Duygular, Hafıza ve Öğrenme
Duygularla öğrenme, eğitim camiasında git gide yerini sağlamlaştırıp, hakkettiği ilgiyi görmeye başlasa da kavramın üzerine çok fazla konuşulduğu söylenemez. Bu yazıda bu konunun üzerine biraz konuşacağız ve bazı araştırmaları paylaşacağız.
Araştırmalar yoğun duyguları tetikleyen olayların ve etkinliklerin akılda kalıcılığının, duygusal bir tepki verilmesine olanak sağlamayan olaylara göre daha akılda kalıcı olduğunu söylüyor.
Yani ne kadar duygu o kadar akılda kalıcılık.
Bununla beraber yine bir denemede ise katılımcılara duygusal etkisi büyük olacağı öngörülen bir görüntü izletiliyor fakat bu görüntüleri izlerken mimik ve jestlerini sabit tutmaları isteniyor. Aynı görüntülerin gösterildiği diğer katılımcı grubuna ise hiçbir talimat verilmiyor. Sonrasında yapılan hafıza testinde ise jest ve mimik kullanması kısıtlanmayan grubun diğer gruba göre açık ara daha fazla detay hatırladığını görülüyor. Bu araştırmada aslında öğrenmede önemli olanın duygusal bir duruma ya da herhangi başka bir duruma etki grubunun verdiği tepki olduğu sonucuna ulaşılıyor. Yani sadece duygusal bir durum yasatmak değil bu durum sonucunda neler hissedildiğinin bir şekilde paylaşılması gerekiyor.
O zaman şimdilik sonuç şu: Yoğun duygular hissettiğimizde ve bunları dışa vurabildiğimizde akılda kalıcılık daha fazla oluyor.
Olumlu duyguların öğrenmede olumsuz duygulara göre daha etkili olduğu gerçek. Keyifli vakit geçirilen eğitimlerde ya da derslerde katılımcı grubu daha fazla bilgiyi hatırlıyor. İşte şimdi işlerin karıştığı noktaya geliyoruz, aynı zamanda bir diğer araştırma da diyor ki:
İnsanlar bir bilgiyi tekrar hatırlamaları gerektiğinde öğrendikleri sırada hissettikleri duyguya ihtiyaç duyuyor. Yani bilgileri kullanmaya ihtiyacımız olduğunda öğrendiğimiz andaki duyguyu bir şekilde yakalamamız lazım ki hatırlama işlemimiz gerçekleşsin. Bu da başka bir sorunun kapısını çalıyor, problem çözme, kriz yönetimi ve hatta ilk yardım teknikleri eğitimi gibi eğitimlerde öğretilenler nasıl akılda kalacak? Katılımcıların bu bilgilere en çok ihtiyacı olan anda o duygulara ulaşmasını beklemek mantıklı değil. O zaman ne yapmalı, nasıl ilerlemeli?
Duygular sadece yetmiyor eğitim sırasında katılımcıların öğrenmeyi gerçekleştirmek ve ya hatırlayabilmesi için doğru ruh haline yani mod’a girmesi gerekiyor. Hem duygulara hem de ruh haline nasıl hitap edeceğiz?
Giriş olarak adlandırabileceğim yazım bu kadar. Bu sorularn cevabını yazının ikinci kısmında tekrar sizlere hatırlatacağım.
Görüşmek üzere.
Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor