Feynman Tekniği ile Kalıcı Öğrenme

Etkili bir çalışma ile zor bir konu nasıl kolaya indirgenir?

Arda Metesar
Türkçe Yayın
4 min readSep 4, 2018

--

(Richard Phillips Feynman)

Richard Feynman (1918–1988) yazar, grafik roman kahramanı, entelektüel, filozof ve Nobel ödüllü bir fizikçidir. Kendisi sıradan bir fizikçi değil, imza attığı çalışmalar ile tüm zamanların en önemli bilim insanlarından birisidir. Bilim zümresi tarafından “Büyük Öğretici” olarak anılmaktadır.

  • 1940 yıllarındaki çalışmaları ile kuantum elektrodinamiği (KED) kuramını yaratmış, öncülük etmiştir. Bu çalışmaları ona (…ve ona eşlik eden bilim insanlarına) 1965 yılında Nobel Fizik Ödülü kazandırmıştır.
  • İcadında büyük rol oynadığı Feynman diyagramı ile atom altı parçacıkların esrarengiz davranışlarına ihtiyaç duyulan açıklamayı getirmeye yardımcı olmuştur.
  • Bilim alanında yaptığı çalışmalar ile nanoteknoloji, kuantum hesaplama ve parçacık fiziği alanlarına doğrudan katkılar sağlamıştır.
  • 1986 yılında yaptığı araştırmalar ve açıklamalar, uzay mekiği Challenger felaketinin nedenlerinin anlamlandırılmasında kritik rol oynamıştır.

20. yüzyılda yaptığı çığır açan araştırmalarına ek olarak Richard Feynman; parlak, etkileyici ve ihtiraslı bir düşünürdü. Bilim dünyasında, karmaşık gözüken bilimsel vukufları sentezleme ve izah etme yeteneği ile bilinmekteydi. Öğretmen olarak verdiği dersler öğrencilerince efsanevi olarak kabul görmüştür — Albert Einstein lisansüstü öğrencisi olarak Feynman’ın derslerine katılmış, Bill Gates onun eğitime yaklaştığı pedagojiden ilham almıştır. Daha sonraları onu “sahip olamadığım en iyi öğretmen” sıfatıyla adlandırmıştır.

Richard Feynman’ın yaşamının büyük bir çoğunluğu tıpkı üzerinde çalıştığı parçaların öngörülemeyen hareketleri kadar şevkli ve canlıydı. Fizik ile olan çalışmalarından artakalan zamanlarında çizim yapmak, bongo çalmak ve sanatın çeşitli dalları ile zaman geçirmekteydi.

Feynman Tekniği

Richard Feynman’a göre bilgi iki tipe ayrılır, biz ise çoğunlukla yanlış tip bilgiye kapılı kalırız. Birinci tip; bilginin yalnızca tanımını bilmekten ibaretken, ikinci tip o bilgiyi temelleriyle bilmeyi ele alır.

“Bir şeyi 6 yaşında bir çocuğa anlatamıyorsanız, siz de anlamamışsınız demektir.” — Albert Einstein [¹]

Feynman Tekniğinin temellerinde ise sahip olunan bilgiyi altı yaşında bir çocuğa anlatabilecek kadar sadeleştirebilmek, kavramları basit esaslarıyla bilmek yatıyor. Zira ancak bu şekilde o bilgiye tamamen hakim olduğumuzu beyan edebiliriz. Richard Feynman, bu zihinsel modeli henüz Princeton Üniversitesinde öğrenciyken bildiği ve bilmediği konuları birbirleriyle bağdaştırmak için geliştirmiş.

John Gleick, yazdığı Genius: The Life and Science of Richard Feynman isimli Richard Feynman biyografi kitabında bu tekniğin nasıl ortaya çıktığını anlatmış. Gleick’in anlatısına göre “…bir gün Feynman yeni bir defter açtı ve başlığını ‘Bilmediğim Şeyler’ koydu. İlk ancak son olmayacak şekilde notlarını yeniden düzenledi. Her fizik dalını parçalarına ayırmak, parçalardaki bağlantıyı bulmak ve tekrar bir araya getirmek için haftalarca çalıştı. Her konunun temel çekirdeğini bulmaya, spesifiklikten; basitliğe arındırmaya gayret etti.” [²] düşüncesiyle Feynman Tekniği vuku bulmuş.

Bu model; yeni kavramları hızlı bir şekilde öğrenmek, sahip olunan bilgi boşluklarını gidermek, unutmak istenilmeyen fikirleri zihinde tutmak ve daha verimli çalışmak için kullanılıyor.

(Feynman Diyagramı)

Dört ana başlıktan oluşan Feynman Tekniğinin metodolojik dizelgesi sırasıyla aşağıda göründüğü gibidir.

01) Konunun Tanımlanması

Boş bir kağıda konunun başlığını, konu hakkında bildiğiniz tüm veri ve bilgi öbeklerini yazın. Kaynaklarınızdan her yeni bilgiye ulaştığınızda ekleme yapmaya devam edin.

02) Çocuğa Anlatırcasına Sadeleştirilmesi

Çocuğa, yabancı birisine, en olmadı Bilal’e anlatırmışcasına kavramın temellerine inin. Mümkün olduğunca kompleks ifadeler kullanmaktan kaçınarak bir çocuğun bile anlayabileceği düzeye indirgeyin. Bilim spesifik bir terminolojiyle doludur, çalışırken bu jargonlardan olabildiğince uzak durmak sahip olmadığımız bilgilerin arkasına saklanmamızın önüne geçer.

03) Bilgi Boşluklarının Belirlenmesi

Gerçek öğrenmenin en baş noktası neleri bilmediğini ve öğrenmek istediğini bilmektir. Kağıda aktarılan verilerdeki bilgi eksiklerinizi belirlemek, kaynak materyale geri dönüp telafi etme adına faydalı olacaktır.

04) Organizasyon

Son aşamada ise belirlenen bilgi boşluklarının doldurulması, aralarındaki noktaların yakalanması ve bilgilerin organize şemasının sağlanması geliyor. Öğrenilmek istenilen bilgiyi aynı bir sınıfta anlatırmışcasına (tercihen sesli) analojilerden, gündelik hayata olan indirgemelerden yararlanılarak çalışılmalı. Opsiyonel olarak çalıştığınız konuya uzak birisini bulup bilgileri ona anlatmaya, öğretmeye çalışılabilir. (Bu adreste organize edilmiş örnek bir not defteri görüntülenebilir.)

Ebedileştirmek

Boş bir not defterine baktığınızda o sayfaları bir fırsat haline getirmeyi düşünün. Feynman’ın dediği gibi öğrenme hayat boyu sürecek bir arayıştır, bu teknik sınavlara hazırlanılmasına yardımcı olmak amacıyla geliştirilmiş olsa da hayat boyu öğrenmeyi sürdürmek için kolayca uyarlanabilir. Bir not defterini fikirleriniz ve bilgilerinizin büyüyebileceği bir alan konumuna adayarak bu öğrenme yolunu devamlı bir sürece dönüştürebilirsiniz.

(Pavle Svilic tarafından lisanslanmıştır.)

Günümüzde araştırmacılar Thomas Edison’un not defterlerini halen ayrıştırmakta, sürekli olarak fikirlerini ve buluşlarını nasıl geliştirdiğini öğrenmekteler. Feynman’a göre Edison, sahip olduğu bilgileri kendi tekniğiyle kategorilendirerek bilgi ve düşüncelerinin kapsamlı bir kaydını yapmıştır.

Kaynakça

[1]: Philipp Frank, Einstein: His Life and Times (1949), syf. 418
[2]: James Gleick, The Life and Science of Richard Feynman (1993), syf. 56

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor

--

--

Arda Metesar
Türkçe Yayın

Jack of all trades, master of none. 多芸は無芸