Değerler ve Bedelleri

Bedeller ve Değerleri

Metehan Yalçın
Türkçe Yayın
5 min readSep 12, 2021

--

Hepimizin hayatında değerler vardır. Vatan, aile, aşk, para, din, ideoloji, arkadaş ya da iş gibi birçok değer sayabiliriz. Kimimiz bunları basit birer kelime sayabilirken kimimiz bu kavramlar için her şeyini vermeye hazır olabilirler. Zaten bu kavramlar da her şeyini vermeye hazır olanlar için değer kabul ediliyor. Bu bir tesadüf mü? Değerler niçin feda edenlerin değeri oluyor? Değer kabul etmeyen kişilerin herhangi bir fedakarlığı olmaması şaşırtıcı değil mi?

El işi ürünler her zaman seri üretim rakiplerinden daha pahalı olur. İkisi de aynı üründür ve aynı işleve sahiptir fakat el işi olan daha değerlidir. El işi ürünün pahalı olmasındaki en büyük etken ise el işçiliğidir. Peki el işçiliği neden bu kadar pahalıdır? Aynı işi makine yaptığında neden aynı derecede değere sahip olmamaktadır?

El işi daha pahalıdır çünkü onu yapan usta o ürün için zaman ayırıp kafa patlatır ve ürünü zihninden bir yer kiralayarak tasarlar. Daha sonra tekrar zaman ayırarak tasarladığı ürün için malzeme bulur. Tekrar zaman ayırarak malzemeleri kullanarak emek sarfeder. Bu kadar harcamanın ardından eline bir ürün geçer ve yine zamanını harcayarak bu ürünü satılığa çıkarıp satar. E bu kadar harcaması olan bir ürünün ucuz olması beklenemez tabii ki! Usta el emeği göz nuru ürününü harcadığı zaman, malzeme ve emeğini karşılayacak şekilde satılığa çıkarır. Biz de ürünün bedelinin yanında ürün için ödenen bedellere para veriririz. Bu ödeme bize fazla gelse de yine de öderiz çünkü o ürün el işçiliği. O ürün için harcanan şeyler kesinlikle o bedeli hakeder.

Satın aldıktan sonra o ürünü kullanmaktan ziyade bizi mutlu etmesi için gözümüzün önünde bir yerde sergiler ve onunla gururlanırız. Çünkü o ürün için çokça zaman, malzeme, emek ve para harcandı. Ucuz, makine işi, basmakalıp bir ürün değildir o. O bir tanedir ve her zaman bir tane kalacaktır. O ürün için harcanan şeyler sadece o ürüne özeldir. Aynı ürün belki bir daha yapılacaktır ama farklı vakitte, farklı düşüncelerle ve farklı miktar emekle yapılacaktır. Dolayısıyla o ürünün değerini başka hiçbir ürün karşılamayacaktır.

Zaman arttıkça değer yükselir

Hayatımızdaki her şey için bu geçerlidir. Hayatımızdaki her şeyi o ürünün yerine koyabiliriz. Hayatımıza girmiş/girecek her şey için bir bedel öderiz. Bu, para, mal, emek, gurur, özgürlük ya da haysiyet olabilir. Hiçbirini harcamasanız dahi kesinlikle zamanınızı harcarsınız. Harcadıklarınıza göre de o şeyi hayatınızda bir yere koyarsınız.

Küçük Prens, basit bir çocuk kitabı değildir. İçerisinde sayısız ve daha keşfedilmemiş onlarca öğreti saklıdır. Onlardan birisi de bir şeyin hayatımızda neden daha değerli olduğunun açıklanmasıdır. Küçük Prens için Gül bir tanedir. Dünya’ya geldiğinde bir gül bahçesi görür ve hayal kırıklığına uğrar çünkü onun Gül’ü bir tane değilmiş ve sayısız gül karşısında durup ona bakıyormuş. Ona bakanlar gül iken onunki Gül’dür yani özeldir. Bunu Tilki şöyle açıklar “Gül’ünü bunca önemli kılan, uğruna harcadığın zamandır.”. Orada sayısız gül olsa dahi Gül, bir tanedir ve gezegeninde Küçük Prens’i beklemektedir.

Küçük Prens ve Gül’ü

Verdiğim iki örnekte belirttiğim gibi hayatımızdaki her şey doğaldır ve kesinlikle biricik değildir. Onları biricik yapan onlar için harcadığımız şeylerdir.

Kimimiz vatanı uğruna bir yakınını kaybeder ve o bedel doğrultusunda vatanına değer biçer. O yakınının kanının boşa akmış olmaması için belki kendisi de kanını, terini akıtır ve vatan kavramı gözünde gittikçe büyür. Çünkü vatan için ciddi ödemelerde bulunmuştur artık. Bu kişiyi vatan için hiçbir bedel ödememiş biri kolayca gereksiz iş yaptığı gerekçesiyle eleştirebilir. Onun için uğrunda bir şey harcadığı Gül yoktur ve karşısındaki bütün güller onun için aynıdır.

Kimimiz ideolojisi uğruna evini, arabasını, parasını, arkadaşlıklarını kaybeder. Çünkü o ideoloji için zamanında başkaları canını vermiştir yani zaman içerisinde ciddi yatırımlarla büyütülmüştür o ideoloji. Bedeller ödendikçe ideoloji daha da büyür ve daha da büyük bedeller ödenerek nesillerce devam edecek kar topu oluşmaya başlar. Bir başkası için o ideoloji sıradan bir ideolojidir fakat o kişi için biriciktir ve vazgeçilmezdir çünkü onun için gerçekten çok fazla şey harcamıştır.

Aynı şekilde son olarak aşk örneğini verebiliriz. Dünyanın yarısı erkek yarısı kadın fakat biz sadece belli kişilere aşık olurken diğerleri bizim için sıradan kişilerdir. O kişiler özeldir evet ama niçin özeldir? Küçük Prens örneğinde olduğu gibi onlar için öncelikle zaman harcarız. Onlarla daha fazla vakit geçirdikçe diğer insanlardan daha değerli olmaya başlarlar. O kişiler için zihnimizi yorarız, hormonlarımızın düzenini bozarız, para harcarız, gururumuzu çiğneriz daha sayısız şeyler yaparız. Bunları yaptıkça karşımızdaki kişi gözümüzde daha da güzelleşir daha biricik olur. Bir gün o kişi için düşünmeyi, zaman ayırmayı ve fedakarlıkta bulunmayı bırakırsanız o kişi yükselttiğiniz değerde kalmaya başlar. İşçiliği bitmiş bir ürünün durduğu yerde değer kazanamayacağı gibi uğruna bir şey yapılmayan aşk da durduğu yerde değer kazanmaz. Başka bir ürün yapabileceğiniz gibi başka bir aşk yaşayabilirsiniz ama yaşadığınız aşklar birbirinden bağımsız ve biricik olacaklardır. Değerleri eşit olacaktır belki fakat biriciklikleri her daim sürecektir. Yani aynı anda aşkın biricik olduğunu ve aşkın tek olmadığını iddia edebiliriz. Belki daha sonra bu konuyu bir daha irdeleriz.

Bu durum bizlere altın, para, din, vatan, ideoloji, toprak, mal, mülk gibi şeylerin nasıl toplumu yönettiğini gösteriyor. Bu şeyler için tarih boyunca milyonlarca insan can verdi ve verilen her canla beraber bu şeyler daha da değerlendi. Sonucunda ise basit şeyler kıymetli şeylere dönüşerek toplumlara yön vermeye başladı.

Dünya ve Değerleri

Para değerlidir çünkü uğruna çalışırız. İphone değerlidir çünkü uğruna para harcarız. Aşkımız değerlidir çünkü uğruna İphone hediye ederiz. İdeolojimiz değerlidir çünkü uğruna aşkımızdan vazgeçeriz. Rahatımız değerlidir çünkü uğruna ideolojimizi terkederiz. İşimiz değerlidir çünkü uğruna rahatımızı bırakırız.

Burada yazanlar saçma gelebilir ama hiçbiri gerçekleşmeyecek şeyler değiller. Burada göstermek istediğim başlıkta yazdığı gibi “Değerler ve Bedelleri / Bedeller ve Değerleri” Değer dediklerimiz aynı zamanda bir bedel aynı şekilde bedel dediklerimiz aynı zamanda bir değerdir.

Son olarak, verdiğim örneklerdeki benzerliklere dikkat çekmek isterim. Öncelikle hepsinde zaman harcanması ortaktır. Hayatımızdaki her şey için zaman harcarız fakat bazıları için daha fazla zaman harcarız. Bu da o şeylerin değerinin artmasındaki ilk adımdır. Değeri fazla olanın bedeli yüksek olduğu için ona daha fazla şey yapmaya başlarız. Önce daha fazla zaman sonra para, emek daha sonra düşünce, gurur en son olarak da özgürlüklerimizi o şey için harcamaya başlarız. Yani harcama başladığı zaman gittikçe artarak devam eder. Bu da bir şeye değer vermeye başladıkça neden gittikçe değerinin arttığını bizlere gösteriyor. Bir döngü oluşturuyoruz çünkü. Değerlendikçe harca, harcadıkça değerlendir. Bu şekilde ilerledikçe karşımıza fanatizm gibi bir çıkmaz giriyor. Hem çok sevgi dolu hem de doyasıya nefret dolu kavramlar. Bunlara en büyük örnekler de yukarıda verdiğim vatan, aile, aşk, para, din, ideoloji, arkadaş ya da iş gibi birçok değer oluyor. Aynı anda en çok değer verilen ve en değersiz kavramlar bunlar oluyor. Çünkü değerlendikçe harcıyoruz, harcadıkça değerlendiriyoruz. Bir ürüne el emeği olduğu gibi 3₺ değil de 10₺ verirken hem mutlu hissedip hem de enayi gibi hissetmemiz sanırım bu durumu en net açıklayan şeydir.

Neye ne kadar değer vereceğiniz size kalmış. Sadece, bir şeyi değerlendirirken harcadıklarınızın bitmemesine dikkat edin.

Hayatınızdaki en değerli şeyin kendiniz olması dileğiyle…

--

--