Bugün İlk Defa Terapistim İçinde Bana Karşı Öfke Olduğunu Söyledi.

Emel Rüveyda Karagöz
Türkçe Yayın
Published in
2 min readJun 27, 2024

Son bir aydır kendime şahsi alan tanımaksızın kendimi görmezden geliyorum. Bunu çeşitli şekillerde yapıyorum. Mesela asla durmayarak. Bir kişinin yanından ayrılıp bir diğerine gidiyorum. Şakalarla ve esprilerle üstünü örtüyorum yorgunluğumun. Yalnızken telefondayım. Bazen hayallerimdeyim. Dikkatimi dağıtarak gözardı ediyorum kendimi. Her şey gözlerimin önünden kaymaya başlıyor zamanla. Hiçbir durakta durmayan bir tren gibi. Bitmek bilmeyen bir savruluş gibi. Gözlerim, kulaklarım varlığıma kapalı. En dibe çökene kadar, sakince bekliyorum. Önce banka hesabım eksilere düşüyor. İnternetim bitiyor. Odam gittikçe dağınıklaşıyor. Kendi ihtiyaçlarımı gidermemeye başlıyorum. Yemek yememeye, ihtiyacım olan uykuyu kendime vermemeye başlıyorum. Sorumluluklarım altında eziliyorum. Ve son olarak hastalanıyorum. Vücuduma kadar kendimi sabotaj ediyorum. Ve terapi günüme kadar, hasta olsam dahi durmuyorum. Ancak dışarıdan hiç de böyle gözükmüyorum. Sosyal ilişkilerim tıkırında. Espriler, şakalar uçuşuyor her diyaloğumda. Ancak içimde batabileceğim en derine batıyor oluyorum. Ta ki terapi günüme kadar. Başta çok konuşasım gelmiyor. Kendimi göresim, kendimle yüzleşesim gelmiyor. Ancak terapistimin beklentilerini karşılamak istiyorum. Aynı kendimi gözardı ettiğim diğer sosyal ilişkilerimdeki gibi. Anlatıyorum ona hayatıma müdahale eden herkesi. Bir haftada üst üste nasıl taciz edildiğimi. Kendimi nasıl suçladığımı. Belki açıldığım için böyle olduğunu. Tek başıma ve güçsüz olduğumu. Bunu hakettiğimi.

Farkına varıyorum her şeyi nasıl içselleştirdiğimin. Terapistim “neden” sorusunu sormaya devam ediyor. “Sence neden böyle yaptın?” Şu anki ben cevaplıyorum; çünkü henüz batabileceğim kadar derine batmadım. Ben bunu hak ediyorum.

Belki başka şeyler de diyor, ve ben başka yanıtlar da veriyorum. Ancak aklıma şu an bu kadarı geliyor.

Son olarak seninle bir şey paylaşmak istiyorum diyor terapistim. İçinde bana dair olan öfkeyi paylaşıyor benimle. Belki süreç için faydası olur diye. Diyor ki; eğer bu içimdeki duyguyla seninle konuşacak olsaydım, terapist rolünden çıkardım. Annen gibi olurdum.

Farklı kelimelerle kendime davranma şeklimin onu nasıl öfkelendirdiğine şahit oluyorum. İlk defa görüyorum onun bir duygusunu. Hala afallamış durumdayım. Kendine gel diye sarsmak istiyor belki de beni. Hala şaşkınlık içerisindeyim. Bu yazım bu kadar. Kendimi bu kadar dinledim. Gidiyorum.

--

--

Emel Rüveyda Karagöz
Türkçe Yayın

Düşüncelerimin değişimine eşlik etmek için aşağıdan yukarıya doğru.. melodileriyle birlikte...