Geri Bildirim Kültürü ve Takdir / Teşekkür Kavramı

Hamdican Gülgen
Türkçe Yayın
Published in
3 min readJan 29, 2020

Geri bildirimin önemi artık pek çok kurum ve kişi tarafından biliniyor ve yavaş yavaş hak ettiği değer verilmeye başlanıyor. Çok iyi niyetle planlanan geri bildirim süreçlerinden ve programlarından her ne kadar teknik ve pratik eksikliklerden dolayı istenilen verim alınamasa da bu çabanın takdir edilmesi gerektiğini düşünüyorum ve zamanla bu programların temellerinin sağlamlaşacağını, etkisinin artacağını umuyorum.

Bahsettiğim teknik ve pratik hataların pek çoğu, geri bildirim kavramıyla tanışan kişilerin ,bu kavram üzerine kurdukları sistemlerde hala temel düzeydeki bilgilerini ve pratiklerini kullanmaya devam etmeleri olduğunu düşünüyorum.

Benim bunlar arasında en sık karşılaştığım ise geri bildirim ve takdir kültürünün birbirinin iç içe geçmesinden kaynaklı ortaya çıkan şirin pembe geri bildirim seansları. Adeta pamuk şeker tadında gerçekleşen bu seanslar her iki tarafın –geri bildirim veren ve alan- birbirlerini ölesiye takdir etmesi, pohpohlaması ve övmesiyle devam edip, arada bir yerde belki bir iki öğüt verip tekrar birbirlerini övgüleriyle son buluyor. Bu faydasız ve zararsız seanslar kurumun kültürüne işlediğinde ise zamanla o şirin pembe seanslar yerini, her yapılan işe teşekkür etme, her yapılan işi takdir etme ve bunun etkili bir geri bildirim olduğunu düşünmeye bırakıyor.

Photo by Jon Tyson on Unsplash

Yanlış anlaşılmasın; takdir ve teşekkür kültürünün faydasız ve etkisiz olduğunu söylemiyorum. Takdir ve teşekkür kültürü bir organizasyon içerisinde çalışan motivasyonuna etkisi çok fazla. Benim burada üzerinde durduğum nokta takdir, teşekkür kültürünün geri bildirim kültürüyle iç içe kullanılıp, karıştırılması.

Geri bildirim bir iş sırasında veya sonrasında işin istenilen ya da istenilenin dışında yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın üzerinde durulması gereken bir alışkanlıktır. İstenilenin dışında ya da kötü olarak nitelendirelebilecek bir işte geri bildirim verme işini daha başarılı bir şekilde gerçekleştirebiliyoruz. İyi veya istenilen şekilde yapılan bir işe yönelik geri bildirim vermekte ise pek çok yönetici, iş arkadaşı zorlanıyor. Halbuki doğru şekilde yapılan bir iş için de aynı şekilde geri bildirim verilmesi çok kritik. Doğru yapılan kısımların vurgulanması, mutlaka var olan geliştirilebilecek noktaların belirtilmesi, işin bir sonraki sefere de aynı başarıda olmasını sağlayacaktır.

Geri bildirim gerek kişinin eksik / hatalı yaptığı noktaları, gerekse doğru / tam yaptığı noktaları vurgulamak zorundadır. Geri bildirim öznenin öyle ya da böyle gelişimini amaçlamalıdır. Belki de bu noktada sorgulamamız gereken, neden karşımızdaki kişiyi geliştirmek ve yardımcı olmak konusunda bu kadar isteksiz olduğumuzdur. Sebebi gerçekten bunu becerememek mi? Nasıl yapılabileceğini bilmemek mi? Karşımızdaki kişiyi incitmekten korkmamız mı?

Benim düşüncem bunun böyle olmasının sebebi yazının başında belirttiğim teknik ve pratik eksiği. Oturmamış geri bildirim kültürü ve kişilerin kafalarında oturmamış geri bildirim kavramı bulaşıcıymış gibi çevrelerindeki herkese yavaş yavaş yayılıyor.

Bence bunun en kötü yani ise hatalı uygulanan bir geri bildirim sürecini düzeltmek, sıfırdan bir geri bildirim düzeni / kültürü kurmaktan daha zor. Bu sistemin tek çıkış noktası ise sistemin kırılma noktalarını keşfedip, sistemin kendi kendini düzeltmesine yardımcı olmak. Okumalara yönlendirmek, kişisel sorgulamalara yönlendirmek, farklı geri bildirim metotları üzerinden tekrar tekrar geri bildirim süreçlerini başlatmanın yardımı olabileceğini düşünüyorum.

Size tavsiyem en başından geri bildirim konusunda açık ve net olmanız. Çekinmeden, utanmadan geri bildirim vermeyi deneyin, karşınızdakinin faydasını gözettiğinizden emin olun. Gerisi neredeyse hiç önemli değil.

Söyleyin gitsin!

--

--