Gökkuşağından Griye Doğru
“Bugünün kelimesi ne olsun?” diye sordu. “Eğlence!”diye cevap verdi, küçük kız. Eğlenmeyi unutan bir adam bu kelimeyi nasıl açıklayabilirdi? Durdu, düşündü. Söyleyecek tek kelime bulamadı. Bu ilk defa oluyordu, her söze, her duruma karşı bir açıklaması vardı. Ama gelin görün ki küçücük bir kız söylediği tek bir kelime ile alt üst etmişti yılların birikimini. Yenilmedi, boğazını temizledi, en gür sesiyle; “Eğlence” dedi adam “Hoşça vakit geçirten şey, gülmek için yapılan bir eylem” diye açıklayabildi. Sözlükteki tüm kelimeleri biliyordu, işte bu sayede bir dil profesörü olmuştu. Ama bilmek hissetmek değildi.
Adamın gülmesi için çalışması gereken yüz kasları çoktan ölmüştü. Yüzünde tek yapabildiği eylem, kaşlarını çatmaktı ki “eğlence” kelimesini açıklarken bile kaşlarını çatması küçük kızın gözünden kaçmamıştı. İşte bu yüzden daha zordu çocuklarla çalışmak. Çocuklar tüm duyguları yakalayabiliyorlardı ve yetişkinler gibi yalan söyleme becerileri yoktu. Yani asık suratlı bir ihtiyara çok yakışıklı olduğunu asla söylemezlerdi.
“Nasıl?” dedi, küçük kız. Aslında çok basit, tek kelimelik bir yargıydı bu. Ama daha bilmiyordu küçük kız; gri devlerin ortasında bir gökkuşağı olmaya çalıştığını. Renksiz filmlerin renklenmesi gibiydi küçük kızın gözleri. Sanki yeni bir çağa atlamak gibi. Ama büyüdükçe grileşiyordu her renk. Kimse direnememişti büyüme eylemine.
Asık suratlı dev düşündü “Nasıl?” diye. Kimine göre bir barda arkadaşlarıyla içki içip kendinden geçmek eğlence olabilirdi. Büyükler eğlenmek için böyle yapmazlar mıydı? Ama küçük kıza göre değildi bu cevap. Oysa belki doğada olup rüzgarı hissetmek bütün benliğinde, gözlerini kapayıp kuşları dinlemek eğlence olabilirdi. Uçarcasına koşmak ormanda, sonra derin maviye dalmak, doğanın eşsiz bir parçası olduğunu hissetmek ve damarlarındaki kanın akışında kendi varlığını farketmek daha eğlenceli olabilirdi.
Ama kız istediği yanıtı kimseden alamadı. Soldu rengi, büyüdükçe griye döndü her şey. Dünyanın renklenme umudu bir nefes daha tükendi. Belkilerde kaldı bir devir daha.