Doğru Düzgün İş Yapmak Üzerine

Muhammet Ayal
Türkçe Yayın
Published in
3 min readAug 14, 2021

Nasılsınız diye sorulunca, bizim oralarda “emaneti taşıyoruz” derlerdi. Bir can verilmiş bize ve biz de bunu teslim edeceğiz zamanı gelince. Ne kadar anlamlı ve “işe yarar” teslim edersek o kadar faydalı oluruz.

Hırvatistan Zadar’da bir restorantta çektim

Sadece neticeye odaklı üretim, eğitim, tedavi, yemek yemek, spor yapmak, okumak, müzik dinlemek, anlamak gibi listeyi uzatabileceğimiz pek çok kalem var hayatımızda. Bir işin sadece neticesine bakıp o neticeyi alana kadar yapılan israfları, başkalarının hakkını gasp etmeyi, ayağını kaydırmaya çalışmayı, kendi zamanımızı çalmayı, kendimizi ve başkalarını kandırmayı, menfaatler uğruna etrafımızı ne kadar da güzel dağıtıp parçalıyoruz değil mi? Ufak ufak tüketiyoruz her şeyi. Sağlam olan her şeyi yine menfaatlerimiz uğruna güya tamir edeceğiz diye bozup yerine ikame edilecek hiç bir şey koymuyoruz.

Haber alma kanallarımız artıp başka kanallarımız da tıkanınca etrafta olan “kötü” gözüken, pis olan, bazen endişe veren, bazen korkutan haberleri çokça duyar olduk. Boş tenekenin sesi çok çıkar misali.

Umut veren haberleri, güzel “şey”lerin değerini, nazik olmanın, çalışmanın, zekânın, gayretli olmanın, paylaşmanın, iyi niyetli olmanın, sürekli iyileştirme üzerine çalışmanın, yaptığımız işi güzel yapmanın, etrafta olan biten aksiliklere rağmen doğru kalabilmenin ne kadar kıymetli olduğunu ve bunun da maddi karşılığının diğer kötü ve kolay elde edilebilenlerden daha değerli olduğunu bilmek, başkalarına anlatmak, hepsinden mühimi de kendimizde bunu tatbik edebilmek… Bir şeyi fiiliyata dökmeyince faaliyet olmuyor.

Ben var ya istesem, harika yemek yaparım — çok iyi kod yazarım — çok iyi enstruman çalarım — çok iyi bir insan olurum — çok iyi konuşurum — çok iyi sunum yaparım — çok hızlı koşarım gibi lafta olan çok şey var. İşin üzücü tarafı bu gibi sesi çok çıkan tenekeler her zaman vardı, günümüzde de var. Dedik ya, haber alma kanalları çok artık. Kötü bir şey hemen duyulabiliyor.

İyi ve güzel olan “şey”’ler belki de daha çoktur. İçi dolu olduğu için sesleri daha az çıkıyordur. Sesi az çıkanın, nazik olanın, çalışkan olanın, menfaati uğruna başkasından eksiltmeyen insanların iş hayatında maalesef hakettiği yeri bulmadığını düşünüyoruz.

Neden böyle oluyor peki? Neden böyle olduğunu düşünüyoruz?

Eğer işini hakkıyla doğru dürüst yapan, yapmaya çalışan, çocuklarını da bu minval üzere yetiştirenler çoğalırsa ülke olarak 2–3 nesil sonra boş tenekelerin sesini de kısmış oluruz diye düşünüyorum.

Adalet, “bir şeyi ait olduğu yere koymaktır” aslında. Adalet’i hukuk sağlayabilir bazen. Çünkü hukuk insanların gerisinden gelir. İnsan suç işler, hukuk bu açığı bulur ve kanuna ekler. Dedik ya, lafta sözde olması bir şeyi değiştirmez. Eğer tatbik edilmiyorsa o hukuk veya geç geliyorsa o adalet, yine adil değildir.

Bizi idare edenlerden yakınırız hep. Anne babamızdan, okul müdürümüzden, iş yerindeki patronumuzdan, muhtardan, kaymakamdan, belediye başkanımızdan ve böyle böyle ülkeyi idare eden en üst bürokrasiye kadar herkesi düşünebiliriz. Bu insanlar işini düzgün yapsa bu halde olmayız deriz.

Anne babam tartışıyordu ben sevgisiz büyüdüm — öğretmenim bana tokat attı ben de kopya çektim — belediyede neler neler dönüyor üç beş de bize kalmış ne var bunda — şirket aracı ile Karadeniz turu tatil yaptım ama kimsenin haberi yok — balıkçı üstlere tazeleri alta bayatları yerleştirmiş — peynirci sütü sulandırmış — siyasiler anca kendine çalışır — üniversitede ki memure hanım küsuratları kendi hesabına aktarıyormuş, 0,2 TL ne var bunda — arabayı ekspertize götürdüm arkası Ford önü Renault çıkmış…

Toplum olarak biz ne isek bizi idare edenler de onlardır. Aramızdan birileri bu insanlar. Bu 250 sene önce de böyleydi şimdi de böyle. İşini iyi yapan ve doğru kalmayı başaran insanlar çoğaldıkça idarecilerimiz de, anne babalarımız da, balıkçı da, terzi de, avukat da , yazılım geliştirici de bu iyi ortamdan nasibini alacak ve kötü iş yapan insanları toplum kendi kendine eleyecektir. Hukuk geriden gelmeyecek ve adalet kendi kendine tecelli edecektir çoğu zaman.

Hepimizin payı var bu ortamın oluşmasında.

Bir toplumun bu şekilde ihya olacağını düşünüyorum. Tabii, yapmak bozmaktan daha zordur. İşini her şeye rağmen iyi, doğru ve güzel yapmaya çalışanların çoğalması ümidiyle.

Hoş kalınız!

--

--

Muhammet Ayal
Türkçe Yayın

Matematik Mühendisi | Süreç ve Dijital Dönüşüm Danışmanı | Atlassian Jira Mütehassıs’ı | Rebabi