Elon Musk’ı bir devlet başkanı olarak görebilir miyiz?

Nazmelis Zengin
Türkçe Yayın
Published in
3 min readDec 5, 2017

--

Oturduğum mahallede esnafla çok muhabbetim olmuyor. Genelde işimin medyayla alakalı olduğunu duyduklarında bayağı uzun konuştuklarına şahit oluyorum o sebepten ötürü zaman kazanmak için sürekli kendimi geri plana çekme gayretini gösteriyorum. Sevmediğimden ya da başka bir sebepten değil sırf zaman kazanabilmek için bunu yapıyorum ama her zaman şanslı olamıyorum.

Yine bir gün mahallenin ileri gelen amcalarından birinin şahane sohbetlerinden birine denk geldim. Bir tanesi iş durumumla alakalı konuşurken “Kızım sen de neydi o Türkiye’ye gelen Anıtkabire’e giden? Elon Husk mıydı onun gibi girişken olmalısın.” dedi. Tabii benim orada “Amca en az 3 proje geliştirdim, 2’si AR-GE’de takıldı biri network’ten kaybetti” deme lüksüm olmadığı için “Haklısınız” deyip konudan sıvışmaya çalıştım ama ne mümkün… Abartısız yarım saat hakkında yıllardır haber yazdığım adam hakkında bana bir şeyler anlatmaya çalıştılar, ben de sadece gülümsedim.

Hepimizin fazlasıyla özümsediği çok sevgili Elon Musk, tabiri caizse bir rüzgar gibi geldi geçti ülkemizden. Ama ben size şimdi 25 maddede Elon Musk gibisinden bir içerik sunmayacağım merak etmeyin. Musk orada fikir üretmeye devam etsin,gelin biz Musk’ın gelişinin bambaşka bir boyutu ile ilgilenelim.

Musk, Türkiye ve ABD ilişkilerinin belki de en hassas dönemlerinden birinde Türkiye’ye geldi. Doğrusunu söylemek gerekirse yaşanan krizlerden sonra birçok isim Musk’ın gelişi hususunda epey şüpheciydi hatta sosyal medyada durumla epey dalga geçilmişti ama geldi.

Peki tüm bu politik sorunlara rağmen Musk nasıl bu kadar gönlümüzü fethedebildi?

Çünkü artık ülkelerden daha fazla gelirler elde edebilen şirketlerle karşı karşıyayız. Ve bu durum şirket sahiplerine öyle bir güç katıyor ki en ağır siyasi krizlerde bile kendileri için uygun gelen ne ise ona göre hareket etmeye gayret ediyorlar.

Şimdi siz “Tesla’yı bir devlet gibi mi görelim?” diyeceksiniz. Evet, görmek isterseniz elbette görebilirsiniz. Çünkü bilinen politik dergilerden biri olan Foreign Policy, “Yılın Diplomatı” ödülünü Google’dan Eric Schmidt’e vererek şirketleri ülke gibi görme konusunda bir adım attı bile.

Sadece Musk da değil, Facebook kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg de gerilen ABD — Çin ilişkileri sırasında yaptığı Çin turu ile çok konuşuldu ve elbette eleştirildi.

Aralarında Walmart, Amazon, Apple ve Uber’in yer aldığı birçok şirket aslında ABD menşeli. Ancak çoğu yabancı ortaklara sahipler, bu sebeple uluslararası statüsünü çoktan kazanmışlar. Küreselleşmenin de etkisiyle birlikte kendilerine daha fazla yenilik ve gelir sunacak her ülke ile anlaşmaya açık olduklarını belirtiyorlar.

Haksız da değiller,

  • Samsung’un 45 milyar dolarlık piyasa değeri, Hırvatistan’ın 32 milyar dolarlık ulusal marka değerinden daha fazla.
  • Vodafone’ın kullanıcı sayısı 470 milyona yaklaşırken, ABD’nin nüfusu ise sadece 323 milyoncuk.
  • Facebook şirketi 2013 yılında 822 milyon kilowatt /saat enerji kullanırken, Bermuda ülkesi 644 milyon kilowatt/saat enerji kullanmış.
  • İngiltere’nin döviz rezervi 2014’te 108 milyar dolarken BlackRock’un yönetimi altındaki varlıkları aynı yıl 4.65 trilyon dolar
  • Emirates’in uçaklarının ortalama yaşı 6 iken Kanada Hava Kuvvetleri’nin (cf-18) savaş jetlerinin yaş ortalaması 27.5
  • Alibaba, 2015 yılındaki Black Friday’den 14.3 milyar dolar gelir elde ederken Çad bunu ancak bir yılda elde edebilmiş.

Hal böyleyken NASA ve Rusya Uzay Ajansı’ndan önce Mars’a gitmeyi hedefleyen bir adamı devlet başkanı olarak tanımamak olmaz diye düşüyorum.

Çok uluslu şirketlerin bu yükselişi “küresel süper güç” kavramını değiştirmeye başladı. Şu an Apple’ın elinde olan nakit para ile dünya ülkelerinin üçte ikisinin GSYİH’si karşılanabiliyor. Kimi ülkeler ve ticari ortaklıklar büyük şirketlerin önüne vergi konusunda engeller çıkarmaya çalışsa da yükselişlerinin önüne geçemiyorlar.

Şirketlerin bu denli yükselişi siyaseti de etkiliyor haliyle. Son ABD seçimlerinde Silikon Vadisi’nin sergilediği tavır, seçimlerinin yönünü oldukça değiştirdi. Demokratlar genç kesimden aldıkları destekten memnun kalsalar da yapılan milyon dolarlık desteğe rağmen Amerikan ortalamasının yeterli desteğini alamadılar ve şimdilerde yine bir iş adamının gümrük ve vergi konusundaki sert politikaları ile karşı karşıyalar, bu sebepten ötürü yepyeni limanlara açılmak için dünyanın hatta Uzay’ın her yerini didik didik ediyorlar.

Türkçe Yayın Sosyal Medya Hesapları

Facebook: https://www.facebook.com/mediumturkiye

Twitter: https://twitter.com/mediumturkiye

--

--

Nazmelis Zengin
Türkçe Yayın

Social media, Social journalism, Generation y(Millennials), yuccies