Bir Girişim Fikrine Neden Basit Başlamalıyız?

Giray Girisken
Türkçe Yayın
Published in
5 min readApr 30, 2017

Aklımıza bir fikir geliyor. Bu fikre yürekten inanıyoruz. Bitmiş hali gözümüzün önüne geliyor. Nefis! Tıkır tıkır çalışıyor. Kullanıcısı bol, gelir kurgusu oturmuş. Her şey isteklerimiz doğrultusunda ilerleyecek gibi görünüyor. Kolları sıvıyoruz ve başlıyoruz bu fikri hayata geçirmek için gece gündüz çalışmaya.

Tek başımıza ilerleyebiliyorsak ne güzel. İlerleyemiyorsak bize ortak olacak ve fikrimize inanacak birilerini bulmaya çalışıyoruz. Şanslıysak o doğru kişileri buluyoruz. Bunun için de zaman harcıyoruz tabi. Sonra onlar da fikre inanıyor. Başlıyoruz projeyi hayata geçirmek için çabalamaya. Günler, haftalar, aylar ve bazen de yıllar geçiyor. Eğer her şey istediğimiz gibi gitmişse, en sonunda hayalini kurduğumuz ürün ortaya çıkıyor.

Sıra geliyor insanların bu ürünü keşfetmelerine ve en başta düşlediğimiz gibi kullanmaya başlamalarına. Çok heyecanlı bir şekilde, dipsiz internet boşluğunda bir yıldız gibi parlayacağına inandığımız ürünümüzü yayına alıyoruz. Gerekli yerlerde paylaşıyoruz. Pazarlama ve büyüme çalışmalarına başlıyoruz.

Bekliyoruz..

Bekliyoruz… Bekliyoruz…..

İşlerin pek istediğimiz gibi gitmediğini farkediyoruz. İlk kullanıcılar gelse de arzu ettiğimiz ivmeyi bir türlü yakalayamıyoruz. Ürüne eklediğimiz özelliklerin birçoğu kullanılmıyor. Ziyaretçilerin sayfalarda kalma süreleri çok düşük. Birçok sayfa ziyaret edilmiyor bile.

En başta düşlediğimiz o büyük resmi hayata geçirmiş olmamıza rağmen kullanıcıların tepkisinin hiç de en başta hayal ettiğimiz gibi olmadığını farkediyoruz. Bunu farkettiğimizde hem zamanımızın, hem enerjimizin, hem de bütçemizin çok büyük bir kısmını harcamış oluyoruz. Üstüne üstlük devam etme motivasyonumuz da kalmıyor. Projeye dair planladığımız ve hayal ettiğimiz ne varsa hiçbirinin gerçekleşmediğini geç ve güç farkediyoruz. Moralimiz bozuluyor. Proje yarım kalıyor. Hüsranımıza yenik düşüyoruz ve projeyi sonlandırıyoruz.

Peki bu tuzağa düşmemek için neler yapabiliriz?

Fikri Test Et: Fikrimizi en kısa yoldan nasıl test edebileceğimiz üzerine daha iyi düşünebiliriz. Böylece aklımızdaki fikre ve hayale kendimizi kaptırıp; uzun bir süre zaman, enerji ve para kaybetmek zorunda kalmayız.

Gerçekten İhtiyaç Var mı?: İnsanların gerçekten ihtiyaç duyduğu ya da gerçek bir probleme çözüm üreten bir ürün ortaya çıkarıp çıkarmadığımızı anlamaya çalışabiliriz.

Geri Bildirim: İlk kullanıcılarımızla birebir görüşmeler yaparak, ürünümüzü neden ve nasıl kullandıklarını daha iyi kavramaya çalışabiliriz. Bu şekilde ürünü bu geri bildirimlerle daha faydalı ve kullanılabilir bir hale getirebiliriz.

Aşağıda gördüğümüz örnekler çoğumuzun yakından tanıdığı ve milyonlarca insan tarafından her gün kullanılan ürünlerin ilk versiyonları.

Facebook

Airbnb

MailChimp

Uber

Spotify

Vimeo

Google

Peki bu gibi şu anda dev olan şirketlerin ilk versiyonları bize ne anlatabilir?

Basit Başlamak ve Basit İlerlemek

Birçoğumuz bu ürünlerin şu anki görünümlerine, kullanım şekillerine ve kullanıcı sayılarına bakarak büyük yanılgılara düşüyoruz. Bu ürünlerin bugünkü durumlarına bakarak kendi ürünlerimizi bu doğrultuda şekillendirmeye çalışıyoruz. Bunun yerine, bu ürünlerin bugünkü hallerine gelinceye kadar hangi aşamalardan geçtiklerini daha iyi anlamaya çalışabiliriz.

Mesela ilk halleri nasıldı? Hangi probleme çözüm üretiyorlardı? Takımlarında kaç kişi vardı? Neler yaparak ilk kullanıcılarını kazandılar? Şimdiki özelliklerden hangileri en başta da vardı? Fiyatlandırma politikaları nasıldı? Pazarlama faliyetlerini nasıl yürüttüler? Kullanıcı sayılarını nasıl artımayı başarabildiler ve bugüne nasıl geldiler?

Bu ve benzeri soruların cevaplarını araştırarak kendi fikirlerimizin testi için bir yol haritası çıkarabiliriz.

Başarıya ulaşmış şirketlerin ilk günlerde neler yaptığını iyi kavramadan, onların son hallerine göre hareket etmek, yağlı boya bir tabloya eskiz çalışması yapmadan başlamak gibi oluyor.

Graham Berry Studio

Google internet dünyasının Mona Lisa’sıysa, böyle bir tabloyu yapabilmek için önce düz bir çizgi çekebilmeyi başarabilmek gerekiyor.

Özetlemek gerekirse;

Basit başlamak, adım adım ilerlemek ve bu yolda, eğer kazanabiliyorsak, ilk kullanıcılarımızdan geri bildirim alarak ürünü şekillendirmek çok önemli.

Fikrimizi en sade ve hızlı şekilde test ederek, aklımızdaki varsayımları onaylamalı ve kullanıcılarımızla iletişim halinde kalarak onların ihtiyaçlarına uygun çözümler sunabilmeliyiz.

Bu döngüyü sürekli olarak tekrarlayabilirsek, en sonunda ister istemez daha çok sevilecek ve kullanılacak bir ürüne ulaşabiliriz.

Ancak;

Hiçbir kullanıcı görüşmesi yapmadan, fikrimizi en kısa yoldan test etmeden, hayallerimizdeki varsayımların gerçekleşeceğini düşleyerek ilerlersek; çoğu girişimcinin başına geldiği gibi, tahmin etmediğimiz sonuçlarla karşılaşabilir; motivasyonumuzu, enerjimizi, zamanımızı ve paramızı bu yolda heba edebiliriz.

“Ben zaten bunları biliyorum ve uyguluyorum” diyorsanız, ne mutlu size!

Detaylara inmek isteyenler;

Merak ettiği ürünlerin ilk versiyonlarını bulmak için,

first version of (ürün ismi)

ilk kullanıcılarını nasıl kazandıklarını öğrenmek için,

how did (ürün ismi) get initial traction

gibi aramalar yaparak daha fazla okuma ve araştırma yapabilirler.

Benim gibi basit başlamak ve adım adım ilerlemek konusunu zaman zaman es geçenlerdenseniz ve bu yazının daha çok kişiye ulaşmasını isterseniz, beğenip 💚 paylaşarak destek olabilirsiniz.

Bir girişim fikriniz varsa ve bu fikri en kısa yoldan test etmek istiyorsanız, www.startupcollections.com’da listelediğim araçlara göz atabilirsiniz.

Hayallere kapılıp; enerjimizi, zamanımızı, paramızı ve motivasyonumuzu kaybetmememiz ve devam edebilme gücünü her zaman bulabilmemiz dileğiyle.

--

--

Giray Girisken
Türkçe Yayın

Self-starter with a curious mind. Interested in Startups. Collecting useful online tools at https://startupcollections.com