ancak yine de bunun tesadüf olduğunu düşünerek bir kere daha dener. Bu seferki hedefi dışarıda bir kıza zorbalık yapan bir arkadaş çetesinden ismini bildiği biri. Yazdıktan sonra o da kısa sürede ölür ve artık her şey kesindi. Bu sıradan bir kitaptan daha çok Ölüm Defteri idi. Tabi olayın arka tarafında Shinigami(Ölüm Meleği) Ryuk elinde bulundurduğu 2 defterden biri olan bu defteri ölümlülerin dünyasına bilerek düşürmesi ve sonuçta karakterimiz Yagami Light’ın eline geçmesi ile olaylar birbirini takip etmektedir. Yagami bu sefer daha kesin ve emin bir şekilde düşünür. Bu kitap sayesinde dünyadaki adaleti sağlayabileceğini ve hatta bu devrin “Yeni Düzenin Tanrısı” olabileceğini düşünerek ilk toplu ölümleri gerçekleştirmek için suçluların isim ve yüzlerini araştırıp deftere kaydeder.
Death Note bir Japon edebiyat türlerinden biri olan bir Manga’dan animeye uyarlanmıştır ve benim ilk izlediğim animedir. Bitirdiğimde animelere karşı “sıkıcı ve çocukça hikayeler” önyargımı yıkıp devamında da harika animeler izlemiştim.
Death Note’un bu kadar eşsiz bir edebi ürün olmasının nedenleri bir hayli fazla. Ama değinmem gerekirse aslında yüzeysellikten çok uzak öylesine ayrıntılara sahip ki şimdi bile önüme yeni çıkan teorilerle beni bir hayli şaşırtmakta hâla. Bir polisiye-suç türünün gerekliliklerini fazlası ile yerine getirip zekice kurgulanmış bir hikayenin yanında dini metinlerden ve olaylara atıfta bulunan onlarca sahne var ki… Diğer anime ve mangalara göre çok daha kısa olmasına rağmen bu kadar kapsamı işlenmesi beğendiğim diğer bir özelliktir.
Bu Edebiyat Bize Ne Anlatmaya Çalışıyor?
Aslında Death Note bizle sadece bir konudan ziyade ana temanın dışı anlattığı bir hayli mesaj var. Bunlardan biri Yagami Light’ın karakter gelişimidir. Aslında bu karakter insanın karanlık taraflarına ve gücü eline aldığında ego ile beraber dönüşeceği kişiye paralel bir biçimde işlenir. Çalışkan ve monoton hayatı olan Yagami Light’ın yeni düzenin tanrısına evrilttiği Kira karakterine olan geçişinde kendimizden birçok parça bulabiliriz. Bu arada Kira ismini ona halk vermiştir ve anlamı da “Katil”dir. Diğer yandan kimileri Kira’ya yaptıklarından dolayı destek verirken diğer kesim ise suçlu olduğuna kanaat getirir. Aynı seçim bizleri de kapsar. Kimimiz haklı bulurken bazılarımız da haksız olduğunu öne sürer ve bu ikilemde kalıp hikayenin içerisinde olayları gözlemleriz. Yagami’ye karşılık İnterpol tarafından atanan ve Yagami ile adeta beyin savaşı yapan L karakteri de bazılarımız için bir idoldür. L hikayenin en önemli karakterlerindendir.Bu ikisi arası savaşı bizler gözlemleriz aslında.
Biraz daha spesifiğe inersek aslında animede de bize farkettirilmeye çalışılan ayrıntılar mevcut:
Renkler
Sık sık Yagami’yi kırmızı, L’yi mavi ve diğer karakterlerin düşünürken farklı renk tonlarına büründüğünü görürüz. Kırmızı renk kötülüğü ve şeytani duyguları temsil ederken mavi ise bilgelik ile huzuru temsil eder. Diğer renkler de bir kişiliği sembol eder o an.
Dini Göndermeler
En başında introda hep bir elma figürü ve hatta Adem’in Yaradılışı tablosuna ithafen Kira ve Shinigami’lerin versiyonunu görürüz. Bu elma aslında Death Note’u sembolize eder ve aslında değindiği temel metafor Güç’tür.
Diğer bir gönderme L’in öleceği sahnede Yagami’nin ayaklarını yıkaması. Bu İsa’nın öleceğini bildiği zaman kendisine ihanet edecek kişinin ayaklarını yıkamasına bir göndermedir.
Son sahnelerde Matsuda’nın silahına sarılıp direk Yagami’ye ateş etmesi olayı. Bu da tahminime göre dini metinlerde “ İlk taşı günahsız olanınız atsın” sözünün sahneye uyarlanmış hali. Matsuda’yı ilk sahnelerden beri iyi ve sevecen biri olarak görürüz.
Ve bu sahneler gibi daha onlarcası bu anime ve öte yandan edebiyatın içerisindedir
Biraz daha işin felsefesine inersek aslında Yagami bu ölüm defteri ile düzeltmek istediği bir konu vardır: Adalet. Deftere yazdığı suçlular kısa sürede ölüyorsa o zaman suç işleyen biri de kısa sürede öleceğini düşünür. O zaman bu potansiyelde biri sizce suç işler mi? İntihara meyilli olanları saymazsak cevabımız muhtemelen hayır olacaktır. Bir nevi buna baskı da diyebiliriz. Peki filmin ilk sahnelerindeki Yagami ile sonlarına soğru Yagami arasındaki karakter farkı niye uçurumda? Çünkü güç Yagami’yi özgürleştirmiştir. Özgürlük bir yandan kötü potansiyellerin ortaya çıkmasına teşvik eder ve haliyle Yagami‘de de bu gelişime tanık oluyoruz. Bu edebiyattan benim çıkardığım bir soru var. Zekice kurgulanmış bu hikayede zıtlıklar arasında bizler de cevap arayışına gireriz: “Yapılanlar olması gereken miydi?” veya “Yagami öte yandan fiilerinde haklı mıydı?”
Anime’sinin introsu dahi bize bir şeyler anlatmakta olduğundan buraya bırakıyorum.
Sonraki yazılarımda görüşmek üzere…
Diğer Yazılarım: