Herkesin İnovasyonu Kendine!

Hamdican Gülgen
Türkçe Yayın
Published in
3 min readApr 18, 2019

İnovasyon, inovasyon, inovasyon… Sanki 3 kere art arda söylendiğinde büyülü bir şekilde ortaya çıkacakmış gibi bir algı var pek çok yöneticinin aklında. Her cümlemiz inovasyonla başlıyor, innovation’la bitiyor. İnovasyon gerçekten önemli bunu kabul ediyorum. Günümüzde kendini bir şekilde yenileyemeyen şirketler rekabetin gerisinde kalıyor ve zamanla yok oluyor. Bu yüzden her organizasyon umarsızca bu kelimeyi sarf ediyor, defterlere, kalemlere, duvarlara, tuvaletlere altın harflerle yazdırıyor. Bu durum öyle komik bir hale geldi Zaytung benzeri The Onion sitesi konuyla şöyle dalga geçiyor:

“South by Soutwest festivalinin (SXSW) 4. Günü itibariyle inovasyon kelimesi 650.000 kere kullanıldı. İnsanlar saniyede 8.2 kez inovasyon kelimesi kullanıyor. Tahminler festival bitene kadar sayının 24 milyona ulaşacağını işaret ediyor. Bununla beraber ‘Etkileşim oranındaki artış’ ve ‘potansiyel oyun değiştirici’ kalıpları da toplamda 950.000 ve 230.000 kez kullanıldı. ‘Yatırım modeli’, ‘uygulanabilir iş modeli’ ve ‘ekonomik gerçekler’ kalıplarının ise hiç kullanılmadığını dikkatlerden kaçmadı.”

The Onion’un bu haberinin inovasyonun popülaritesi ile ilgili muazzam bir eleştiri olduğunu düşünüyorum. İnovasyondan bahsederken çoğunlukla var olan gerçeklikten çok uzakta, hep ileriye dönük fikirler ve planlar görüyoruz. Bu planlar ve fikirlerin hayata geçmesi tamamen kendilerinden bağımsız pek çok gelişmenin meydana gelme ihtimali üzerine kurulu. Neredeyse çok az konuşmacı ya da danışman günümüz şartlarını ve gerçeklerini göz önünde bulunduruyor. Bu da giderek inovasyonla hayali aynı potada görmemize neden oluyor.

İnovasyonu bu kadar odağa koyan şirketler ve işletmelerin asıl kaçırdığı noktanın risk olduğunu düşünüyorum. Herkes kendini yenilemek ve geliştirmenin derdinde ama kimse risk almayı ya da rahatından vazgeçmeyi göze alamıyor. Burada hepinizin belki yüzlerce kez gördüğü şu konfor alanı adlı görseli tekrar paylaşmak ve hakkında sizi düşündürmek istiyorum.

Buradaki görseli tabi ki inovasyon ile bağlantılı olarak düşünmek gerekiyor. Inovasyondaki başarısızlığın sebebi tam olarak bu görselde yatıyor. Konfor alanından milim hareket etmeyen yöneticiler ve patronlar inovasyonun kendi kendine şirketlerine gelmesini ve süreçlerin yine kendilerinden alakasız gerçekleşmesini bekliyorlar.

İnovasyon başarılı bir şekilde entegre olduğu şirketlerdeki yöneticilere bakmanızı öneririm. Hepsi birer vaka çalışması niteliğinde. Twitter CEO’su Jack Dorsey’i ele alalım. Kendisi şirket tarihinde ilk defa bu yıl itibariyle maaş almaya başladı. Maaşı da 1,40$! Bu sembolik maaşın sebebi de Twitter’ın kuruluşundaki uygulaması 140 karakter sınırıyla alakalı. Bu kişinin maaşının ne olduğunun hiçbir önemi olmadığını ben de biliyorum. Jack Dorsey’in milyarder olduğunun ben de farkındayım. Ama Jack Dorsey’in Twitter tarihi boyunca hiç maaş almadığını tekrar hatırlatmak isterim. Kendisi şirketin performansı üzerinden bir ücret alıyor.

Bu sistemi kullanan bir diğer yönetici Facebook’un kurucu Mark Zuckerberg ve Google’ın üst kuruluşu Alphabet’in kurucusu Larry Page. Bu iki kişinin de maaşları sadece 1$.

Bu yapılanın biraz şov olduğunun farkındayım ama bunun bu kişilerin risk alma becerileriyle de alakalı olduğunu düşünüyorum. Bu kişiler şu an milyarder olabilirler fakat şirket kurulurken de orta büyüklüğe ulaştığında da aynı sistemi takip ettiler. Şirketlerinin potansiyellerine güvendiler ve kendi yaşam standartlarının şirketlerinin ne denli geliştiği ile bağlantılı olmasına karar verdiler. Konfor alanlarından uzak durdular ve hatta bu konfor alanına girmeyi reddettiler. Belki de bu yüzden dünyanın en inovatif şirketleri arasında yer alıyorlar. Belki de bu yüzden rakipleri bir bir düşerken hala ayakta kalmayı başarabiliyorlar.

Yöneticiler İnovatif olmadıkça ne şirketler ne de ürünler inovatif olamaz. Bu liderlerini kaybeden şirketler de tekrara düşmekle suçlanırlar. Belki de Tim Cook’un bir türlü sevilememesinin sebebi de budur, ne dersiniz?

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor

--

--