Eğer Bir Gün Öğretmen Olursam…

Rabia Battal Genç- 馬嘉琪
Türkçe Yayın
Published in
3 min readApr 22, 2019

--

“Hayatta en büyük mucize, küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır.”

Klişe ama yerinde bir sözle yazıya başlayalım: “Öğretmenlik kutsal bir meslektir.” Bana kalırsa kutsallığı, en az anne-baba hassasiyetinde çocuk yetiştirmekten gelir. Anne-baba zaten çocuğuna elinden gelen hassasiyeti gösterir çünkü o çocuk onların bir parçasıdır bu yüzden elinden geleni yapmaktan asla geri durmaz. Peki ya öğretmen? Öğretmen çok da fazla bir karşılık beklemeden, başkasının çocuklarının iyi bir insan olması için uğraşır. Yani en azından olması gereken budur. Nasıl “iyi” öğretmen olunacağı da bir kitapta yazmaz ya da bir yerlerde dersi verilmez, o güç insanın içindedir.

Yakın bir zamana kadar öğretmen olmak istemiyordum ki bölümüme, İngiliz Dili ve Edebiyatı, en uygun meslek de öğretmenlik aslında. Öğretmen olmayı istemek cesurca bir karar bana göre çünkü yapılan en ufak bir yanlış davranışta bir öğrencinin geleceğine, hayallerine mal olabilirim ve bu da büyük bir sorumluluk. Sonra düşündüm. Nasıl bir öğretmen olmak istediğimi bulamadım ama nasıl bir öğretmen olmak istemediğim çok netti. Sanırım bu da nasıl bir öğretmen olmak istediğimi şekillendirir diye düşündüm. Ve sonra kendime dedim ki:

Eğer bir gün öğretmen olursam, güler yüzlü olacağım. Her ne derdim varsa kapının ardında bırakıp içeri öyle gireceğim.

Eğer bir gün öğretmen olursam, kast sistemi gözetmeyeceğim. Öğrencinin “sen öğrencisin ben öğretmenim” gibi bir algıya kapılmasına izin vermeyeceğim.

Eğer bir gün öğretmen olursam, halden anlayan bir öğretmen olacağım.

Eğer bir gün öğretmen olursam, öğrencilerimin benden çekineceği davranışlardan kaçınacağım. Zira öğretmeninden çekinen bir öğrenci ders bitse de gitsek kafasıyla dersi dinler ve bir sonraki dersin gelmemesi için dua eder.

Eğer bir gün öğretmen olursam, öğrencilerime ikinci şans vermeyi asla taviz olarak görmeyeceğim. Çünkü biliyorum ki ufak tefek hatalar yapmalarına izin verirsem daha iyi öğrenirler. İnsan başarabildiklerinden ziyade başaramadıklarından ders alıyor aslında. Tabi eğer başarmanın yollarını arıyorsa.

Eğer bir gün öğretmen olursam, öğrencilerimi ödev manyağı yapmayacağım. Bir öğrencinin sırf eksik puan almamak için yapıp getirdiği ödevin bir kıymeti olmadığından, üzerine çok fazla ödev yığıp altında kalmasını izlemek de çok mantıklı değil.

Eğer bir gün öğretmen olursam, sandalyesinden kımıldamadan slayttan ya da kitaptan okuyan bir öğretmen olayacağım. Her türden insana hitap edebilmek için elimdeki bütün imkanları rantabl kullanmaya gayret edeceğim.

Kendime bu ve buna benzer birçok şey söyledim. Yazdıklarımı baştan sona şöyle bir okudum ve evet biraz ütopik duruyor zira bizim yetiştiğimiz ya da çocuklarımızın yetiştiği sistem bu öğretmen algısına biraz ters kalıyor ama ben böyle güzel öğretmenlerle karşılaştım bu yüzden bana imkansız gelmiyor. Şuan bir öğrenci olarak ve karşımda suratı beş karış sınıfa gelen, bizi de geren bir öğretmenle muhattap olmuş biri olarak bunları yazdım. Eğer bir gün öğretmen olursam, bu yazdıklarımı, bu sözlerimi unutmuş olabilirim diye tekrar okuyacağım.

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor

--

--

Rabia Battal Genç- 馬嘉琪
Türkçe Yayın

Language Teacher | Automation Test Engineer ✨https://www.instagram.com/rabiabattal/ ✨https://www.linkedin.com/mwlite/in/rabiabattal