Hilâl
Türkçe Yayın
Published in
2 min readJan 23, 2019

--

Hızlı hızlı yürüyorum. Birkaç adım sonra oradayım, aylar önce çok uzaklara gitmek üzere ayrıldığım o sokakta. Deli gibi özlem duyduğum bu sokağı derin bir nefesle içime çekmek istiyorum. Köşedeki fırından gelen mis kokuları, Nebahat teyzenin çiçeklerle renklendirdiği balkonunu, bebeklerini alıp sokağa küçük bir evcilik alanı kuran kızları, iki kaldırım taşı ile küçücük alanı bile koskoca sahaya çeviren çocukları, üst katlardan ekmek alsınlar diye çocuklara sepet sallayan emekli amcayı, ellerinde pazar poşetleri ile apartman önlerinde laflayan kadınları, sokağın öbür ucundaki terzi amcanın şen şakrak konuşmalarını, her köşedeki farklı memleketten canım sokağımı…

Çocukluğum, ergenliğim, ilk sevincim, ilk üzüntüm, ilk düşüşüm, ilk kalkışım, ilk aşkım, ilk hayal kırıklığım, annem, babam, arkadaşlarım, sevdiklerim, sevmediklerim. Başkalarının yalnızca geçip gittiği bu sokak, bu canım sokak, benim için biriciğimin cüzdanımda taşıdığım o tatlı vesikalığından farksız, hep orada ama yalnızca görmek için baktığımda fark ediyorum benim için ne çok değerli olduğunu.

İşte şimdi bir adım, o koskocaman nefese bir adım. Köşeyi dönüp hayatımın geçtiği bu küçük dünyaya adım attığımda derin bir nefes çekiyorum ciğerlerim doluncaya, taşıncaya kadar. Sanki aylar önce buradan gitmemişimcesine giriyorum sokağa, çocukluk anılarıma, bu bana heyecan veren cümbüşe. Sokağa varıncaya kadar aklımdan geçen her şeyi tekrar sıraya diziyorum yürürken. En sevdiğim apartmanın önüne geldiğimde usulca bavulumu bırakıp zile basıyorum sanki seneler öncesine dönmüşüm de okul çıkışı eve koşuyormuşum gibi bir sevinçle.

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular |

--

--