Bir Kitap Bin Dert

Ceren INCE
Türkçe Yayın
Published in
2 min readFeb 28, 2020

Kimilerine göre dönemin vatan hainlerinden, oğluna göre iyi bir baba, Leyla için delice bir aşık, Tolstoy’un ikinci dereceden dünürü ve benim için bu dünyada tek yazar kalsa o kalsın diyebileceğim başucu kitabımın şairi pek sevdiğim Ahmed Arif’im. Zor dönemlerde en zorunu seçip hem kavgasını hem sevdasını tek kitapta bizlere ulaştıran halkının abisi, eşsiz lirizmi ile sadece ezilen halkların, sömürülen işçilerin değil umudun, özgürlüğün, karşılıksız aşkın şairi..

Bazıları Türkiye’de kendi şiirini en güzel seslendiren şair olarak tanır onu. Albümü bile vardır şiirlerine; özenip, örnek aldığı Nazım’ın aksine ses tonu şiirlerine paha biçilmez bir anlam katar ve her vurgusu bizleri biraz daha sürükler kendi içsel yolculuğumuza.

Sevda dendiğinde, karşılıksız aşk anıldığında ilk akla gelen isim olan Arif, Leyla’sına 20 yıl boyunca mektuplar yazmış; bazılarına karşılık almış bazılarına yıllar yılı cevap beklemiş. Namluya, zindana, mahpusa inat umutlu şair. Tüm zorluklara, dertlere, karanlıklara inat O’nun şiirinde umut var, dost var, barış var, sevda var. Her şaire bir sıfat bulunur bizim edebiyatta. Evler şairi, bayrak şairi, vatan şairi.. “Dağ gibi bir şairdir.” demek doğru olur mu bilmiyorum Ahmed Arif için ama gönül rahatlığı ile “dağların şairi” diyebiliyorum. Hayatı boyunca hasret çekmiş bir adamdan bahsediyoruz sonuçta. Sevdasına, memleketinin dağlarına, dostlarına, oğluna.. Derdini anlatmış sayfa sayfa ki bunlar gençlik dönemine ait çünkü işkenceler ve hapis hayatı sonrası uzun süre kalem eline alamamış. Aldığında ise sadece can dostu Cemal’e (Süreya) ve hayatı boyunca sevdiği, kalbinin sahibi olan Leylim’ine, canının ta içine, Leyla Erbil’e mektup yazmış.

“Ahmet Arif’ten söz etmek, yirminci yüzyılın ikinci yarısında çok özgün bir mecradan, bir satırbaşından söz etmektir” diyor Yılmaz Odabaşı, Hasretinden Prangalar Eskittim’in son sayfalarında. Postmodernizmi siyasi görüşüyle bağdaştırıp, Anadolu’nun sesi olmaktan vazgeçmeden güncel ama bir o kadar geçmişle bağını koparmayan dizeler karşılar bizi her sayfasında tek kitabının. Biraz hüzünlü, biraz ağlatır insanı ancak umut, direniş hep hakim her satırında.

Hayatım boyunca kitabını başucumdan ayırmadığım, her şiirini ezbere bildiğim, gittiğim her yeni kentin meydanında kulağımda onun dizeleri ile gezdiğim tüm sokaklara selamını götürdüğüm, sevdasına hayran; şiirine aşık bir okur olarak ilk yazımda sizlere Ahmed Arif’imden bahsetmek istedim. Belki bu zamana kadar adını duymamış olanlara, Hasretinden Prangalar Eskittim diye bir kitap, bir şiir olduğunu bilen ancak hiç okumamış olanlara veyahut Ahmet Kaya’nın şarkısı sananlara onu anlatmak, onu anmak ve tanıtmak büyük bir onur oldu benim adıma.

Daha yakından tanımak isteyenler için Ahmed Arif’in sesinden Ay Karanlık şiiriyle sizleri baş başa bırakıyorum.

--

--