Coco Filmi ve Fikri Hakların Önemi
Mama Coco’nun Hikayesi Peşinde
(Filmi izleyecekler için büyü bozulabilir!)
“Kimi zaman ben daha doğmadan önce olan bir şey yüzünden lanetlendiğimi düşünürüm.” diyor Miguel Rivera.
“Biliyorum, müziği sevmemem gerekiyor ama bu benim hatam değil.”
Disney Pixar stüdyolarının yarattığı Miguel Rivera, müzisyen olma aşkı ile yanıp tutuşan fakat hayallerinin peşinden gitmesi ailesi tarafından engellenen bir çocuktur. Çünkü büyük büyük dedesi yıllar önce müzik uğruna ailesini terk etmiş bir daha da geri dönmemiştir. Bu nedenle tüm aile hem dedeye hem de müziğe düşman hale gelmiştir. Peki, Miguel Rivera uslu duracak mıdır? Yoksa ailesinin onu engellemesine rağmen hayallerinin peşinden gidip tıpkı hayranı olduğu Ernesto de la Cruz’un yolunu mu takip edecektir?
Cevabı tahmin edersiniz:
Kendisine gönderilen “anı yakala” mesajını takip eden Miguel Rivera, Ernesto de la Cruz’un gitarına ulaşır. Gitara dokunduğunda ise kendisini bir maceranın öznesi olarak Ölüler Diyarı’nda bulur. Fakat bu defa da Ölüler Diyarı’ndaki diğer aile üyeleri Miguel’i rahat bırakmaz. Yine de Miguel ne yapar eder burada tanıştığı Hector’un yardımıyla sesini Ernesto de la Cruz’a duyurur. Bu buluşmanın arkasından ise gerçekler bir çorap söküğü gibi geliverir.
Ernesto de la Cruz ve Hector ölmeden önce yakın arkadaştır. Fakat Ernesto, Hector’u zehirleyip ölümüne neden olmuştur. Bununla da kalmayıp Hector’un yazdığı şarkıları çalmış ve bu şarkıları söyleyerek ün kazanmıştır. Ernesto’nun en sevilen şarkısı “Hatırla Beni”, aslında Hector’un kızı Mama Coco için yazdığı şarkıdır.
Bu gerçekle yüzleşen Miguel bir hırsızı kendisine rol model olarak seçtiği ve onun peşinden gittiği için hayal kırıklığına uğrar ve ailesine yani Yaşayanlar Diyarı’na geri dönmek ister fakat bu o kadar kolay olmaz. Önce gerçek büyük büyük dedesi Hector ile birtakım zorlukları aşması gerekir. Ernesto’nun yaptığı bu kötülüğü yanına bırakmamak ve Hector’un anısını yaşatmak adına birlikte maceralara atılırlar.
“Yaşayanlar dünyasında seni hatırlayacak kimse kalmazsa bu dünyadan da yok olursun. Adına nihai ölüm deriz.” — Hector Rivera
İşte tam bu noktada fikri haklar hikayenin kalbinde yatmaktadır. İkilinin verdiği mücadele sonucunda elde ettikleri galibiyet hem Hector’un mirasının korunmasını sağlar hem de Miguel’i hayallerine kavuşturup müzisyen yapar.
“Anılarımız hayattayken bizi tanıyanlar tarafından nesilden nesile aktarılmak zorunda.” — Hector Rivera
Manevi Haklar
Uluslararası arenada Türkiye’nin de tarafı olduğu edebiyat ve sanat eserlerini koruma altına alan Bern Sözleşmesi’ne bakalım. Sözleşme’nin 6. maddesinde eser sahibine;
- eseri üzerindeki sahipliğini ileri sürme ve
- eserinin her türlü tahrifine, bozulmasına veya diğer değişikliklerine veya şeref veya itibarına zarar verebilecek her türlü küçük düşürücü fiillere itiraz etme
hakkı tanınmıştır. (1)
Bunun yanı sıra hukukumuzda;
- eserin kamuya açıklanıp açıklanmayacağına, bu açıklamanın ne zaman ve nasıl yapılacağına karar verme
- eserin yayınlanması halinde kendisinin eser sahibi olarak belirtilmesini isteme
- eserin bütünlüğünü korumak adına eser üzerinde değişiklik yapılmasını men etme
- esere ulaşma
eser sahibine tanınan manevi haklardandır. (2)
Eser sahibine tanınan manevi haklar, mali hakların aksine süre ile sınırlı değildir. Yani eser sahibinin ölümünden sonra bile var olmaya devam ederler. Ayrıca bu haklar devredilemez ve miras yoluyla da intikal etmez. (3)
Fikri haklarda madalyonun iki yüzü vardır. Bir yüzünü mali haklar oluştururken diğer yüzde ise manevi haklar bulunur.
Mali haklar, eser sahiplerinin ekonomik bir menfaat elde etmesine ve geçinmesine hizmet ederler. Böylelikle eser sahipleri zamanlarını, yeteneklerini ve enerjilerini yeni eserler üretmeye ayırabilir. (4)
Manevi haklar ise “manevi” kelimesinin anlamından yola çıkarak eser sahibi ile eseri arasında kurulan içsel, duyusal bir ilişkinin tanıdığı yetkiler olarak tanımlanabilir. Mali ve manevi haklar ayrı ayrı düzenlenmiş olsa da aslında birbirlerine temel teşkil eden ve birbirlerinden bağımsız olarak düşünülmeyecek haklardır. (5)
Bir an için birçok insanın sevdiği bir şarkının ya da bir kitabın yaratıcısı olduğumuzu düşünelim. Üçüncü kişilerin eserimiz üzerinde istediği gibi değişiklik yapması, onu karalaması, sanki kendisi yaratmış gibi onu yayınlaması ne kadar hoşumuza giderdi? Yahut yaratıcısı olduğumuz bir eser üzerinde “eser sahibi” olarak tanınmamamızın adaletsizliğini bir kenara koyarsak bu eserden faydalanamadığımız ihtimalinde tekrar üretmek için hevesimiz olur muydu? Yoksa pes mi ederdik? (5)
Hector Rivera’nın Hatırası
Film ilerledikçe manevi hakların neden bu kadar önemli olduğunu iyice anlıyoruz.
Manevi haklar mirasçılara intikal etmez demiştik. Fakat eser sahibinin ölümü ile sonlanmayan bu hakları gözetleme ve tecavüzlere karşı koruma Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca mirasçılar tarafından yerine getirilebilmektedir. Öyle ki eserin yaratıldığı şeklinde bozulmadan nesilden nesile aktarılması gerekir. (6)
Ernesto, Hector Rivera’yı öldürdüğünde sadece hayatını elinden almadı. Aynı zamanda şarkıları ve sözleri çalarak Hector’un nesilden nesile aktarılmasına, hatırasının yaşatılmasına da engel oldu. Film bize eser sahibinin manevi hakları ihlal edildiğinde neler olabileceğini ve itibarının nasıl zedelenebileceğini göstermektedir.
Hector parası olmayan, hilekar bir serseriye indirgenirken Ernesto de la Cruz ise büyük, saygı duyulan, en ünlü Meksikalı besteci ve sanatçı olarak tasvir edilmektedir. Bu nedenle manevi haklar gerek yaşarken gerekse eser sahibinin ölümünden sonra kritik öneme sahiptir. Çünkü manevi haklar eserle somutlaşmış olan “eser sahibi ile eserin arasındaki bağlantıyı” korurlar. Manevi hakların olmaması ya da korunmaması ihtimalinde de eser sahiplerinin itibarlarının zedelenmesi söz konusu olacaktır. (7)
Manevi hakların ihlali ile ortaya çıkan zarar, mali hakların ihlali ile ortaya çıkan zararla karşılaştırılamaz belki ama bu iki hak da birbirinden bağımsız olarak düşünülmemelidir. Zira manevi haklar, mali hakların temeli ve tamamlayıcısıdır. Her iki hak da birbirleriyle etkileşim halindedir.
Hector’un hatırası manevi haklarının ihlal edilmesi nedeniyle kaybedilmiştir. Bu aynı zamanda ailesinin Hector’un yazdığı fakat Ernesto’nun çaldığı şarkılardan telif haklarını alamaması anlamına geliyor. Burada pratik açıdan mali hakların manevi haklar olmadan etkili bir şekilde kullanılamayacağını görüyoruz. (8)
Coco, korsanlık ve intihal ile boğuştuğumuz bu dünyada fikri mülkiyet haklarının rolü ve önemi hakkında bir anlayış geliştirip hak ihlallerinin ne gibi etkiler doğuracağına dikkat çekiyor. Ölü kimselerin çıkarlarını koruyamadığı bir dünyada yaşamları boyunca orijinal eserlerin gizliliğine, erişimine, bütünlüğüne, kamuya arzına ve itibara yönelik korumanın önemini vurguluyor. (9)
Bizlere fikri hakların bilincinde olmamızı gösterdiğin için Muchas Gracias Miguel!
Referanslar
(1) Bern Sözleşmesi madde 6 (tekrar)
(2) Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu madde 14, 15, 16, 17
(3) Eldeniz, Gülperi, Eser Sahipliğinden Doğan Hakların Miras Yoluyla İntikali s. 108, 116
(4) Cocopyright and the Value of Moral Rights Wipo Magazine p. 8
(5) Cocopyright and the Value of Moral Rights Wipo Magazine p. 8
(6) Merdivan, Fethi, Manevi Hakların Eser Sahibinin Ölümünden Sonra Kullanılması ve Yakınların Dava Hakkı s. 107
(7) Cocopyright and the Value of Moral Rights Wipo Magazine p. 10
(8) Cocopyright and the Value of Moral Rights Wipo Magazine p.11
(9) Cocopyright and the Value of Moral Rights Wipo Magazine p.18
Not: Bu yazı Javier André Murillo Chávez tarafından yazılan Cocopyright and the Value of Moral Rights makalesinden esinlenerek yazılmıştır. Makalenin bire bir çevirisi olmayıp Türk hukukunda yer alan düzenlemelerle harmanlanmıştır.
Makaleye buradan ulaşabilirsiniz: https://www.wipo.int/wipo_magazine/en/2018/04/article_0003.html
Yazıyı sevdiyseniz/faydalı bulduysanız👏 ‘a dilediğiniz kadar tıklayabilir ve yazının daha fazla okuyucuya ulaşmasına katkıda bulunabilirsiniz. Düşüncelerinizi yorumda belirtirseniz çok sevirim. Vakit ayırıp okuyan herkese çok teşekkür ederim.