Dijital Kameralar vs. Leica M Kamera

Mert Halaman
Türkçe Yayın
Published in
5 min readApr 15, 2021

Senelerdir hobi olarak fotoğraf çekmekte ve son 1–2 senedir de ciddi şekilde gene hobi olarak video çeken biriyim. Her şeyi sıfırdan kendim öğrendim. Çok fazla kitap, video, online eğitim derken meraklı olup deneme yanılma ile amatör seviyeden ilerinin bir tık altına kadar geldiğimi düşünüyorum. Gerçekten isteyen herkesin de bunu başarabileceğine inanıyorum. Ben ne fotoğraf çekmeyi ne de editlemeyi bilirdim. Fakat şu an da hem kullandığım makinelere hem de Lightroom, Photoshop gibi programlara hakimim.

Bundan sanırım 6–7 sene evvel ilk kez ciddi ciddi bu fotoğrafçılığın detaylarını öğreneceğim dediğimde bunu bir strateji dahilinde yaptım. İlk önce bir marka belirlemekle başladım. Daha evvelden rahmetli babamın Canon ve Panasonic makinelerini arada kullanmıştım fakat otomatik modda sadece deklanşöre basarak standart telefonda çekilebilen fotoğraflar çekmiştim. Çünkü diğer her şey, menüler, ayarlar bana çok karışık geliyordu. O yüzden arayüzü kolay ve menüsünde ki her şeyi kolayca öğrenebileceğim ve kendini her sene güncelleyen Sony markasında karar kıldım.

Lensleri değişebilen bir makine istedim çünkü ileride daha üst modele geçtiğimde bu lensleri de gene orada kullanabilme şansına sahip olmak önemli birşeydi. Lenslerin teknolojisi makinalar gibi çok hızlı ilerlemiyor. O yüzden lensler bir nevi paranızın hakkını daha fazla veriyor.

İlk olarak Sony a6000 kamerasını aldım ve her şeyini A’dan Z’ye öğrendim. Bilmeyenler için a6000 serisi APS-C denilen orta kademe lensleri değişebilen bir segment. Bence fiyat/kazanç olarak mükemmel bir makineydi. Daha sonradan Sony’nin Point&Shoot denilen kamerasından ve en son da a7 serisi olan Full Frame kamerasından aldım. Ve seneler içinde bunları yeni modelleriyle güncelledim. Sony kameralarda sonradan aldığım modellerde teknolojinin de gelişmesiyle fotoğraf ve video çekme özelliği bir arada olarak inanılmaz faydalı oldu. Diğer markalar da gene bu şekilde fotoğraf ve videoyu bir arada sundular. Telefonlar nasıl her sene daha yeni daha iyi hale geliyorsa bu makineler de daha yeni daha iyi hale geliyor. Bende bu en yeniye sahip olmanın çok daha iyi bir şey olduğu “sanki” fotoğraflarımın kalitesini acayip etkilediğini düşündüm ve bu hayale kapılıp yeni modellerle değiştirdim kameralarımı. Sonra bir arkadaş buluşmasında Leica kamera kullanan ve aynı zamanda Leica kulüp elçisi de olan bir arkadaşım sayesinde ilk kez Leica M10 kamerayı inceleme fırsatım oldu. İlk izlenimim zaten ağırlık olsun hissiyat olsun bambaşka bir şeydi. Daha fotoğraf bile çekmeden nasıl bu makinenin üst liglerde olduğunu anlayabilirdim ki? Aynen bu şekilde oldu. Makinenin fiyatını duyunca zaten benim en pahalı Sony makinemden 3 tane alabilecek olduğumu anladım.

Makine manuel fokus bir makineydi. Nasıl yani dedim? O kadar para veriyorsun fakat otomatik fokus yok mu dedim? Yokmuş. Ayrıca fokuslamak ta gerçekten çok değişik şekilde yapılıyor. Zor geldi tabi. Fakat denemek için fotoğraf çekerken kendimi biranda rahmetli babamın filmli kameralarında bizleri, doğayı vs. çektiği zamanlarda buldum. O da Canon makinesinde ISO ayarı, enstantane ayarı hepsini manuel ayarlar sonra en doğru zamanda fotoğrafı çekmeye çalışırdı. Biz de sonradan tab ettirilirken heyecanla birkaç gün beklerdik. Acaba nasıl çıktık diye? Aynen bu hissi verdi bana Leica M10 kamerası. Bu arada şunu da öğrendim ister filmli Leica M modeller olsun ister ilk dijital Leica M olan M8 modeli olsun. Tüm lensler birbiriyle uyumlu. 50 sene önceki lensi bugünkü son model Leica’nıza takabiliyorsunuz. Sistem, kullanım, makinenin görünümü her şey hemen hemen aynı. 60 sene önce neyse gene o. Nasıl siz 50 sene önce bir Porsche 911 görseniz, şimdi de 2021 bir Porsche 911 görseniz silüet aynıdır. Adamlar o ikonikliği orjinalliği hiç bozmadılar. Zaten o yüzden klasik ve ikonlar. Leica M kameraları da ikonik ve değerini diğer makinelere göre çok daha az kaybediyor yani 2.elde hep bir alıcısı var. Hem de yüksek fiyatlara.

Benim 2.El satın aldığım Leica M8 makinem

Ben de bu bağlamda Leica M sistemine geçmek adına ikinci el olarak Leica’nın ilk kez 2006'da çıkarttığı dijital kamerası olan M8 modelini 1,5 sene evvel satın aldım. Düşünün 15 senelik makine alıyorum fakat sıfır Full Frame bir dijital kamera parasına belki daha pahalı. Leica lensleri zaten makinadan daha pahalı çoğu zaman. Bir tane de lens aldım çünkü biliyorum ki lensler her zaman değerli hele Leica lensleri her zaman çok önemli.

Leica M8 ile siyah beyaz fotoğraflar çekmeye başladım. Çünkü siyah beyaz fotoğrafı bu kadar güzel işleyip çekebilen bir makine daha önce görmedim. ben hep renkli fotoğraflar çeken biriyim fakat Leica ile siyah beyaz fotoğrafa giriş yaptım. Ayrıca manuel fokus ve diğer ayarlarında manuel olması ile fotoğrafçılığa çok daha başka gözle bakmaya başladım. Leica sizin çekeceğiniz fotoğrafı düşünmenizi sağlıyor. O anı planlamak, beklemek bunlara zorluyor sizi. Yoksa ben diğer Sony kameralarımda saniyede 11 karelere kadar resimler çekip aradan en güzel hangisi çıkmışsa ona gidiyordum ve anı kaçırıyordum. Çok fazla düşünmüyordum. Eve gelince elimde 100lerce birbirine benzeyen fotoğraf oluyordu. Heyecan vermiyordu kısacası. Zaten orada çok net güzel fotoğraf yakalıyorsunuz ve bunu editleyerek te mükemmel hale getiriyorsunuz. Fakat gerçekten bu değilmiş fotoğraf çekerken zevk veren. O fotoğrafı planlamak o an için kurgu yapmak beklemek, eve gelince çok net olmasada size zevk vermesi ve beğenmeniz. Neden? Çünkü o fotoğrafı A’dan Z’ye siz “manuel” (aslında dijital) bir makinede planladınız, üstüne düşündünüz, bazen denk geldi bazen gelmedi fakat çok zevk alacağınız aşikar. Leica bence eski analog fotoğraf makinelerinin dijitalleşmesini yaparken o eski ruhu hiç kaybetmemiş. Hala filmli bir makinede fotoğraf çekiyor hissine kapılıyorsunuz. Zaten M8'de çıkan sonuçlarda benim forumlarda okuduğum kadarıyla filmli makineye çok yakın.

Yani konuyu uzatmadan şunu demek istiyorum. Dijital hangi kamerayı alırsanız alın, eğer gerçek bir fotoğraf tutkunuysanız ve Leica M serisi özellikle kameralardan birini deneyimleme şansınız olursa emin olun çok heyecanlanacaksınız ve fotoğraf çekmek için dışarı çıkmaya bahaneler üretirken bulacaksınız kendinizi.

Aşağıda Sony dijital kameralarım ve Leica M8 ile çektiğim bazı fotoğraflarımı bulacaksınız. Buraya kadar geldiyseniz okuduğunuz için teşekkür ederim.

Zürih’te Sony kameramla çektiğim bir fotoğraf
Leica M8 ile Galata aşağılarında
Sony ile spontane balıkçı fotoğrafı
Leica M8 ile siyah beyaz

--

--

Mert Halaman
Türkçe Yayın

İstanbul’da doğup büyümüş, okumuş, bekarlığını yaşamış ve şu an da evliliğini ve babalığını yaşayan 80'li birisinin yazıları, düşünceleri vs. vs.