Covid-19 Salgını İle Değişen Kurumsal Hayat

Enes Ay
Türkçe Yayın
Published in
5 min readApr 13, 2020

Covid-19 (co:corona, vi:virüs, d:disease, 19:2019) pandemisi sonucu Çin’in Wuhan eyaletinde ilk ölüm vakası üzerinden tam 4 ay geçti. Sadece Çin ile sınırlı kalmayan bu virüs salgını, Avrupa ve Amerika kıtası başta olmak üzere Dünya’nın her bölgesine sıçradı. Öncelikle planlanan seyahatler, devlet toplantıları, spor müsabakaları ve son olarak da Dünya’nın çeşitli bölgelerinde sokağa çıkma yasakları ile aşı bulunana kadar geçecek sürede en azından minumum sayıda insanın enfekte olması için çeşitli önlemler alınmaya çalışılıyor.

Amacım, Covid-19 sonrasında kurumsal şirketlerin çalışanları için almış olduğu evden çalışma kararıyla beyaz yakalı çalışanların evlerinden işlerini halletme süreçlerini, onlara destek olan araçları ve bu iş yapma şekliyle, “Acaba salgın sonrası da evden mi çalışılmalı?” gibi akıllara gelmesi çok doğal sorular üzerinde duracağım.

Corona salgını baş gösterdiğinden beri, günün tamamını evlerde geçirmek zorunda kalan bizler, günleri takip etmekte ve ayırt etmekte zorlanmaya başladık. Hal böyle olunca home office çalışmak zorunda kalan kurumsal çalışanların işlerini kolaylaştıracak ve belki de normal zamanlarda iş yerlerinden daha az vakitlerini harcadıkları bu yeni konfor alanlarında işlerini eskisi gibi yapabilmelerini sağlayacak uygulamaları kullanıp işlerine entegre etme arayışına girdiler.

Bu arayışın tartışmasız en popüleri, Zoom Video Communications şirketinin Zoom uygulaması. Kurumsal hayatta yapılan yüz yüze buluşmaların ve fikir alışverişlerinin belki de daha kolay planlanmasını sağlıyor. Aslında sadece beyaz yakalı çalışanların da değil birçok üniversite hocasının öğrencilerine bu uygulama ile ders verdiği, birbiriyle görüşmek isteyen arkadaş gruplarının telefon ve bilgisayarlarına yüklediği ilk uygulama da olabilir.

Neden Zoom?

Bu soruyu kime sorsam herkesten aldığım cevap ısrarla aynıydı. “Kullanması çok kolay.” Hatta ilginçtir ki Zoom’un rakiplerinden GoToMeeting çalışanları bile “Tek tık ile bir anda 25 kişi sohbet etmeye başlayabiliyoruz.” şeklinde açıklamada bulunmuştu. Zoom, size girişte kolaylık sağladığı gibi, toplantıya Snap Camera sayesinde bir patates kılığında girebilmenizi ve eğer isterseniz de yüzünüzdeki kırışıklıkları gidermesini sağlayan ücretsiz bir uygulama.

İroni şu ki, Çin’de başlayan virüs pandemisi sonrası Çin’li bir iş adamı olan Eric Yuan tarafından 2011 yılında kurulmuş bir video konferans uygulaması olan Zoom’un belki de virüsten olumlu etkilenen nadir kuruluşlardan biri olması.

İngiiliz gazetesi The Sun tarafından yapılan haber de gözler önündekini doğrular nitelikte.

Covid-19 salgını sürecinde, Dünya’nın en zengin ilk 100 milyarderi listesinde yer alan sadece 9 milyarder kazançlarını arttırmayı başarabildi ve tahmin edeceğiniz gibi bu 9 milyarder de Çin’li. Kazançlarını en çok arttıran milyarderler listesinin ilk ismi de Zoom uygulamasının sahibi Eric Yuan. Kazancını bu dönemde %77 arttırarak 3.5 milyar $ kazanmış durumda. Yuan ve Zoom, sadece geçtiğimiz ay kazandıkları kullanıcı sayısı ile 2019'da toplam bu uygulamayı kullanan kişi sayısına ulaştı. Şuanda da 200 milyon aktif kullanıcısı olan Zoom uygulaması daha çok indirilmeye devam edecek gibi gözüküyor.

Ezber Bozacak Gelişmeler

Bir başka konu da şirketlerin alışılagelen işe alım, onboarding ve eğitim süreçlerinin bu dönemde değişecek olması.

İşe alım ve staj programlarının dijitalleşme ve online platformlara taşınması konusunda firmaların başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Daha düne kadar birçok şirketin staj programlarını son aşamaya kadar yani pozisyonun müdürüyle yapılacak ikili görüşmeye kadar online olarak yaptığını biliyorduk. Ama bu salgın sonrası staj mülakat aşamalarının tamamını hemen hemen her şirket online olarak yapabilecek yetkinliğe gelmiş gözüküyor.

Bunun yanı sıra ezber bozacak bir hareket ise Petrol Ofisi İnsan Kaynakları departmanından geldi. Petrol Ofisi’nin 3 ay sürecek ve 2020 Haziran-Eylül ayları arasını kapsayan “Petrol Ofisi ile Geleceğe Bir Adım” staj programı, öğrencilerin şirket içerisinde geçirecekleri zamanı da evlerinden ya da diledikleri lokasyondan geçirme fırsatı sunuyor.

Corona salgını boyunca işe alınan yeni personellere; kurumu tanıtma, iş yapış şekillerini aktarma ve onları update etme konusunda kurumların yeni çözümler bulması gerekmekte olduğu yadsınamaz bir gerçek. Bu süreçte çalışanını destekleyemeyen şirket personelleri adeta kendilerini akvaryumdan okyanusa bırakılmış bir balık gibi hissedeceklerdir.

Böyle bir ortam oluşmaması adına hali hazırda İnsan Kaynaklarının yürütmekte olduğu sınıf içi eğitimlerinin de dijitale dönüştürülmesi konusunda epey çaba sarf edildiği görülüyor. Günlerce sürecek olan eğitimleri konsantre eğitim modülleri içerisine yedirebilmek ve onları karşısındaki katılımcıya aktarımı konusunda şirketler, danışmanlık firmalarından bu konuda destek alıyor ve oluşturulan eğitimler ile çalışanlarının yalnız olmadıklarını, her daim onların sorunlarıyla ilgilendiklerini göstermeye çalışıyorlar.

Acaba salgın sonrası da evden mi çalışılmalı?

Bu sorunun cevabını şimdiden verebilmek zor olsa da, her iki tarafın da ortak argümanı “Odaklanma ve Motivasyon”.

Kendilerini, sakin bir atmosferde güvende hissedenlerin, kalabalık ve sesli ortamlarda odaklanmakta zorluk yaşayanların cevabının “Evet” olduğunu duyar gibiyiz.

Diğer taraftan ise evlerinde iş yapabilme motivasyonlarını bulamayacak ve ortam değiştirmediği için işe odaklanmakta zorluk yaşayacak kişilerin cevapları da “Hayır” olacaktır.

Ben de bu konuya biraz daha objektif bakış açısı katabilmek amaçlı Kariyer.net tarafından yapılan “Koronavirüs ve İş Hayatı” araştırmasında, koronavirüs salgınının çalışma şekillerini ve dönüşüm süreci ile ilgili yapmış olduğu anket çıktılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Araştırmaya 1.346 beyaz yakalı çalışan ve 570 işveren/İnsan kaynakları yetkilisi katıldı.

Araştırmaya katılan her 10 beyaz yaka çalışanından 5’i, bu süreçte şirketlerinin aldığı önlemleri yeterli bulurken, her 10 çalışandan 4’ü de bu önlemlerin iletişimini ve şirketin kriz yönetimini yeterli buldu.

Şirketlerinde evden / uzaktan çalışma önlemi alındığını söyleyen çalışanların, ofise dönme konusunda İşveren/İK yetkililerine kıyasla daha tedirgin oldukları görüldü. İşverenlerin %47’si ofise dönme konusunda tedirgin iken çalışanlarda bu oran %54 olarak gerçekleşti.

Yapılan anket gösteriyor ki bu salgın süreci devam ettikçe çalışanların ve şirketlerin önümüzdeki süreç adına fikirleri sürekli değişecek ve en ideal olan çalışma tarzını bulmaya çalışacaklar.

Bu yazıda sizlere Covid-19 salgını ile değişen, değişmekte olan kurumsal hayat ve o değişiklikler sonrası bizlere etkisini anlatmaya çalıştım.

Isaac Newton, 1665'te veba salgınına yakalanmamak için evinde karantinaya girdiğinde, optik ve yer çekimi kanunu keşfetti. Ayrıca Matematiksel Analiz’in giriş kısmı olan Kalkülüs’ü icat etti. Bizler de bu zor dönemlerde hem kendimiz için hem de işimiz için yaratıcı çözümler ile krizi fırsata çevirebiliriz.

--

--