Dünya’nın En Büyük Öğretmen Konferansı: “Yeni Normal”e Dair -2
30 Mayıs ‘da düzenlenen Eğitimde “Yeni Normal” adlı uluslararası öğretmen konferansında OECD direktörü, Covid-19 nedeni ile okulların kapalı kaldığı sürede yaptıkları araştırmalara dair bazı veriler paylaştı. Konferansa dair 2.yazımda sizlere bu istatistiki verilerden bahsetmek istiyorum. Konferansa dair ilk yazımı okumadıysanız buradan ulaşabilirsiniz.
OECD Eğitim Direktörü Andreas Schleicher Covid-19 nedeni ile dünya çapında yaklaşık 1.5 milyar kişinin okullarından uzak kaldığını belirtti.
Grafiklerini paylaşacağım veriler 25 Nisan ile 7 Mayıs tarihleri arasında OECD’nin yapmış olduğu anketlerin sonuçlarını göstermektedir. Anketlere 59 ülkeden 1370 yanıt alınmıştır. Ankete devlet okulu öğretmeni ve yöneticisi, özel okul öğretmeni ve yöneticisi, üst düzey devlet yetkilileri, eğitim örgütleri veya eğitim şirketi çalışanları gibi birçok paydaşın katılım sağlamıştır. En çok katılım ise % 51 'lik oran ile devlet okulu öğretmenlerine aittir.
Grafik 1' e göre araştırmanın yapıldığı OECD ülkelerinde öğrencilerin yaklaşık %45'i uzaktan eğitim sürecinde içeriklerin tamamına ya da çoğuna erişebilirken, %5'den daha azının neredeyse hiçbir içeriğe erişemediği görülmektedir.
Grafik 2'ye göre araştırmaya katılanlar bu süreçte eğitim için alternatif düzenlemelerde ilk seçenek olarak yaklaşık %50'lik bir oranla devletin okul ile işbirliği içinde daha efektif düzenlemeler yapacağını düşünmektedir. Bunu düşünenlerin yaklaşık %30'unun öğretmenler olduğu görülmüştür. Bu oranın öğretmenler açısından kötümser bir durum olduğu vurgulanmıştır.
Bu süreçte kullanılan öğretim kaynaklarına bakıldığında Grafik 3'e göre kaynakların yaklaşık %95'inin online olan kaynaklar olduğu görülmektedir. Ayrıca turuncu olan sütuna bakıldığında ise online eğitimde kullanılan materyallerin yaklaşık %90'ının online eğitimi yapan öğretmen tarafından öğrencilere verildiği görülmektedir ve bu da online eğitimde öğretmenin çok önemli bir rolü olduğunu göstermektedir. Ayrıca televizyonun oranının da yaklaşık olarak %75 civarında olması ilgi çekicidir.
Grafik 4'teki öğrencilerin müfredata erişme yüzdeleri incelendiğinde; öğrencilerin %60'ı müfredata erişimde öğretmenler tarafından desteklenirken öğrencilerin yaklaşık %50'si de hem öğretmen hem de teknoloji gibi başka araçlarla müfredata erişmektedirler. Öğrencilerin %5'i ise hiçbir destek almamaktadır. Bu grafik de öğretmenlerin uzaktan eğitimde çok önemli bir rol oynadığını göstermektedir.
Grafik 5'deki öğretmenlerin kendileri için ne tür destekler aldığına dair verilere bakıldığında %90'ının online veya basılı kaynaklara erişim sağladığı, %85'inin kendi okullarındaki ağa katılım sağladığı, %80'inin okullar arasındaki ağlara katılım sağladığı gibi sonuçlara ulaşılırken öğretmenlerin %25'ine pandemi döneminde herhangi bir profesyonel gelişim yolu sunulmadığı tespit edilmiştir.
Okulların yeniden açılması sürecinde yapılan planlamaları inceleyen araştırmalara bakıldığında ise okulların büyük bir kısmının Grafik 6'da verildiği gibi öğretmenlere danışmanlık sağlama, liderlik eğitimi gibi birçok konuda eğitim yapmayı planladığını ancak okulların sadece %25'inin ekstradan öğretmen veya yardımcı öğretmen almayı planladığı görülmektedir. Bunun ekonomik sebepler gibi birçok sebebi olduğu düşünülmektedir.
36 ülkenin katılımı ile elde edilen verilerden oluşturulan Grafik 7'ye göre okulların sadece % 22.5'u pandemi öncesindeki gibi normal programa ve öğrenci katılımına devam edeceğini belirtmişlerdir.
OECD’nin pandemi sürecinde yapmış olduğu ve sizlere yukarıda verilerini sunduğum ikinci araştırmanın raporuna buradan ulaşabilir ve benim burada anlatmadığım diğer anketlerin sonuçlarına da detaylı olarak ulaşabilirsiniz.
OECD’nin pandemi sürecinde genel bir tablo çizmek için 18–27 Mart tarihleri arasında hızlıca yaptığı ve 99 ülkeden 333 katılımcının yer aldığı ilk araştırmanın raporuna da buradan ulaşabilirsiniz.
