Duygularının Sahibi Kim?

Dahi matematikçi ve fizikçi Blaise Pascal’ın bu sözü sıkça unutulan bir gerçeği hatırlattı.

Herşeyi rasyonalize etmeye çalıştığımız, herşeyde mantık aradığımız bu çağda, kalbin mantığını göz ardı ettik. Bunun sonucunda, kendimizle yabancılaştık.

Mutluluğun da mutsuzluğun da nedenleri dışarda arandı. Biri bizi üzdü, öbürü kızdırdı. Bir başkası dünyayı başımıza yıktı. Sonra birden yine mutlu etti. Sanki biz kuklalardık, başkalarının bize uygun gördüğü duyguları yaşadık.

Oysa yaşadığımız her duygunun, her deneyimin direkt bizimle ilgisi var. Evet dışarda bu etkiyi oluşturan durumlar var fakat bu durumlara anlamlar yükleyen biziz. Bizi kızdırmıyorlar, biz kızıyoruz ve bu kızgınlık bizimle ilgili. Bizi üzmüyorlar. Biz üzülüyoruz ve bu bizimle ilgili. Bizim bakış açımızla, bizim yüklediğimiz anlamlarla.

BAŞKALARININ BİZİM DUYGULARIMIZI DEĞİŞTİRME GÜCÜ YOK. BİZİM YÜKLEDİĞİMİZ ANLAMLAR VE BAKIŞ AÇIMIZ BU DUYGULARI OLUŞTURUYOR. BİZ SORUMLUYUZ.

Farkındalığı yüksek, özgür bir insan olmaya çıkan tek bir yol var. Tekrar kendinle bağlantı kurmak. Yaşanan duygunun ve deneyimin kaynağını bulmak. Bende ne oldu, bu durum neyi tetikledi ve ben böyle hissettim?

Duygunun sorumluluğunu almak, hayatına sahip çıkmak demektir. Biraz kalbinin mantığını dinlesene…

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor