Dünya Şiir Olsa

Arda Arman
Türkçe Yayın
Published in
4 min readSep 10, 2018

Matsuo Bashō aşağıdaki satırı yazdığında Japonya tarihini değiştirmek üzere olduğunu büyük olasılıkla bilmiyordu.

古池や蛙飛びこむ水の音

eski bir gölet
kurbağa içine atlıyor
su sesi

— Bashō

Az önce Japonya’nın en ünlü şiirini okudunuz. Şiirin devamına ulaşamıyoruz; çünkü devamı yok. Bu kısacık bir an. Elimizde yalnızca gölete zıplayan bir kurbağa ve bu kurbağanın suya girerken çıkardığı ses var.

Kafanız karışmış olabilir, bu şiirin nasıl 332 yıl boyunca unutulmadığını, nasıl Japon kültürünün en önemli parçalarından biri haline geldiğini sorguluyor olabilirsiniz. Bütün bunlar bir yana, bu sözlerin nasıl olup da “şiir” olarak anıldığını da anlamamış olabilirsiniz. Dünyaya haiku gözüyle bakmanın ne demek olduğunu öğrenmeden önce ben de böyle düşünüyordum.

Haiku sözcüğü Japoncada 俳句 karakterleriyle yazılıyor. Sözcük oluştururken heceler yerine kavramların birleştirildiği Japoncada ilk ( 俳) karakter “komik, hafif” anlamına gelirken, ikinci ( 句) karakter de “söz, cümle” anlamına geliyor. Başlangıçta haikular çok daha uzun şiirlerin açılış kısmını oluşturdukları için, onlara tarihçilerce bu isim verilmiş. Şiir biçimi bağımsızlığını ilan ettikten sonraysa haiku ismi ona yapışıp kalmış.

Neredeyse bütün haikular iki canlının, nesnenin ya da kavramın birleştirilmesiyle oluşur. Bu birleştirmeyi öyle gelişigüzel yapamayız…

Üç kural

Haikuyu anlayabilmek için öncelikle üç belirli kuralı bilmelisiniz: Kesme sözcüğü, 17 “ses”, mevsim sözcüğü.

Kesme sözcüğü, seslendirilen bir noktalama işareti gibidir, her virgülü “virg!” diye okuduğunuzu hayal edin. Hayal edemediyseniz çok uğraşmayın, zaten Türkçede herhangi bir karşılığı yok.

Haikunun toplamda 17 “ses” içermesi gerekir. 17 “ses” genelde “17 hece” diye anlatılır. Japon alfabesinin bazı simgeleri, bizdeki heceler gibi okunabilir: ha/i/ku, 3 “ses”in birleşimidir. Ayrıca “n” harfi de her ortaya çıktığında bir “ses” olarak sayılır. Anlamak zor geldiyse bu kuralı da atlayın, çünkü Japoncadaki “ses”lerin Türkçedeki heceyle iligisi yok.

Üçüncü kuralımız şiirde mutlaka olması gereken bir mevsim sözcüğüdür. En anlaşılır kural buymuş gibi gözükebilir, ama bu kuralı da unutun; çünkü neredeyse hiçbir haikuda doğrudan mevsim adı geçmez. Mevsimi çağrıştıran sözcükler kullanılır: kurbağa (ilkbahar), ağaç gölgesi (sonbahar), ay ışığı (sonbahar), şömine (kış). Hangi mevsimde hangi sözcüklerin kullanılması gerektiğini bu konuda yazılmış kitapları okuyarak öğrenebilirsiniz. İtiraf edeyim, ben hiçbirini baştan sonra okumadım.

O zaman Japonca öğrenmeden ya da yüzlerce sayfalık mevsim sözcüğü listelerini ezberlemeden haikunun ne olduğunu nasıl anlayacağız? Biraz düşünelim, her güzelliği keşfetmenin bir yolu mutlaka vardır. Bir sonraki şiirin değerini, kendiniz bulacaksınız.

Yalnızca var olmak

Bir sonraki örneğimiz Kobayashi Issa’dan:

遠山が目玉にうつるとんぼ哉

uzaktaki dağlar
göz bebeğinden yansıyor
yusufçuğun

Issa

Kuralları bir kenara bırakalım. Bu kez başka gözle bakalım. Şiirdeki eylemi ve bu eylemi gerçekleştiren özneyi bulabilir misiniz?

Sorunun tek bir yanıtı yok. Dağlar yansıyor, ama bu durum yusufçuğu etkilemiyor. Yusufçuk dağları görüyor, ama bu durum şiirde anlatılmamış. Ayrıca her şey şairin, dolayısıyla bizim gözümüzün önünde oluyor, biz de algılıyoruz; ama şair de kendini gizlemeyi başarmış. Gördüğünüz gibi, haikuda genelde özne belirli değildir. Japon şairlerin alçakgönüllülüğü, şiirdeki özne-eylem-nesne bağını neredeyse yok etmiştir.

O zaman bir soru daha: bu şiirde anlatılan konuya şairin kattığı yorumu bulabilir misiniz?

Neredeyse hiçbir öznel yorum yazılmamış; çünkü ustalar öznelliği gizler. İyi bir haiku okurken şairin öznel yorumlarıyla uğraşmazsınız. İnadına tersini yapan haiku ustaları olsa da, öznel yorumlarla genelde karşılaşılmaz. Gölete atlayan kurbağa ve yusufçuğun gözlerinden yansıyan dağ, siz onları nasıl görmek isterseniz öyle gözükürler. Bu arada Japoncada çoğul eki ve çoğul yapısı bulunmadığı için, “bir yusufçuk” ve “yusufçuklar” tıpa tıp aynı yazılır. Şair hiçbir sayı kullanmayarak görüntüdeki tekil-çoğul kararını da okuyucuya bırakır.

Demek ki haiku kural ezberlemeden de incelenebiliyormuş. Birkaç soru sorarak anladık ki bu şiir türünde özne-eylem-nesne bağı belirsizdir, yazar öznel bir bakışı ortadan kaldırır ve şiirin konusu olduğu gibi okuyucuya yansıtılır.

Sıra bizde. Doğada birbiriyle bağlantılı değilmiş gibi gözüken iki nesne, iki canlı ya da iki olgu bulabilir misiniz? Artık dünyaya haiku gözüyle bakmayı biliyorsunuz. Elinize kalem alıp yazmak zorunda değilsiniz. Yalnızca düşünerek de haiku yaratabilirsiniz. Bulduğunuz iki kavramı birleştirin, öznel yorumunuzu ortadan kaldırın. Bir kavramın diğerini doğrudan etkilemesine izin vermeyin. Yalnızca düşüncelerinizde birlikte var olmalarını sağlayın. Birlikteliğe odaklanın.

Dilerim, hayalimizde yaşattığımız bu uyumu düşünmek yaşamımıza anlam katar; dünya gözlerimizde şiir gibi yaşar.

枯朶に烏のとまりけり秋の暮

kurumuş ağaç dalında
bir kuzgun duruyor
sonbahar akşamı

Bashō

Benjamin Balázs

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor

--

--