Blogging (online günlük tutma) ile Yazmak iki farklı şey aslında.

Cody Mehmet Çatal
Türkçe Yayın
Published in
2 min readJan 12, 2018

Yazmak kelimesini büyük harfle başlattığımı tekrar belirtmek isterim. Her seferinde Medium’a girdiğim zaman bana ilham veren birçok hikaye okuyorum. Ardından yeni bir gönderi paylaşmak için sayfayı açtığımda, boş ekranda bir belirip bir kaybolan imlece bakıyorum. O bana bakıyor, ben ona bakıyorum. Kafamın içinde bir yerlerde bir grup birden harekete geçmeye başlıyor.

“Arkadaşlar! Hazırlanın, önemli bir şey yazacağız gibi görünüyor. Hemen daha önce okuduğunuz yazıları, kitapları, izlediğiniz filmleri içeren dosyaları hazırlayın. Referans alacağımız içeriklerin önemli yerlerine göz atın. Hadi hadi acele edin! Konu, konu belirlediniz mi? Sıra dışı bir konu belirlemeliyiz, madem bir şeyler yazacağız, bu yazacağımız şey mükemmel olmalı. Okunmaya değer olmalı.”

İnanılmaz bir kargaşa başlıyor kafamın içinde. Yazabileceğim onlarca konu geliyor aklıma ama hiçbirisi okumaya değmezmiş gibi hissediyorum. Bir şeyler karalamaya başlıyorum, ardından geri siliyorum. Kelimeler öylesine dökülüyor ki bir sıraya koyamıyorum. Yazdığım her cümle anlamsızmış gibi hissediyorum. Bunu neden okusunlar? Zaten bunun gibi binlerce yazı var. Bu yazı beni anlatmıyor, beni anlatmayan bir yazıyı kendi kişisel sayfamda neden yazıyorum?

“Mutlaka izlemeniz gereken filmler!”

Cidden mi?

“Girişimcilerin bilmesi gereken 5 önemli nokta”

Şaka yapıyorsun sanırım?

“Başarılı olmanız için yapmanız gerekenler”

Bu şekilde gönderileri World Wide Web’in dört bir yanında bulabiliriz.

Her seferinde dakikalarca klavye üzerinde duran parmaklarım harekete geçmek isterken, en sonunda bir elim fareye gidiyor ve ekranı kapatıyor. Ben ise elim boş bir şekilde ayrılıyorum buradan.

Mükemmeliyetçilik. Her seferinde en güzel yazıyı çıkarmaya çalışırken aslında gerçekten o sıralar neler düşündüğümü yazmıyorum. Ben bir blog yazarıyım. Her ne kadar bu tabiri tam anlamıyla yerine getirmesem de öyleyim ve ben ilham aldığım yazılara baktığımda o kişilerin kendi hayatlarında yaşadıkları olayları, ders aldıkları noktaları anlattıklarını görüyorum. Kendileri yazılarının baş karakteri oluyor. Ben ise kullanmam gereken bu “kendimi” gerilere itiyor, bağlıyor ve başka konular aramaya çalışıyorum. Bu yüzden her seferinde elim boş dönüyorum.

Bu yıl bunu yapmamaya çalışacağım. Elimden geldiğince kendimi dinleyeceğim ve beni yazılara dökmeye çalışacağım. Çünkü okurken zevk aldığım ve bana ilham veren kişiler bunu yapıyor. Kendi yaşanmışlıklarından dersler çıkararak kelimeleri sıralıyor.

Her ne kadar Ocak ayının ortalarına gelmiş olsak da karar almak için yeni yılı beklemeye gerek yok. Ne de olsa her yeni gün yeni bir hayatın başlangıcı, değil mi?

Okuduğunuz için teşekkürler! ~

Blog ailemize sen de katıl! | Podcast| Slack | Facebook | Twitter | Instagram

--

--