Geleceğinle İlgili Endişeli Misin?

Endişelenmekte Çok Haklısın!!

Ümit Öner
Türkçe Yayın
7 min readFeb 26, 2021

--

Geleceğin için endişeli misin?

Okumak, mezun olmak, iş bulmak, işinde başarılı olmak… Ve tüm bunları başına bir iş gelmeden, hastalıktan ölmeden, ekonomik krizlerden etkilenmeden, teknoloji tarafından işsiz bırakılmadan, terör mağduru olmadan, ayrımcılığa ve şiddete kurban gitmeden, mobbinge veya tacize uğramadan, yaşam tarzın veya siyasi görüşün nedeniyle ötekileştirilmeden,özgürlüğünü kaybetmeden ve de en önemlisi kişiliğinden ödün vermeden başarabilecek misin?

Soruları arka arkaya dizdiğimizde gidip köprüden atlayasın geliyor olabilir. Sana endişelenmekte ne kadar haklı olduğunu söylediğimde daha iyi hissetmeyeceğin kesin! Fakat bunu söylemek zorundayım:

Endişelerinde çok haklısın!

Önümüzdeki dönem ciddi küresel riskler barındırıyor. Bu risklerin bazıları öngörülebilir cinsten. Örneğin, iklim krizini veya yapay zekanın bazı işleri yok etme ihtimalini öngörebiliyoruz. Diğer tarafta bize doğru yaklaşanı hissettiğimiz ama günlük yaşamımız içinde çok da umursamadığımız riskler mevcut. Gezegen genelinde siyasetin toplumlar içindeki kutuplaşmayı körüklediği, aşırı kutuplaşmanın terörü ve şiddeti normalleştirmeye başladığı bir gidişat söz konusu. Ve başımıza gelmeden bu olumsuzlukların etkisini tam olarak anlayamıyoruz. Son olarak tamamen öngörülemeyecek — en azından biz sıradan insanlar tarafından — riskler mevcut. Bunun en güzel örneğini Covid-19 pandemisi verdi. Pandemi hepimiz için nasıl baş edeceğimizi bilmediğimiz yepyeni bir problemdi. Komplikasyonları da aynı belirsizlik şiddetinde olacak. Örneğin, pandemi nedeniyle yeterince eğitim alamayan gençlerin geleceğini ilgilendiren riskler, 1 sene önce kimsenin öngörmediği ve belirsizliğini koruyan sorunlar arasında.

Hayat çoğu zaman belirsiz bir yolculuktur. Kabul. Seçimlerimizin sonuçlarını her zaman bilemeyiz. Bir çok seçimimizde işi şansa (veya kadere) bırakırız. Bazı seçimleri ise daha bilinçli yaparız. Bilinçli seçim, mevcut koşulları, geçmiş birikimi ve gelecekle ilgili istek ve hedefleri dikkate alan bir eylem planıdır aslında. Kariyerimizle ilgili yaptığımız seçimler, eğer mutlu ve başarılı olmak istiyorsak, bilinçli şekilde yapılmalıdır.

Fakat bilinçli seçimin önündeki en büyük engellerden biri belirsizlik (yeterince bilgiye veya bilgiye erişime sahip ol(a)mamak), ve belirsizliğin yarattığı endişedir.

Endişe ( veya panik) kişiye yanlış seçimler yaptırmakta oldukça ustadır.

O nedenle yukarıda saydığım ve belki de tamamını dahil edemediğim riskler ve belirsizlikler, geleceğin ve kariyerinle ilgili plan yapmanı engelleyebileceği gibi, seni gitmek istediğinden çok uzak yollara fırlatacak kararlar almana neden olabilir.

Diğer taraftan endişelerle mücadele edip yolundan sapmamak mümkündür. Bu yazımda, haklı endişelerle mücadele yöntemlerini anlatacağım.

Gelecekle İlgili Endişelerinle Nasıl Mücadele Edebilirsin?

Gelecek planından ve yolundan sapmak istemiyorsan, ilk olarak bazı ön kabullerle hareket etmek gerekiyor:

  1. Sorun ve belirsizlikleri kabul etmek
  2. İradenin endişelere teslim olmaman için yeterince güçlü olduğuna inanmak.
  3. Her zaman fırsatların olabileceğini düşünmek.

Bu üç adımı sırasıyla açıklayalım:

İnsan, bir problemle karşılaştığında önce inkar eder. Veya bunların kendisini etkilemeyeceğini düşünmek daha kolay gelir. Görmezden gelir. En kötüsü de hiçbir şeyden haberi olmamasıdır! Gelecek ve kariyer ile ilgili planlarda en tehlikeli hataların başında bilgisizlik gelir. Bugün bilgiye erişim eskisine göre çok daha kolay. Bir sürü kaynağa sahipsin. Üstelik ne istediğini ve nereye ulaşmak istediğini farketmeni sağlayacak mentorluk ve benzeri destekler eskiye göre çok daha yaygın ve ulaşılabilir. Böylece belirsizlik ve risklere karşı hazırlıklı olmak mümkün. Ama bunu yapabilmek için çaba göstermen gerekiyor. Malesef yeni adaylarda en büyük eksik, ellerindeki tüm bilgi ve etkinlik kaynaklarına rağmen bunları araştırmıyor ve katılmaya üşeniyor olmalarıdır.

Gelişmeleri takip etmeyen bir adayın başına ne geleceğini yaşanmış bir örnekle açıklayayım:

Otomotiv sektöründe işe alacağımız adaylardan kısa videolar çekerek bazı soruları yanıtlamaları isteniyordu. Bu sorular genel olarak sektörü ilgilendiren güncel gelişmelerle ilgili ne düşündüklerine dair yorum sorularıydı. Otonom teknolojiler, elektrikli araçlar, paylaşım ekonomisi gibi kavramlar gündelik hayatımızda sıkça karşımıza çıkıyor. Özellikle sosyal medyada oldukça trend olan bu konular hakkında malesef çoğu adayın hiçbir fikri olmadığını görmek bizi şaşırttı. İşverenler, adayların firmalarına ve sektörlerine azıcık da olsa merak duymasını isterler. Nitekim biz de işe alımlarımızda çok az da olsa bu trendlerle ilgili fikri olanları tercih ettik. Hiçbir araştırma yapmayanlar ise daha ön mülakatta elendiler.

Araştırmak, riskleri ve koşulları anlamak için zorunlu. Zorunlu olmasının bir nedeni de teknolojinin çalışanlara bunu giderek daha fazla dayatacak olması. Önümüzdeki dönemde yapay zeka teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte 21 milyon insanın çalışmaya devam edebilmek için yeni beceriler elde etmesi gerekeceği belirtiliyor! Bir çok insanın yapmakta olduğu işleri makineler yapabildiğinde, bu insanların yeni bilgi ve donanımlar edinmesi gerekecek. Henüz iş hayatının başında olan birisinin ise bu risklerin farkında olması halinde kendi donanımı buna göre oluşturma şansı var. Dikkate alınmaya değer bir şans bence.

Daha fazla bilgi Instagram Hesabımda

Bilgiden sonra ikinci sırada irade geliyor. Endişelere teslim olmak bir diğer hata. Bugün çevremde bir çok yeni adayın yazının başında saydığım nedenlerden dolayı endişeli ve depresif olduğunu gözlemliyorum. Kaygılı insanı atalet ele geçirir. Böyle bir durumda hiçbir şey yapmak istemez ve kabuğumuza çekiliriz. Tabi ki hayat devam eder, ve koşullar güncellenir. Kabuğuna çekilmiş bir insanın gelecek hayallerini gerçekleştirmesi tamamen şansa bağlıdır.

Şansın yüzümüze gülmesini beklemek özellikle kriz dönemlerinde kulağa pek akıllıca gelmiyor.

Dolayısıyla şans meleğini beklemeye alıp irade moduna geçmek gerekiyor. Hayatın iplerini ele almak için öncelikle istemek ve gayret göstermek gerekir. Harekete geçmeli, endişeye teslim olmamak için gerekli güce sahip olduğuna inanmalısın. Damarlarında akan güç sana yeter. Buna inan ve iradeni eline al. Hayatınla ilgili kararları verebileceğine, doğru adımları atabileceğine, veya en azından attığın her adımın kendince bir açıklaması olabileceğine inandığın zaman harekete geçmek kolaylaşır.

Bugünün endişeleri seni bunaltacak, moralini bozup motivasyonunu düşürecek. Ama unutma, tüm bu olumsuz duyguların sana hiçbir faydası yok. Hedeflerine, gelecek hayallerine, sahip olmak istediğin hayata ulaşabilmek için çaba sarfetmelisin. Ve bu enerjinin sende saklı olduğuna inanarak işe başlamalısın. Hayatında faydalı bir şeye yer açmak istiyorsan, o zaman baş köşeyi kendi iradene inanmaya ayırabilirsin.

Bildik ve kendimize inandık. Peki sırada ne var?

Sıradaki duygu, çok hoş bir şey: Umut!

Sorunlar her zaman olacak. Ama aynı şekilde fırsatlar da her zaman olacak. Her kriz kendi fırsatını doğurur cümlesini pek sevmiyorum. Çünkü bu cümleden başkalarının kötü durumundan yararlanmalısın anlamı da çıkabilir. Halbuki fırsatların olabileceğine dair umudumuz başkalarının içinde bulunduğu kötü durumlardan değil, kendi koşullarımızın bu yeni şartlarla olan ilişkisinden ortaya çıkar.

Ne demek istediğimi bir örnekle anlatayım:

Pandemi nedeniyle üniversite kampüsleri kapandı. Öğrenciler uzaktan eğitimle derslerine — artık ne kadar mümkünse — devam etmekteler. Normal zamanlarda kampüslerde çeşitli etkinlikler olurdu. Kariyer etkinlikleri de son yıllarda oldukça popülerdi. Bu etkinliklerin öğrenmenin ve eğitimin önemli bir bölümü olduğuna ve katılım göstermenin iş hayatı için çok değerli bir hazırlık olduğuna inanıyor ve mentilerime sürekli bunu öneriyorum.

Peki kampüs kapalıysa ne yapacağız?

Pandemi koşulları firmaların genç yeteneklere erişim için daha fazla online etkinlik üretmesini sağladı. Eskiden kampüste gerçekleşen bir kaç kariyer günü, seminer, konuşma ve benzeri etkinliğin yerini zaman ve mekanla kısıtlanmayan onlarca etkinlik aldı. (Tüm bu etkinlik fırsatlarını kariyerim321 instagram hesabından takip edebilirsin) Üstelik artık üniversitene gelip gelmeyeceğini beklemeden, oturduğun yerden bir çok profesyonel yöneticiyi, kariyer danışmanını dinleyebilir, webinarlara katılabilir, sanal kariyer fuarlarında yeni fırsatları kovalayabilirsin.

Peki sen bu fırsatların farkında mısın?

Ücretsiz ve hiç yorulmadan katılacağın bu bir-iki saatlik etkinliklerde öğreneceğin bir kelimenin bile geleceğini nasıl şekillendirebileceğini biliyor musun? Bunun için gayret gösterip, araştırıyor musun? Yoksa bunun yerine endişelenip durmakla mı yetiniyorsun?

Gördüğün gibi, pandemi kampüsleri kapatsa da şirketler ve kurumlar etkinlik yapmaktan geri durmuyor, hatta eskisine göre çok daha fazla ve çeşitli etkinlikler açılıyor. Tek yapman gereken instagramda fotoğraf beğenerek geçireceğin vaktin bir kısmını kendi geleceğin için ayırmak.

Öğrenme fırsatlarından hiç bahsetmiyorum ki bu konuyu yetkinlik kavramını inceleyeceğimiz ileriki yazılarımda ele alacağım.

Sonuç olarak mevcut koşullarda bile fırsatların olduğunun bilincinde olup, bu doğrultuda gayret göstermek senin elinde. Kendi koşullarını değerlendirip, bu fırsat alanlarına nasıl erişim sağlayabileceğine kafa yorman, mevcut endişe evreni içerisinde geleceğini planlaman için en önemli adım olacak.

İpleri Eline Al!

Dünya sorunlarla dolu. Hayat kolay değil ve her zaman engeller olacak. İşler istediğimiz gibi gitmeyebilir, veya etki alanımızda olmayan olaylar geleceğimizin önüne duvar gibi dikilebilir. Önümüze böyle bir duvar dikildiğinde onun aşılmaz yükseliğini, delinmez kalınlığını düşünüp endişelenmekle yetindiğimiz sürece elimize tek geçen şey o lanet duvarla sonsuz ve mutsuz bir aşk olur! Duvarı görmezden gelmek de bir şeyi değiştirmez, tam tersine küçük bir dünyaya hapsolmamıza ve hayallerimize sonsuza kadar veda etmemize neden olur.

Demek ki yapmamız gereken öncelikle mücadele edecek güce sahip olduğumuza inanmak ve duvarı aşmanın bir yolu olduğuna dair umudu yitirmemek olmalı. Araştırmalı, gayret göstermeli, inatla çözüm aramalıyız. Gerektiği yerde ter ve göz yaşı dökmeliyiz.

Tırnaklarımızı endişeyle yemek yerine o tırnaklarla hayatı kazımalı, kendi geleceğimizi inşaa etmeye çalışmalıyız.

Unutma, başarısız olmak acınası bir durum değildir.

Ama hiç denememiş olmak gerçekten acınasıdır.

Ümit Öner, Şubat 2021

Kariyer , gelecek planlama, hayatı zenginleştirme ve kişisel gelişim alanlarında koçluk ve mentorluk yapan ve aynı zamanda bir blog yazarı olan Ümit Öner’in diğer çalışmalarına Medium profilinden ve Instagram hesabından ulaşabilirsin.

Diğer yazılarım da ilgini çekebilir:

--

--

Ümit Öner
Türkçe Yayın

■ Yazar ■ Mentor ■ Serbest Düşünce Üreticisi ■