Derin Bir Sızı

Hakkı Kanyılmaz
Türkçe Yayın
Published in
2 min readDec 13, 2019

Hangi hikaye ile kesişirse kesişsin yolum, mutlaka senden parça bulup çıkartıyorum. Kişileri, mekanları, zamanı kendime göre uyarlayıp duruyorum. Yaşanılan, yaşanılmayan, yaşamaya imkan bırakılmayan ve bunların dışında kalan tüm olayları yamıyorum sanki olay örgüsüne. İhtimalleri yokluyorum; “Bu kadar acı çekmedik ama bunları yaşamayacağımızın garantisi yok ve zaman varken, geç olmadan kıymetini bilelim.” Sonra duraklıyorum ve soruyorum kendime: “Hâlâ kıymeti var mı?” Olmuş olsaydı bu satırların yerinde, tatlı tatlı esen serin rüzgarların yüzüne çarptığında verdiği hissiyatı veren sözler olmuş olurdu. Bunu dallanıp, budaklandıracak değilim elbette. Garip ve anlaşılması güç duyguların içinde yaşıyor ve bizi sarıp sarmalamasını sadece izlemekle yetiniyoruz.

Hasret yaşıyorum biliyor musun? Örneklendirerek sınırlandırmak istemiyorum. Fakat inanıyorum; sen bunu biliyorsun. Tüm olanların üzerinden geçen şu zaman üzerinde bir düşün; ne tükenip, kaybolup gitti? Bir derin sızıdan başka bir şey değil şu yaşadıklarım. Elbette bu kadarını bilemezsin. Hem biliyor olsan da değiştirilebilecek bir şeyler kaldı mı? Buna dair inancımı yitireli, umudumu kaybedeli epey bir süre oldu. Sıradanlık döngüsüne dahil oldum diyebilirim. Bu hayatın tadını almadan ve keyfini çıkarmadan yaşamayı tercih ediyorum sanırım. Sebebi ise; geçmişte yaptığım çok büyük bir hatanın sonucudur: “Senin ekseninde bir ömür tasavvur etmek.” Kendi düşen ağlamaz; razıyım elbette. Kendi tercihim en nihayetinde. Fakat sahip çıkmanı beklerdim sana özel beslediğim pek çok haslete.

Kendi kendime, seninle ilgili telkin verirken itidalli davranmaya çalışıyorum. Kızacak değilim tabi ama sitem etmiyor da değilim. An oluyor ki sana hak veriyorum; kendime bile tahammül edemiyorum. Bazı hususlarda umudumuz kırıldığında, hassasiyetimiz örselendiğinde bir daha toparlanamıyoruz. Bu mefhumlar canımızı biraz yakıyor ve bizi sıradanlaşmaya doğru itiyor. Dünya ile barışık olmak adına attığımız her adımla ilgili hep bir sorun yaşamışızdır. Hevesimizi kaybetmememiz için var gücümüzle mücadele etmemiz gerekiyor. Hayatın içindekilere karşı böyle olmalıyız; severken, bir işle uğraşırken, öğrenirken, öğretirken, yaşarken… Hislerimiz hırpalanmış olabilir, kalbimiz kırık olabilir, umudumuzu yerle yeksan etmek için darbe alınmış olabilir fakat küsüp geri çekilme lüksüne sahip değiliz. Giden zamandan hatırımızda kalanlar sadece anılar. Kıymetini bilmeliyiz. Her şeye rağmen, önemli olan zor olanı başarabilmek adına atılan adımlardır. Fakat payımıza düşen de bu kadarmış.

--

--