Corona ve İnsan Genomu

Masumiyet Karinesi
Türkçe Yayın
Published in
4 min readMar 24, 2020

Öncelikle konu ve konunun gidişatı ile ilgili olarak tamamen subjektif bilgiler içermektedir. Şahsıma ait yorumlardan lütfen; gerçek ya da hakikat kavramları ile yorumlama, paylaşım yapılmamasını rica ederim.

2000 yılında dönemin Amerika Birleşik Devletler Başkanı Bill Clinton bir dizi açıklamalarda bulunmuştu. O günü ‘ Tüm Zamanların En Özel Günü’ olarak tanımlamıştı. Projenin temelleri 1990 yılında atılmıştı. Çok uluslu şirketlerle ülkelerin yönetimleri kolektif bir çalışmaya girişmişti. Ülkeler İngiltere, Japonya, Fransa ve Rusya gibi büyük ülkeleri kapsamaktaydı. Özel sektörde ise IBM ve Sanger başı çekiyordu. Ve adını sanını bilmediğimiz binlerce akademik çalışanla süreç yönetilmişti. Toplamda 10 milyar dolar gibi bir rakama mâl olmuş bir işten bahsetmekteyiz.

O zamanın gündeminde şifreler çözüldü, kutsal kase artık insanoğlunun avuçlarında şeklinde naralar atılmaktaydı. İnsan DNA’sı, 3 milyar uzunluktaki ‘A,T,G,C’ harfleriyle tanımlanan dört nükleobazın farklı kombinasyonlarla diziliminden oluşmaktadır. Bu bilinen 3 milyar uzunluktaki zincirin yalnızca %2'lik kısmı DNA şifresidir. Peki geriye kalan dizilim ?

Evet o zamanın bilim insanları geriye kalan %98'lik kısmı Junk DNA yani Çöp DNA olarak tanımlamaktaydı. İnsan Genomu Projesi işte böylelikle ele geçirilmiş olarak bulunmuştu. Peki tüm bunlar biyolojik araştırmalar ve tıp dünyası için ne ifade ediyordu?

Teknolojinin artık tam anlamıyla bu alanlara yayılması ve bu alanlara hizmet etmesi anlamı taşımaktaydı. Günümüzde artık hastalıkların teknolojik araçlar vasıtası ile teşhis ve tedavisi noktasına gelindi. Bir yandan da elde edilen İnsan Genomu sayesinde daha genel geçer bir tedavi süreci yerine, daha bireyselleşmiş tedavilerin de gelişmesinin önünü açtı. Personalized Medicine — Bireysel/ Kişiselleştirilmiş Tıp. Hasta tedavisinde, hastalığa özel ilaç geliştirme ve tedavi uygulama yerine artık bireyin gen yapısı göz önünde bulundurularak bireye özel ilaç geliştirme ve tedavi uygulama akımı hakim olmaya başladı.

Belki şu an hala emekleme aşamasında olan bu yöntemler bütünü ilerleyen zamanlarda kendisine daha çok yer açarak, genişlemeye devam edeceğini düşünmekteyim. Bu süreçte İnsan Genomu çıkartan ve bilgiyi anlamlandıran teknolojik araçlar, ilk başlarda ciddi maliyetler göz önüne alınarak çalışıyordu. Aşağıdaki veri 2000 yılı baz alınarak 2014 yılına kadar işlenmiş bir veridir.

Yaşadığımız yıl içerisindeki veriler elimde mevcut olmamasına rağmen, bir bireyin genomunun çıkartılması artık süreç ve maliyetler açısından çok çok düşük seviyelere gelmiş bulunmaktadır. Hatta artık yaşadığımız bugünlerde sıfıra yakın maliyetler diyebiliriz.

Coronasal Düzenleme

Burada bir parantez açmak istiyorum. Biliyorsunuz bir Pandemi ilanı söz konusu. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarından Pandemi’nin ne anlama geldiğini araştırmak mümkün ufak bir google lama yaparak görebilirsiniz.

Genel anlamda Corona adlı virüs ile ilgili birkaç başlık ve söylem öne çıkıyor;

  • Gençlerde sorun yok, yaşlılarda tutunması yüksek. (Burada arkadaşlar doğru olabilir yanlış olabilir. Konumuz bunu tartışmak değil genel anlamda toplumlarda ön plana çıkan söylemleri baz alıyorum.)
  • Belli rahatsızlıkları olan insanlarda öldürme oranı yüksek. O yüzden hasta olan bireylerin daha fazla ölmesi açıkça dillendirilmekte.

Burada Corona’nın medyatik tarafları ile ilgileniyorum.

Google Ölümü Çözebilir?

DNA veri tabanının önemini günümüzde kavramış en önemli kurumların başında Google gelmektedir. Uzay araştırmaları, robot teknolojileri ve yapay zeka alanlarına yaptığı yatırımlar insanlarda şaşkınlık oluştursa da, Singularity kavramıyla haşır neşir olanlar için Google’ın gelecekte oynayacağı rolü tahmin etmek çok da zor olmasa gerek. Bu konuda yani insan genomunun çıkarılması noktasında da Google önemli bir rol oynamaktadır.

2006 yılında bu konuda atılım yapmaya başlamış bir şirketten bahsediyoruz. Sergey Brain, eşinin şirketi olan 23andme şirketinin kuruluşuna destek olarak ilk adımlarını atmıştır. Şirket insanlardan gelen tükürük ve kan örnekleri vasıtasıyla hangi hastalıkları geçirmeye daha yatkın olduğunu tespit edebilmektedir. Kurulduğu tarihlerde isteyenlere 99 dolar gibi cüzi bir ücretle bu hizmeti sunmakta olan firma, günümüzde bu işi bedavaya getirebildiğini düşünüyorum. Çünkü Google ‘sıfır ekonomisi’ üzerine kurulu bir mantık ile hareket etmektedir. Oluşacak DNA veri tabanıyla sağlık sektörünün Google’ı olmayı hedeflediğini açıklayan şirket aynı Google gibi bu bilgileri üçüncü kişilerle paylaşarak proje ve gelir oluşturmayı hedeflemektedir.

2013 yılı itibariyle Google bir başka projeye daha yatırım yapmıştır. Projenin ismi Calico’dur. Proje ortakları arasında Apple ve Roche firmaları da yer almaktadır. Sitelerini kontrol etme imkanınız var. Genel mantık çerçevesi şu; yaşlanma karşıtı çözüm, yani gençlik iksirini bulmak. Şu ana kadar açıklanan tek çalışma ise dizileme tekniği kullanarak yüksek yaşlara sağlıklı olarak ulaşmış insanların gen haritalarını çıkararak uzun yaşama dair genetik çıkarımlar yapabilmek.

  • Coronavirüs sebebi ile ölenlerin yaş skalasını olaylar bittiğinde, tekrar bir irdelemek gerektiğine inanıyorum. Çünkü tüm ülkelerde genel algı, yaşlı insanların ölümleri üzerine kurgulanmış gibi durmaktadır.

2014 yılına geldiğimizde ise dolaylı yatırımdan ziyade Google, Google Genomics adı altında bir projeye imza atmıştır. Yine aynı şekilde sitelerini ziyaret edebilir neler yaptıkları ile ilgili bilgiler edinebilirsiniz. Belli bir ücret karşılığında Gen havuzlarından faydalanmanızı ve çalışmalar yapmanızı sağlayan bir sistemi barındırmaktadır.

Peki bu tarz salgın hastalıkların bu şirketlere faydaları?

Bu noktada hatırlamamız gereken mesele, DNA içerisinde yer alan genetik bilgilerimizin sadece saç, göz ve tipimiz ile ilgili bilgileri içermediğidir. Teknolojik araçlar geliştikçe, bizlere ait veriler daha sağlıklı bir şekilde işlenebilmekte ve bu gen havuzlarından nokta atışı çıkarımlar yapılabilmektedir. Başta da bahsettiğimiz Çöp DNA %98'lik bir kısmı kapsamaktaydı. Buradaki şifrelerin çözülmesi ile birlikte işin seyri farklı noktalara varabilir. En basitinden, Google’ın dijital verileri ne kadar sık işlediği bilinmekte. Aynı şekilde bu gen haritaları yardımı ile de dijital kimliğimizin üzerine yeni eklemelerin yapılacağı kanaatindeyim.

Nasıl ki Google, bedava olarak nitelendirilen sistemi -ki aslında öyle değil- bizleri kullanarak varlığını sürdürüyorsa, bu hastalık nedeniyle oluşan genetik kodları da -ki çok büyük bir alana yayılmış bilgiden bahsediyoruz- bedava kullanmanın mutluluğunu yaşayacaktır.

Kişisel yorumlarım olduğunu tekrar belirtmek istiyorum. Var olan virüs ile ilgili de tavsiyem, birilerinin genetik bilgilerinizi ele geçirmemesi için veya birer denek olmamak için sağlığınızı korumanızı istiyorum…

--

--