Desenlerdeki Mazi

Yiğit Ahmet Kurt
Türkçe Yayın
Published in
3 min readJul 11, 2018

İnternet gerçekten güzel memleket. Çok değil, onlarca yıl öncesine kadar erişimini hayal etmesi dahi imkansız onca bilgiye kanepede uzanırken erişebiliyorsun. Elbette bu deryadan birçok hastalık kapman da mümkün ama o kısmın şimdi hiç sırası değil. Olabildiğince iyiyi tercih etsek hiç az şey değil diyerek geçelim.

Dün gece şöyle bir gezineyim derken önüme Selim Yoruk’ün paylaşımı düştü. Türkiye Dijital Desen Arşivi (tudita) tarafından Sümerbank’ın 1956–2001 yılları asındaki yüzlerce deseni dijital ortama aktarılmış. Yıl yıl hatta ay ay hangi desenler basılmış; etnik-kültürel, çiçekli, puantiyeli, temalı gibi seçeneklerden, hammaddesine, kullanım alanına kadar da filtreleyerek inceleyebiliyorsun. Her bir desene tek tek tıklayarak deseni daha yakından izleyebilmenden, varyasyonlarının ve benzer türlerinin de hemen altına iliştirmiş olmasından bahsetmiyorum bile! İşte o harika derleme şurada: http://tudita.ieu.edu.tr/tr/Desen

Böyle şeylerle karşılaştığımdaki heyecanımı/mutluluğumu, o tadı çok seviyorum. Tek başına o desenlere bakmanın kendine has keyfi var elbette ama o desenlerin ardındaki hikaye o keyifi köpürtüyor. Hele buradaki gibi, yaşadığın bir döneme (hele ki çocukluk dönemine) ait bir hikaye…

Yakın geçmişte yok olmuş olması nedeniyle belki kendin yaşadın, belki birilerinden dinledin ya da biryerlerden okudun; az çok bilgin vardır Sümerbank hakkında. Finansal hizmetler veren banka tarafı ya da sonlarına doğru zeytin üreticiliğine kadar uzanan, marketleri ile her yere/alana yayılmış tarafı değil büyük ihtimalle o hatırladığın. Yukarıda desenlerini taşıyan basma fabrikası, tekstil sanayindeki varlığı Sümerbank denildiğinde ilk akla gelen. Manifold tarafından derlenen şu yazı, bu yönüne dokunan ve hemen bir üst paragrafta değindiğim hikayeyi işaret eden çok güzel bir derleme. Mesela şöyle başlıyor yazı:

Ülkenin bambaşka bir köşesinde, benzer olmayan koşullarda büyümüş, başka okullara gitmiş, farklı tip bir yaşam sürmüş ve sürmekte olan, kısacası başka sosyal, ekonomik ve kültürel bir gerçekliğin içindeki birisiyle belki de tek ortak yanınız — örneğin — bir nevresim takımı olabilir. Ve o takım kuvvetle muhtemeldir ki Sümerbank’tır…

Sümerbank’ın 1933 yılında başlayarak 2000'lerin başı itibariye son bulan hikayesinden güzel kesitler içeren yazıya mutlaka göz atın derim.

Tudita’nın o muhteşem arşivindeki tarihsel dizilimin önemine, yine manifold’daki yazının içerisinde bahsedilen aşağıdaki satırlarla da vurgu yapmak isterim.

…1940’lar, 50’ler, 60’lar, 70’ler derken küresel ölçekte sosyal, ekonomik dalgalanmaların ve akımların yarattığı rüzgâr Türkiye’de de etkisini gösterdi ve Sümerbank da hem parlak hem zorlu yıllar geçirdi. Bu tarihi, Sümerbank desenleri üzerinden okumak çok anlamlı. Zira ağırlıklı olarak çiçekli, rengârenk, bir dönem geometrik olarak hatırladığımız ve aralarında kimi zaman yeşil donlu Noel Baba gibi absürtlerinin de olduğu bu desenler, ortaya çıktıkları dönemin gerçeklerinin etki altına aldığı eğilimleri da anlatıyor.

Jean-Marie Dru’nun “Bir ülkeyi ve dönemi reklamlarından daha iyi yansıtabilecek başka bir şey yoktur. Reklamlar dönemin hakim değerlerinin ifadesidir ve bir ülkenin kolektif bilinçaltının parçasıdır.” sözleri ya da 1926 yılına kadar gidersek, N.W. Ayer and Son isimli reklam ajansının “geleceğin tarihçileri, 1926'nın resmini yeniden kurmak için yetersiz müze koleksiyonlarını incelemeyecek, belirsiz dökümanları ve antik baskıları okumayacaklardır. Zamanımızın gün be gün bir resmi, Amerikan gazete ve dergilerindeki reklamlarda tamamen kayıt edilmiştir. Günümüzün yaşantısı üzerine, tüm diğer bilgi kaynakları başarısızdır, reklamcılık şimdiki gibi Amerikan sahnesinin eylemini, rengini ve çeşitliliğini, vakarını ve esinini yeniden üretecektir.” öngörüleri ile birleştirerek düşünmek yukarıdaki alıntıyı güçlendirecektir. (Reklam kısımlarını pek tabii marka olarak okuyabiliriz.)

Bu düşüncelerle arşivin güzelliğini bir araya getirince, zaten kariyer hedefi de boş işlerle uğraşmak olan biri olarak oturdum,1956 yılı ile 2001 yılları arasındaki her bir yıldan, en az bir desen alarak toplamda 98 desenden oluşan aşağıdaki gif’i yaptım. (Nedenini bilmiyorum ama ilgili tarihler arasında yalnızca 1965 yılından hiçbir desen örneği yok.)

Kim bilir, belki desenler gözünüzün önünden kayıp giderken bilinç altınızda bazı anılar canlanır, ne de güzel olur.

Podcast| Youtube | Slack | Facebook | Twitter | Instagram | Kodcular

--

--