Cam Tavan Teorisi| Yönetici Kadın

Berivan Küçükkart
Türkçe Yayın
Published in
3 min readAug 9, 2022
Photo by LinkedIn Sales Solutions on Unsplash

Doğmadan önce hangi yüzyılda yaşamak istediğiniz sorulsaydı ne cevap verirdiniz?

Bu soruyu bazen çevremdeki insanlara sorarım. Erkeklerde cevaplar oldukça değişkenlik gösterebilirken kadınlar genelde 1900'ler sonrasını tercih ediyor. Bu bir rastlantı değil elbette. Ben de bir kadın olarak 2000'lerde doğmuş olmaktan gayet memnunum.

Birkaç yüzyıl önce “insan hakları”ndan bahsederken bile özgür erkekleri kast ettiğimiz bir dünya vardı. Kadınlar toplumsal yaşamın bir parçası olarak görülmüyor, sosyal yaşamdaki rolleri olabildiğince kısıtlanıyordu. Kadınlardan da böyle bir talep gelemiyordu çünkü binlerce yıllık kalıplaşmış geleneklerin dışına çıkmayı hem akıl edemiyorlardı hem de bunu akıl edip dile getirmenin cezası çok ağırdı.

O günlerden bu günlere gelişimiz kolay olmadı. Kadınlar artık dünyanın pek çok ülkesinde istedikleri işte çalışabiliyor, istedikleri düzeyde eğitim alabiliyor ve kendi hayatlarını ilgilendiren konularda söz hakkına sahipler. Bu uğurda pek çok erkek, kadın ve LGBT aktivist savaş verdi. Feminist hareketler dünyayı kasıp kavurdu. Sonunda kanunlar önünde kadın ve erkeğin en eşit olduğu döneme, 21. yüzyıla geldik. Diğer cinsiyetler için ise alınacak daha çok yol var.

Peki bütün sorunlar gerçekten çözülebildi mi? Sosyal hayatta en gelişmiş toplumlarda bile kadın ve erkek kanunlar önünde eşit gibi görülse de işlerin perde arkasında hala türlü adaletsizlikler dönüyor.

Örneğin son yıllarda popüler olan konulardan biri ücret eşitsizliği. Birçok feminist sivil toplum örgütü ve aktivistler “eşit işe eşit ücret”i savunmaya devam ediyor. Çünkü dünyanın birçok yerinde hala aynı pozisyonlarda çalışan kadınlar ve erkekler arasında ücret farkları gözlemlenebiliyor.

Aşağıdaki grafikte aynı eğitim seviyesine sahip kadın ve erkeklerin kazanç farklarını görebiliyoruz. Grafiğe bakar bakmaz dikkatimizi çeken şey eğitim seviyesi arttıkça kadın-erkek kazanç farkının da artması.

Twitter’da geçtiğimiz 8 Mart’ta, İngiltere’de Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlayan şirketlerin kadın ve erkek çalışanlarına eşit ücret verip vermediğini açıklayan bir hesap çıktı karşıma. 8 Mart’ı edebi cümlelerle, büyük bir coşkuyla kutlayan bazı firmalarda “gender pay gap” korkunç bir seviyede. Bazı firmalarda ise bu eşitlik sağlanabilmiş gözüküyor ancak bu firmaların sayısı oldukça az. Hesabın bağlantısına buradan ulaşabilirsiniz.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Cam_tavan#/media/Dosya:Average_earnings_of_workers_by_education_and_sex_-_2006.png

Bütün bu problemler kadınların aktif iş yaşamında erkeklerden daha fazla zorlanmasına neden oluyor. Toplumsal önyargılarımız ve algılarımız da iş hayatında kadınların belirli pozisyonlara gelmemesi gerektiğini savunuyor.

Örneğin, unisex isme sahip bir CEO ile görüşmeniz olduğunu varsayalım. Muhtemelen odaya girdiğinizde karşınızdaki kişinin erkek değil de kadın çıkması sizi şaşırtacaktır. Çünkü zihnimiz CEO gibi yüksek pozisyonların yalnızca erkekler için uygun olduğuna dair şartlandırılmış. Yaşadığımız toplumdan izler taşıyan biz bireyler bu kalıpları kolay kolay bırakamayacağız.

İşte Cam Tavan Teorisi iş yaşamında kadınlar veya Amerika’daki siyahiler gibi azınlıkta olan grupların hiyerarjik düzende yükselmelerinin önündeki engelleri temsil eden bir metafor. Bu gruplardan birine mensup üyeler, diğer avantajlı gruplara nazaran daha fazla çalışmak ve çabalamak zorunda bırakılıyor ve çoğu zaman bu çaba karşılığını malesef bulamıyor.

Gelecek yüzyıllar bu tarz toplumsal konular bakımından bana çok umut veriyor. İçinde yaşadığımız yüzyıl, cinsiyet eşitsizlikleri konusunda insanlık tarihinde görülmemiş bir ilerleme kaydetmiş durumda. Gelecek yüzyıllarda ise sadece kadın-erkek eşitliğini değil, var olan bütün cinsiyetlerin eşit sayıldığı bir dünya düzeni hakim olacaktır.

--

--