Gidişat

Ayşegül Demir
Türkçe Yayın
Published in
2 min readOct 26, 2017

işlerin, olayların gelişme biçimi, durumu, yönü.

"Ülkenin gidişatını iyi görmüyordu"

Sabahları karanlık gökyüzüne uyanmaya başladığımızdan beri, gözümün feri söndü bu yıl da söndü. 06.48 servise binme saatimi olmasına rağmen son zamanlarda 6.26 uyanış saatim 6.40'lara çekildi. Yataktan uzaklaşmamaya gayret gösteriyor bedenim. Direniyor adeta . Kalkamıyorum belki de kalkmıyorum. 05.50 de çalmaya başlayan alarmı da ertelemeye özen gösteriyorum. Bu sürecin yaşattığı mutsuzluk da katlanarak günümü berbat ediyor. Neyse ki ofise bir şekilde varıyorum. Ofise giriyorum gri renk bir arka fona üzerine atılmış birkaç insan ve beyaz masalara yeşil sandalyeler… Kafayı kapatıp akşam 16.45'e kadar verimli bir gün geçip markanın işlerini toparladıktan sonra tüplere binip kendim için bir şeyler yapma niyetinde yola koyuluyorum. Genelde tüpü tercih ediyorum çünkü artık araba kullanmadan geçirdiğim her dakika kendime katkıda bulunacak şeyler yapıyorum. Tamamdır, eve ya da bir yere vardım bile. Şimdi kendime ayıracağım 5 saat kaldı. Önce bir yemek yiyeyim, şekerim düştü. Kaldı 4 saat. Felsefe mi öğrensem, şu yanımda gezdirdiğim kitabı mı okusam, ya Vega’nın yeni albümü de güzeldi onu dinleyebilirim. Bu ara sporu da aksattım belki de mutsuzluğum bu yüzden? Neyse harekete geç Ayşegül içinden geleni yap. Kendim için bir gelişim daha ekliyorum, günü de değerlendirmiş oluyorum. Kurumsal bir firmada kendime yatırım yaparken, tabi ki kendi ilgi alanımdaki konuların da yolunu açmak istiyorum. Akşam saati bir şeyleri şekillendirmeye çalışırken bilinçaltım gelecekten kaygılı. Çünkü kurmaya çalıştığım şey benim değerim olacak. Ne istediğimi eskisinden biraz daha iyi bilmem de ufaktan iç rahatlatıyorkeeee...

Tam o anda telefonda yazışmalar “euro 5tl olmuş”.

Soruyorum biz Türkler nasıl akıl sağlığımızı koruyacağız? Bu kaygıların peşine bir de ülkenin nereye gittiği ve elimizden alınan konforlar aklıma geliyor. Önce zamlar yapılır sonra indirim. Ben zaten kendi geleceğim için endişeliyken ülkemin dertleri de sırtıma yük olarak biniyor. Buna ek olarak ülkemdeki gelişmeler ya da gerilemeler tabi ki direkt olarak işimi etkiliyor. Geleceğimizi nasıl kurtaracağımı düşündükçe, bu ülkeden çıkış yapıp konfor alanımı bulduktan sonra dışarıdan bu ülke için bir şeyler yapmak geliyor aklıma. Ülkemde yatırım yapacak ne kadar çok şey varken, politika ve ekonomi konuları günlük olarak insan zihnini yorarak insanda yaşama şevki bırakmıyor.

Her gün tetikte uyanan biri olarak ben huzurlu değilim. Üstelik kaygılanacak çoluk çocuğum da yok.

Bakın nereden nereye geldim. Mevcut mutsuzluğumu bulmak için gözlerimi kapayıp biraz içimi dinledim. Derin derin nefesler… Düşüncelerin akmasına izin verdim. Sonrasında varış noktam gelecek kaygım olduğu.

İçimi döktüm, şimdi gideyim de gelecek kaygısıyla alakalı psikoloji yazıları okuyayım.

Teşekkürler.

--

--

Ayşegül Demir
Türkçe Yayın

Fizik mezunu - Video editörü - 2* Dalıcı - Bisikleti de bayağı seviyorum https://www.instagram.com/aysgldmr/