Daha çok mu?
Her uyandığımız güne bir şeylerin daha fazlasını elde etmek için başlıyoruz ve bu amaç doğrultusunda bir şeylerin peşinde koşturuyoruz hissi kaplıyor beni bazen.
‘Bugün, elimde fazla olan neyden kurtulsam?’ sorusu ile güne başlamak nasıl olurdu acaba?
Gerçekte ihtiyaç olmayan, fakat hazzımızı besleyen ve bizi sanal bir mutluluğa sokan şeylerin ihtiyaç haline geldiği bir dönemden geçiyoruz. Sonrasında hayatımızda vazgeçilmez hale gelen bu varlıklarımızla hayatımızı yaşıyoruz.
Her geçen gün bunlar da zorunluluklar haline dönüşüyor ve bizleri daha çok esir alıyor. Kısır bir döngü içinde dönüyoruz hissi hepimizi daha çok kuşatıyor.
Bir kelepçe hayatlarımızı sıkıştırmaya devam ederken, kendimize ait olmayan bir hayatı yaşıyoruz duygusu beynimizi kemiriyor.
Acaba tüm bunlar tamamen bizim dışımızda gelişiyor da bizler sadece bir figüran mıyız? Kendini figüran olarak görenler için cevap ‘evet’ olabilir, seçimleriyle hayatını şekillendirdiğine inananlar için ise, ‘hayır’.
Benim cevabım ‘hayır’. Böyle bir yaşamı tercih edip etmemek kendi elimizde.
İhtiyaçlarımızı artırdıkça kelepçeyi daha çok sıkıyor ve kendimizi de daha çok içinden çıkılmaz bir döngüye hapsediyoruz. Eskiden elimizde olmayanlarla keyifli ve huzurlu sürdürdüğümüz hayatlarımız bugün eldekilerle daha keyifsiz.
Yunus Emre’nin çok sevdiğim:
Kemdürür yokluktan nicelerin varlığı,
Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı
beyti, yüzlerce yıl öncesinden sanki bugünü anlatmış.
Varlıkla kurmaya çalıştığımız keyifli ve mutlu hayat aslında pek de tasarlandığı gibi gelişmedi sanki. Yokluğa doğru yapılacak bir yolculuk belki de bu sırrı keşfetmede ilk basamak.
Dünya malına olan ihtirastan vazgeçmek bu dünyayı değiştirecek en büyük silah belki de. Ne kadar az şeye ihtiyacınız varsa o kadar çok şeyi de paylaşabilir hale geliyorsunuz.
‘Her şeyi yapabilirsin ve başarabilirsin’ duygusunu ‘başkaları için de bir şeyler yapabilir ve onların başarılı olmasını sağlayabilirsin’ duygusuna evirmek acaba bizim daha mutlu olmamızı sağlar mı?
Bu yazımı bu soru ile bitirmek istiyorum. Çünkü ben de sizler gibi hala sorarak ve merak ederek öğreniyorum ve cevabını da henüz içselleştirip tam olarak bulamadıklarımla ilgili yorum yapmayı da çok manalı bulmuyorum.
Herkesin cevabı kendinde…
