Evden Çalışma Savaşları

Reklam sektöründe, özellikle yaratıcı grubun yıllardır işverenlere aşılamaya çalıştığı ‘’Evden Çalışma’’ modelini, koronavirüs sayesinde işverenlerine deneyimletmiş oluyorlar ancak, bu modelin pratikte o kadar da iyi bir uygulama olmadığını mı anladılar?

Evden çalışmanın mesai saati kavramını ortadan kaldırması ile birlikte gece gündüz gelen mailler, her an iş gelebilir korkusu ve çalışanın her an ulaşılabilir olma durumu işleri istenilenden daha mı rahatsız hale getirdi acaba?

Geçmiş dönemde freelance çalışarak, bu durumu fazlasıyla deneyimlemiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, evden çalışmanın olumlu yanlarının olduğu kadar, olumsuz yanları da bir o kadar fazla.

Evden çalışma sorunsalı olarak rastlayabileceğiniz en olası durum, mesai saati kavramıdır. Rutin iş yaşamında işe giriş ve çıkışların belirli olduğu durumlarda, müşterilerin size ulaşılabilirlik durumu belirli saatler içerisindeyken, bu durum evden çalışma modelinde tamamen ortadan kalkıyor ve sizde her an ‘’iş gelecek mi acaba?’’ korkusuna dönüşüyor.

Bir diğer sorunsal da rahatlığın getirdiği rehavet. Evde kendinize oluşturduğunuz kaçış alanları ve o alanların size bir adım uzaklıkta oluşu, sizin işe odaklanmanızı değil, sürekli ‘’Şu işi hemen bitireyim de keyifli dünyama döneyim’’ duygusuna itiyor ve sizin o işi özenerek yapmak yerine hızlıca bitirip bir adım uzaklığınızda bulunan daha rahat yaşam alanınıza geçmeyi düşündürüyor. Ya da yerinizden kalkmayıp o çalışmaya hiç başlamamayı :)

Ancak bu olumsuz yönler, işi gidiş gelişlerde trafikte saatlerce beklemekten kurtulmayı, özgürce ve rahat hissettiğiniz şekilde düşünebilmeyi, çalışma ortamınızı istediğiniz gibi oluşturmayı ve kuralları sizin koyduğunuz bir ofiste çalışıyormuş gibi bir deneyimin vazgeçiremez. Ev ortamında özellikle yaratıcı grup, sürekli kendisine dayatılan işlerin yapılmasından ziyade kendi fikirlerini rahatça uygulayabilme fırsatı buluyor.

Bakalım işveren koronavirüs tehditinin ortadan kalmasının ardından, çalışanına hak verip ‘’bu iş evden de yapılabilir ajansa gelmeye ne gerek var’’ düşüncesine ikna mı olur yoksa ‘’kendi bildiğim daha doğruymuş’’ deyip sabah 9 akşam 6 devam mı eder?