Dersi Derste Değil, Teneffüste Öğrenenler!
Hangi alanda çalışmak istediğine diplomana göre değil, ilgi alanlarına göre karar ver.
İstanbul Teknik Üniversitesi’ni kazanarak İzmir’den İstanbul’a yerleşmek üzere geldiğim ilk günümü inanın hatırlamıyorum. Ama sonrasında yaşadığım her an ve bana kattıklarıyla İstanbuldaki ilk 5 yılım hafızamda asla silinmeyecek bir yerde duruyor.
Kayıt olduğum ilk günden mezun olduğum son güne kadar içimde hep bir umut taşıdım. Burada öğrendiklerimle dünyayı sallayacak, alanında yetkin tam teçhizatlı bir mühendis olacaktım. Kim bilir ileride işlettiğim bir fabrikam bile olabilirdi? Şimdi geriye dönüp baktığımda üniversitenin kesinlikle bir meslek öğrenme yeri olmadığını görüyorum. Özellikle de şehir dışından gelen biriyseniz yaşam mücadelesinde sahip olmanız gereken azmin tohumlarını yeşertebileceğiniz, kendinizi tanıyabileceğiniz, neyi isteyip neyi istemediğinize karar verebileceğiniz, sıkı dostlarınızı bulabileceğiniz bir yaşam sahnesidir üniversite. Tüm bu duygu değişimleri, kişilik çatışmaları ve hayattaki imzanız olduğunu düşündüğünüz mesleğinizi öğrenme gayesi bir potada erirken yıllar çabucak geçiveriyor. Voltaire’in Henriade destanında dediği gibi burada olaylar öyle büyük bir hızla akar ki sahneyi tanımaya pek zaman bulamazsınız. Bir yandan o sahnede aslında tek başınasınızdır. Yıllar geçtikçe ben gerçekten bu mesleği benden beklenen şekilde yapmak istiyor muyum repliği de iç sesinizin ağzına pelesenk olmuştur adeta.
Sadece benim ilişki ağımda bile o iç sesine kayıtsız kalamayarak gerçekten ne yapmak istediği düşüncesine kulak veren ve kariyerine farklı alanlarda yön veren o kadar çok örnek var ki.
Teknoloji firmalarında veri analizleri yapan, kurumsal firmalarda pazarlamada, tedarikte, satışta çalışan, strateji danışmanı, bankada çalışan, start-up’ı olan teknik üniversite diplomalılar… Daha da detay vermek gerekirse dijital pazarlama yöneticisi maden mühendisi, film senaristi inşaat mühendisi, pazarlama uzmanı kimya mühendisi, tiyatro oyuncusu matematik mühendisi ve niceleri…
Üstelik bu sanıldığı kadar zor, hafife alınacak kadar da kolay bir yolculuk değil. Çok çalışarak, araştırarak, öğrenerek, istikrarlı olarak, hayal ederek ve birazdan sözünü edeceğim bazı yetkinlikleri öğrencilik hayatına entegre ederek başarı ulaşılabilir hale geliyor. Kariyerine farklı bir alanda yön veren yukarıda tanıştırdığım bu kişiler, üniversite hayatları süresince aşağıdakilerden en az birini yaparak teneffüslerini çok iyi değerlendirdi.
- En az bir yabancı dilde profesyonelleşerek
- En az bir program öğrenerek (Excel, Python, Illustrator, After effects vb)
- Öğrenci kulüplerinde aktif rol alarak
- Yurtdışı değişim programlarından birine katılarak
- Okurken zorunlu olmayan staj programlarına da katılarak ve çalışarak
- Kariyer etkinliklerine katılarak farklı görevlerden profesyonellerle tanışarak, konuşarak
- Okulun uzamasını ve hatta bazen de hiç bitirememeyi göze alarak 😊
Tüm bunların yanında dersi teneffüste öğrenmek ve ilgi alanlarını keşfetmek için cesaret, cesaret, cesaret…
Man cannot discover new oceans unless he has the courage to lose sight of the shore. — Andre Gide
