Factfulness Kitap Yorumu

Burag Hançer
Türkçe Yayın
Published in
4 min readMar 12, 2020

--

Akşam televizyonda haberleri izlerken gördüğünüz birbirinden felaket hikayeler moralinizi mi bozuyor?

Her gün dünyanın gidişatı hakkında duyduğunuz negatif yorumlar, küresel ısınma, savaşlar, açlık ve yoksulluk gibi konular kafanızı mı kurcalıyor?

Bence bu spesifik geri bildirimlere odaklanmak yerince önce bu konular hakkında daha genel bir bilgi birikimine ulaşmamız gerekiyor.

İşte tam bunun için size harika bir kitap tavsiyem olacak…

Factfulness, dünyada kötüye gittiğine inandığımız bir çok durumun aslında hiç de öyle olmadığını veriler ve analizler ışığında anlatan ufuk açıcı, harika bir kitap.

Hepinizin kitabı okumasını dilemekle beraber, bu yazıda dileğim size kitaptan beğendiğim bazı bölümleri paylaşmak ve bu şekilde kitabın içeriği hakkında bilgi vermek.

Gelişen ve Gelişmiş Ülkeler

Muhtemelen bu iki terimi özellikle haberlerde her gün duyuyorsunuzdur, fakat ülkeleri bu şekilde ikiye bölmek büyük ölçüde yanlış ve çok fazla yanılgıya yol açıyor.

Bu iki kavramı kafamızda canlandırmaya çalışınca arada bir uçurum oluşuyor. Sanki biri takım elbisesi ile işe giden insanlar ile dolu, diğeri ise yemek bulamayan, çamurda oynayan çocuklar…

Fakat bu büyük bir yanılsama!

Yazar ise her ülkedeki gelişmişlik seviyesini, gelir ve eğitim gibi birçok kategoride analiz ederek yeni bir sistem öneriyor.

Gelir düzeyine ve doğal olarak yaşam şartlarına göre ayrılan 4 kategoriyi yukarıda görebilirsiniz. Bir yandan da hangi kategoride kaç insan bulunduğunu.

Gördüğünüz gibi aslında dünya popülasyonunun büyük bir kısmı denklemin ortasında bulunuyor ve işler siyah-beyazdan ibaret değil.

Belirtmek isterim ki bu yazı kitaba kıyasla oldukça yüzeysel olacak. Tek isteğim ilginizi çekerek sizi kitabı almaya teşvik etmek 🙂

Gelir ve Çocuk Sayısı İlişkisi

Düşük gelirli yoksul aileler daha fazla para kazanır ve yaşam standartlarını yükseltirlerse sizce fazla sayıda çocuk yapmaya devam ederler mi?

Hayır, en kalabalık çevirdek aileler en yoksul kategoride bulunuyor. Bunun nedeni ise bu kategoride çocuk ölümü oranının yüksek olması, çocuk iş gücünün gerekliliği ve anne adaylarının eğitimsizliği.

Yoksulluk seviyesinde olmayan aileler (seviye 2, 3, 4) ortalama iki çocuk yapıyorlar. Bu konu ile ilgili en büyük yanılsama ise eğer yoksul aileler yoksulluktan çıkarsa dünyanın fazla kalabalık olacağı. Aksine yaşam standartları yükselince daha az çocuk yapmaya başlayacaklar.

Kalabalıklaşmak demişken…

Dünya Ne Kadar Kalabalıklaşacak?

Merak etmeyin öyle 20–30 milyara ulaşıp kendimizi boğmayacağız. Birleşmiş Milletler tahminlerine göre sınır 11 milyar.

Diğer bir tahmin ise ülkeler yoksulluktan çıktıkça ailelerin daha az çocuk yapacakları ve çocuk sayısı aile başına 2'ye yaklaşacak olması.

Peki o zaman nüfus nasıl artacak?

Grafikte gördüğünüz gibi nüfusun önümüzdeki 50 sene artacak olmasının nedeni, bugün doğan çocukların yaşlanıp uzun yıllar yaşayacak olmaları. 2075 yılında da nüfus dengeye girecek tahminlere göre sabit kalacak. Elbette ortalama insan ömrünün artmasının da denklemde payı var.

Yani gelecek kalabalığın nedeni yeni doğanlar değil, bizleriz 🙂

Medya Yaktın Bizi

Açıkçası televizyon izlemek hayatımın bir parçası değil fakat her fırsatta internetten global haberleri takip etmeye çalışıyorum ve şok edici başlıklar ve hikayeler ile karşılaşıyorum. Bu hikayelerin gerçeklik payı olsa da hem büyük resmi yansıtmıyorlar hem de moralimizi bozarak bizi yanlış yönlendiriyorlar.

Peki medya bunu neden yapıyor?

Bu kişileri kötülemek ile başlayabiliriz fakat durum biraz daha farklı.

Medya endüstrisi, televizyon programları, kanalları, internet siteleri, bunların hepsinin amacı insanların ilgisini çekmek. Aksi taktirde kar edemez ve var olamazlar. Yani insanların dikkatini çeken, kaza, felaket savaş ve hatta cinnet gibi haberler sıradan haberlere oranla medya piyasasında şirketlere avantaj sağlar.

Diğer bir yandan da sıradan, klasik, güzel haberler sunan medya platformlarının bu yarışmada kazanmalarına imkan yok.

Benzer şeyler satan yanyana iki dükkan düşünün, birinin vitrini ilginizi çekerken diğerine kimse bakmıyor ve doğal olarak içeri girmiyor. Biri hayatta kalırken diğeri ne yazık ki batmaya mahkum.

Sonuç olarak da şu anda sahip olduğumuz medya ortamına sahibiz. Yani kötü niyetli insanlar masalarının arkasında oturup keyiflerinden çılgın haberler yazmıyorlar, piyasa ve rekabet insanları bunu yapmaya itiyor.

Kitabın medya konusuna değinmesinin nedeni ise, medyanın sahip olduğumuz yanlış dünya görüşünde büyük bir payının olması.

Bonus

Kitap her fırsatta bu konular hakkında ne kadar cahil olduğumuzu kibar bir dille hatırlatmaya özen gösteriyor. İşte size beni şoke eden birkaç grafik daha…

İran’ın ortalama çocuk sayısına bir göz atın, aklımın ucundan geçmezdi böyle bir ilerleme kaydettikleri. Ben halen ortalamanın 4–5 olduğunu sanıyordum…

Çocuk işçiliği, düşüyor, düşüyor…

Yoksulluk düşecek, bitecek…

Kitap aklınızı uçuracak bunlara benzer veriler ve bilgiler ile dolu, umarım birazcık olsun ilginizi çekmiştir, hepinize iyi okumalar.

İçeriklerim hoşuna gidiyorsa Yirmilerim’i sosyal medyada takip edebilirsin!

🎉Youtube Kanalı: https://www.youtube.com/c/yirmilerim

🌈 Haftalık Bülten: http://eepurl.com/do729H

🔥 Instagram Sayfası: https://www.instagram.com/yirmilerim/

🌍 Facebook Sayfası: https://www.facebook.com/yirmilerim

📚 Blog: https://www.yirmilerim.com/

--

--