Duyguların Manyetiği

Duyguların manyetik bir alanı var mıdır? Yahut şöyle sorayım; size böyle bir alanın ve her insanın da bu alandan etkilendiğini söylesem neler hissedersiniz?

Ortası olmayan iki şiddetli duygu var bunu yaşadığımız zira; sahteleri olamayacak ölçüde sarsıcı yaşarız bunları. Tabii ki sevgi ve nefret, insan bunları yaşarken, benliğini sarsan, hayatını değiştirecek kadar güçlü kararlar verebiliyor. Yahut tam tersine kilitlenip kalabiliyorsunuz. Netice fark etmeksizin; yakaladığınınız bir etkileşim var. Ayrıldığınız eski sevgilinizi rüyanızda gördükten sonra sabahında sizi araması? Yahut da “olur ya” diyerek sessize almadığınız telefonunuzun çalmasıyla size ulaşan önemli bir haber; bunlar şansın veya tesadüfün neticesi değildir. İnsanın ileride veya geride yaşadığı bir duygunun, yaşayan kişinin üzerinde bıraktığı sarsıcı etki doğrultusunda oluşturduğu bir yönlendirme etkisi vardır. İnsan bunu bilinçdışı bir şekilde yakalar, zaten hayatın kendi hızı bu durumu insanların büyük bir yüzdeliği açısından; bilinç sahibi olarak yakalamasını imkansız hale getiriyor.

İnsana bu noktada düşen, neyi ve nasıl istediğini belirlemek sadece çünkü hakkında iyi düşünmediğiniz bir işten, kimseden veya yolculuktan esenlik bekleyemezsiniz. Attığınız adımları sevgi veya nefretle attığınız zaman mutlaka bir geri dönütü olur. Oysa kaygı, anlamsızlık ve boşluk duygularının bir gücü yoktur; insanı sadece yavaş yavaş öldürürler, mana bittiğinde, insan da biter. Bitkilerin yaşadıkları atmosfere faydaları var ama bitkisel hayatta gibi yaşayan bir insan külliyen bir gereksizlik demektir.

Yaşadığı olumsuzluklara karşı hayata karşı daha dik duran insanı sever bu dünya; silikleşen, pes edenleri de sindirip toprağın altına çekmek ister bir an önce. O yüzden kararlı bir umut veya öfkeyle yolumuza devam etmek zorundayız, Kutlu Geceler!..