Dünya’nın En Zengin İnsanı Nasıl Zengin Oldu?

Doğuşcan Namal
Türkçe Yayın
Published in
6 min readFeb 9, 2019

150.000.000.000$’lık servetiyle dünyanın en zengin insanı lakabına sahip olan Jeff Bezos, bizim gibi orta sınıf vatandaşların kurabileceği hayallerin herbirini satın alabilecek zenginliğe sahip. Hatta kendisi o kadar zengin ki 2017 yılındaki geliri dünyadaki 110 ülkeninkinden daha fazla idi.

Peki bu adam nasıl bu kadar zengin oldu?

Her Şeyi Satan Dükkan

Final Dergisi Dershanesi’nin kafamıza kaktığı gibi gerçekten de hiçbir başarı tesadüf değil. Öncelikle Jeff Bezos eğitim hayatında da parlak bir öğrenciymiş. Liseyi birincilikle bitirmiş, Princeton Üniversitesi’nden hem elektronik mühendisliği hem de bilgisayar mühendisliği derecelerini birlikte almış. Sonra gitmiş iyi yerlerde güzel işlerde çalışmış ve buralarda kısa sürede yönetici pozisyonlarına yükselmiş. En son Wall Street’te bir firmada çalışırken arkadaşıyla yaptıkları sohbette “Abi maaşlı çalışan olmayacaksın ya, modern kölelik.” “Aynen kanka bir iş kurmamız lazım ama ne?” gibi geyikler yaparken bir anda “Sonu gelmeyecek bir iş nasıl olur?” diye bir soru sormuşlar ve bu onları “Her şeyi satan dükkan” fikrine götürmüş.

Demişler ki; “Abi bak bir dükkan olacak, ama içinde ne ararsan olacak böyle uçsuz bucaksız, herkes gelip senden alışveriş yapacak, her aradığını her zaman orada bulabilecekler.” Sonra da demişler ki “Bu harika bir fikir! Ama böyle bir şey nasıl gerçek olabilir ki?” derken şunu farketmişler: İnternet üzerinden gerçekten de böyle bir dükkan açmak mümkün olabilir.

Bu arada bahsettiğimiz yıllar 1994 zamanları, Jeff Bezos’un anlattığıyla kendisi gidip yatırımcılarla konuştuğunda, “Aa çok güzel fikir lan. Ama internet ne ben onu bilmiyorum?” gibi cevaplar aldığı zamanlardan bahsediyoruz. Daha insanlar internet nedir bilmezken, güvenip bir de oradan alış veriş mi yapacaklar? Hadi canım oradan, tutmaz bu iş…

Sonunu düşünen kahraman olamaz!

Tabi Jeff Bezos neler elde edebileceğini farkedince acayip gaza geliyor, akşamları yatakta bir o yana bir bu yana dönerken uyuyamaz oluyor. Bir yanda gül gibi işi var, hayatında her şey güzel rutin bir şekilde ilerliyor ama diğer yanda da her şeyi bırakıp baştan başlamasını gerektiren bu dükkan fikri var. Yapabilecek mi, olur mu, denemeye gerçekten değer mi?

Jeff bu soruları sonlandırmak ve bir karar vermek için kendi uydurduğu “Pişmanlığı Minimize Etme Modeli”ni kullanıyor. Hayat felsefesi yaptığı bu model şu şekilde çalışıyor:

Şimdi 80 yaşında olsam geriye baktığımda pişman olmamak için bugün hangi kararı vermeliyim?

Sonra da diyor ki “Ben bu işi şimdi yaptım yaptım, yapmazsam ömür boyu pişman olacağım. İçimde kalacağına, deneyip batayım daha iyi.” diyor ve bu işe atılmaya karar veriyor.

Daha sonra gidip patronuna böyle bir niyeti olduğunu ve bu yüzden işten ayrılmak istediğini söylüyor. Patronu ona: “İşsiz birisi için güzel bir uğraş ama sen niye böyle bir şey yapıyorsun” diyor. “SSK’nı yatırıyoruz, maaşın da iyi, hem böyle devam edersen seni burada müdür bile yaparız. Sen ne bokuna atılıyorsun ki böyle bir işin içine?” diyor. Jeff ise şöyle cevap veriyor: “Sonunu düşünen kahraman olamaz öğretmenim.”

Ailenizin Kitapçısı Abra Cadabra

Jeff işten ayrıldıktan sonra ailesinden bir 300 bin dolarlık destek alıp şirketi açıyor. Annesi: “Oğlum ben anlamıyorum ne yapıyorsun ama sen yaparsın sana güveniyorum” diyerek veriyor parayı. Jeff eşiyle birlikte -şimdi boşanıyorlar kadın acayip nafaka alacak- şirketin ilk ofisini Seattle’da açıyorlar. Şirketin ismini Cadabra koyuyorlar, tabi bu isim daha sonraları hem ‘A’ harfiyle başlıyor olması hem de Dünya’nın en uzun nehri olması sebebiyle Amazon olarak değişecek. Dünya’nın en uzun nehri ve Dünya’nın en büyük şirketi: Amazon.

İş modelini oluştururken Jeff, şirketin yalnızca tek bir ürün satması gerektiğine karar veriyor. Satılabilecek ürünleri listeleyip artılarını eksilerini yan yana yazıp birbirleriye karşılaştırıyor ve en sonunda kitabı seçiyor. Çünkü kitapların bir çok kategorisi var ve kategorileme bilgisayarların yaptığı en iyi iş. Ayrıca hiçbir kitap dükkanı bunca kitap çeşidini aynı anda stoğunda tutamaz. Ama internet tutabilir.

Halihazırda internetten kitap satışı yapan siteler bile var, Jeff buradan sipariş veriyor ve bu işin gerçekten yapılabildiğini görüp heyecanlanıyor: Kitaplar gerçekten de internetten sipariş verilerek satın alınabiliyor! Problemse kargonun geç gelmesi ve kitapların geldiğinde hasar almış olmaları. Bunları kendi süreçlerinde iyileştirmek için not alıyor ve işe koyuluyor.

Yalnızca işindeki en uzman isimleri şirkete çalışan olarak alan Jeff, ekibiyle birlikte bir yıl boyunca web sitesini geliştirmekle ilgileniyor. Herkes çok çalışıyor, öyle ki o günkü çalışanlar yaşadıklarından şu şekilde bahsediyorlar: “O kadar yoğun çalışıyorduk ki kimse hafta sonları izin yapabilir miyiz diye sormazdı bile. Hafta sonları çalışmak zorunda değildik tabi ama kimse izin almanın mümkün olduğunu düşünmüyordu.”

Jeff Bezos tarafından gönderilen bir iş ilanı. Bu role başvuracak kişinin büyük ve karmaşık bir sistem geliştirmesi ve bunu da en yetenekli kişinin yapabileceği zamanın üçte birinde başarabilmesi bekleniyor.

Yazılarla Dolu Mavi-Gri Site

Siteyi açtıkları ilk haftada yaklaşık 12000$lık sipariş alıyorlar. Herhangi bir iş kuranlar veya satış yapmış olanlar bunun ne kadar büyük bir başarı olduğunu farkedeceklerdir. Daha kimselerin adını sanını duymadığı bu kitap dükkanı açıldığı hafta 12000$’lık bir satış gerçekleştiriyor ve bunu reklam için para harcamadan başarıyorlar. Sitenin ünü kulaktan kulağa yayılarak artıyor.

Amazon’un ilk versiyonu, site bir milyon kitap, devamlı düşük fiyatlar mottosuyla yola çıkıyor

Yalnız öngöremedikleri bir problem var ki o da şu: Gelen siparişlerin yalnızca 700$’lık bir kısmını teslim edebiliyorlar. Bir sonraki haftada aldıkları 14000$lık siparişin ise yalnızca 7000$lık kısmını gönderebiliyorlar.

Yazılımcısından yazarına, Jeff’inden Bezos’una ekipteki herkes kitap paketler hâle geliyor. Bütün gün yerde oturup kutulara kitap diziyorlar ve akşam da kargonun son saatine yetişip ürünleri gönderiyorlar.

Siparişlere yetişemediklerini gören Jeff Bezos, daha fazla çalışana ihtiyacı olduğunu anlıyor:
Daha fazla çalışan demek daha fazla maaş ödemek demek. Maaş ödemek demek para lazım demek.

“Ulan bok gibi para kazanıyorlar, ne olacak” diyebilirsiniz ama Amazon kâr etmiyor. Hatta bu uzun yıllar bu şekilde sürmüş. Çünkü ne yapıyorlarsa müşteri için yapıyorlar ve müşteri her şeyin en ucuzunu ister. Bu yüzden kitapları zararına satıyorlar. Evet, bunu cidden yapıyorlar. Amazon müşterisini memnun etmek için en ucuz fiyata zararına satış yapıyor.

Hâl ve vaziyet böyleyken de artık koca koca rakamlarla uğraşmaya başladıkları için öyle arkadaştan ve ya aileden borç ile bu işi döndüremeyeceğini bilen Jeff önce Hakan Peker’in kapısını çalıyor. Hakan Peker’den borç isteyen Jeff, “Olmaz Bezos bende de yok” cevabını alınca son umut yatırımcıların kapısını çalıyor.

İnternetin 2400 kat büyüyeceğini öngören Bezos, yatırımcıları ikna etmekte zorlanmıyor. Bir koyup on almayı planlayan yatırımcılar fırsatı kaçırmayıp Amazon’a yatırım yapıyorlar ve gerekli desteği veriyorlar.

Bezos: 2000 yılında 74 milyon dolarlık satış yapmayı bekliyoruz, hatta işler beklediğimizden de iyi giderse 114 milyon dolarlık satış hacmine dahi erişebiliriz.

Spoiler olacak ama 2000 yılına gelindiğinde Amazon ortalığı dağıtıyor ve tam 1.6 milyar dolarlık satış yapıyor! Bezos’un hesapladığından bile fazlası!

Amazon’un kuruluş hikayesinde çalışkanlık, risk alma, büyük düşünme ve en önemlisi de müşteri merkezli olma gibi prensiplerin ve tabi biraz da şansın dünyayı değiştiren hikayeler yarattığını görüyoruz.

Jeff Bezos gibi ön sıralarda oturan inek bir öğrencinin problemlere “inşallah şöyle olur yhaa, lütfen öyle olsun çünkü” gibi değil de rasyonel çözümler arayarak yaklaşması ve bu yöntemin onu kısa zamanda bu kadar büyük bir servete kavuşturması aslında bizlere izlenecek yolun aklın yolu olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Önümüzdeki bölümde: kitap mafyasının olaya dâhil oluşu, büyük firmaların Amazon’dan haraç kesmeye çalışmaları, Amazon’un kitap satışından sonra müzik ve film satışına başlamasıyla herkesi tokatlamasını ve çalışanlarının kan, göz yaşı ve terden ibaret yaşamlarını ele alacağız. Ya da almaya da biliriz, belki yazmaya üşenirim.

PS: Yazıdaki düşünceler tamamen bana aittir ve yazım Amazon’un fikirlerini herhangi bir şekilde temsil etmez.

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor

--

--