En Yıkıcı Aşk Öyküsü: Vadideki Zambak | Honoré de Balzac

İnci Küpeli Kadın
Türkçe Yayın
Published in
3 min readOct 10, 2020

Honoré de Balzac’ın 1836'da yayımlanan romanı Vadideki Zambak, yazarın beklentilerine karşın döneminde hiç ilgi çekmemiştir. Oysa yazar, bu ilgisizliği göz ardı edip kitabını bir kusursuzluk örneği olarak görmekte ısrarcıdır. Nitekim günümüzde, Genç Werther’in Acıları gibi, dünyanın en çok sevilen ve ünlü aşk romanlarından biri olarak kabul edilir. Yalnızca epik bir aşk öyküsüyle değil, çağının toplumsal olaylarının ve insanlar üzerindeki etkilerinin ustaca yansıtılmış olmasıyla da öne çıkan bir romandır Vadideki Zambak.

Kimileri romanın fazlaca betimleme içermesinden yakınırken kimileri de Balzac’ın başyapıtı olarak nitelendirir. Başyapıt mıdır, bilmem ama aşkı bu şekilde özellikle doğayla ve akla gelmeyecek birçok şeyle şaşırtıcı bir bilgelikle bağdaştırılmış çok az roman gördüm, duydum ve okudum. Bu nedenle benzerine az rastlanan ve yürek burkan bu kitap, en sevdiklerim listesinde yerini aldı.

Honoré de Balzac
Honoré de Balzac

Başlıkta öyküyü nitelemekte kullandığım “yıkıcı” sıfatını seçmemin sebebini yazar, romanın sonlarına doğru kalbinize ufak bir sızının girmesine neden olacak şekilde ortaya koyacak, düşünülmüş ayrıntılar da cabası.

Bu dehşet verici incelikte yazılmış roman, başkahraman Felix’in Natalie adlı bir kadına yazdığı mektuptan oluşmaktadır. Ona, tüm ruhuyla sevdiği Henriette’i, korkunç bir çocukluğun ardından nihayet yaşadığı sevinçlerini ve vadinin ortasında bulduğu zambağını anlatır. Ancak sevdiği kadın ile arasına geçilmez erdem duvarları örülmüştür. Henriette’in sıkıntılı bir evliliği, iki hasta çocuğu ve onun eline bakan çalışanları vardır. Vadideki bir şatoda yaşayan Henriette, aslında bir nevi oranın mahkûmudur. Kavuşma ihtimallerinin Henriette’in kocasının ölümüne dayandığını sezinleyen sevgililer, derin bir sorgulayışa ve endişeye kapılır. Bu çıkmaz yol, Felix’in fiziksel hazlara olan gençlik hevesiyle birleşir ve can yakan bir kederi doğurur. Peki, bu keder ölüme sebep olacak kadar güçlü müdür?

“Acılar sonsuz oluyor, sevinçlerin ise bir sınırı var.”

İngiliz ve Fransız kadınının üzerinden iki farklı aşk anlatılır. Bedenini kullanarak sevdiği adamın yeminlerini alan Lady Arabelle ve herkesten sakladığı ailevi gizlerini, acılarını yalnızca sevdiği adama açan, erişilmez Henriette... Lady Arabelle, soğuk bir kibar çevre insanını temsil eder, güçlüdür ve sarhoşlukla sever. Tam tersi özelliklere sahip olan Henriette, herkes tarafından sevilen ancak içine gömdüğü acıları ve aşkıyla bir zeki kadın konumundadır. Muhteşem karakter analizleriyle iki farklı kadın kıyaslanır. Ancak bu sürekli kıyaslama Felix’e pahalıya mâl olur. Öyle ki, kendisini daha çok sevmesini sağlamayı umarak gizlerini açtığı tüm kitabın-mektubun- sonunda Natalie’den gelen beklenen bir mektupta beklenmedik bir cümleyle karşılaşırız: “Sizi sevmenin o yorucu şanından vazgeçiyorum.”

Aşkı en arı haliyle, doğadan tasvirlerle, hazırlanan çiçek buketleriyle bize sunan usta yazar Balzac, ardında aşk öyküsü adı altında değerli hayat derslerini de işlediği böylesine güçlü bir roman bıraktığında bize de en nihayetinde hak ettiği noktaya gelen Vadideki Zambak’ı okumak ve bittiğinde kapağını usulca kapatıp uzun uzun düşünmek kalır.

“Sizi seven bir kadın tenha bir yerde yaşamaktadır; sizin bakışlarınız onun en büyük bayramıdır, sizin sözlerinizle beslenir. O zaman bırakın o kadın sizin dünyanız olsun, zira siz onun her şeyi olacaksınız; onu gerçekten sevin, onu üzmeyin, bir rakiple kıskandırarak ona eziyet etmeyin. Sevilmek, anlaşılmak en büyük mutluluktur.”

--

--